Sınai mülkiyet haklarının maddi değeri

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Özlem Arslan KART - Marka ve Patent Danışmanı

Kanun Hükmünde Kararnamelerle korunan Sınai Mülkiyet Hakları, 10 Ocak 2017 yılında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda birleştirilerek tek çatı altında toplandı. Bu tarihten itibaren yasa ile korunmaya başlayan marka, coğrafi işaret, tasarım, patent ve faydalı model tescillerinin koruma kapsamı genişletildi, sınırları çizildi ve yaptırımları ağırlaştırıldı. Başka bir deyişle tescil korumaları hak sahibinin elinde gerçek değerine kavuştu.
Değer diyoruz çünkü tescil koruması demek, markayı, buluşu, fikri, tasarımı ilk bulan ya da ilk kullanan bireyin veya kurumun sadece kanıtı değil aynı zamanda tüm ekonomik değerinin de sahibi olduğunun göstergesidir. Bu belge ile birlikte hak sahibi lisansını kullanma, ürüne dönüştürme, kiralama, satma, dağıtma gibi birçok hakka sahiptir. Tescil koruma belgesiyle birlikte hakkın sahibi, elindeki fikri, ticaret hayatında rahatça kullanabilirken, birçok ticari ilişkinin de yolunu açmış olur.

Dezavantajı avantaja çevirmenin vakti

1879 yılında Osmanlı’da çıkan İhtira Beratı (Patent) Kanunu bir tarafa bırakılırsa ülkemizde 2017 yılına kadar hiçbir patent kanunu yasalaşamadı. Bu durum ülkemiz için birçok dezavantajı beraberinde getirdi. Yeterince üzerinde durulmayan bu kanun fikir sahibinin elindekinin değerini bilememesine aynı zamanda koruma kapsamının değişkenliği nedeniyle güvenememesine yol açtı. Dolayısıyla kişi veya kurum tescil korumasının yaratacağı maddi değeri ölçümleyemedi. Biz bu haldeyken, dünyada ekonomiye yön veren ülkeler veya sınırları kıtaları aşmış global dev şirketler ellerindeki tescil belgeleriyle daha da güçlendiler. Tescil korumaları ile edindikleri haklar sayesinde rakipleri karşısında üstünlük sağladılar, hatta ve hatta onları kendilerine bağımlı hale getirdiler. Çoğu zaman gündemi meşgul eden milyon dolarlık davalarla karşımıza çıktılar. Kısacası, ellerindeki tescil korumaları sayesinde kimi zaman pazarı domine eden, kimi zamanda pazarın tek sahibi oldular.

Tespitin karşımıza çıkan birçok örneği gibi…

- Ülkemizde Amerikalı bir kahve firması tüm pazarın yüzde 80’den fazlasını yönetiyor. Çünkü bizler milyonlarca kahvenin arasında sadece etiket nedeniyle satın alma tercihimizi bu markadan yana kullanıyoruz. Markanın değeri günden güne bizim tercihlerimizle artıyor. Üstelik ülkemiz markalarının ezici şekilde önüne geçmesini sağlayarak büyütüyoruz. Bu şekilde tüketim tercihlerimizi etkilemesi tamamen marka değerinden kaynaklanıyor. Bizler kahveyi değil markayı satın alıyoruz. İşte bu noktada marka, benzersizliği, tanınmış marka statüsünden kaynaklı taklit edilemeyişi ile birlikte kendi pazarında güvenle büyüyor ve milyarlarca dolarlık mülkiyet hakkına kavuşuyor.

- Bugün Güney Koreli bir firmanın hızla Amerikalı rakibine kafa tutabilecek konuma sahip olmasının tek nedeni marka değerini yaptığı teknolojik atılımlar olduğu gerçeğini rahatça söyleyebiliriz. 2018 en değerli şirketler arasına giren Samsung, dünya çapında yarattığı algı tüm ülkelere örnek olacak cinsten. Milyon hatta milyar dolarlık davaların tarafı olan firmanın elindeki en büyük koz patentleri… Patentleri sayesinde sadece ürün değil dünyaya teknoloji de satarak her geçen değerine değer katıyor.

- Açıklamalarıyla bizi geleceğe yolculuğa çıkartan çılgın dahi Elon Musk, son buluşu elektrik ve hidrojen yakıtla çalışan ağır vasıta araçlarını dünyaya tanıtırken başının hiç tasarım tescili ile belaya gireceğini düşünmedi. Hem de 2 milyar dolarlık bir bela. Elon Musk’ın buluşunun tasarımı başka bir firmanın tasarımı ile birebir aynı olduğu iddiası gündeme bomba gibi düştü. Karşı firma davayı 2 milyar dolarlık tazminat istemiyle açtı. Kazanılması halinde tasarım tescilinin bir firmayı nelere taşıyabileceğini göreceğiz.

Bunlar ve bunlara ekleyebileceğimiz yüzlerce örnek ülkemizde markasıyla ticaret yapan, fikir sahibi, buluşu olan herkes için değerlidir. Çünkü tescil koruması sadece benzerlik karşısında sizleri haklı çıkaran bir belge değildir. Bu belgenin ekonomik bir değeri vardır. Bu değer çoğu zamanda her şeyin önündedir. Örneğini verdiğimiz teknoloji devinin dünya üzerinde en değerli kılan şey markasıdır. Oluşturduğu marka algısı, fiziki olarak sahip olduğu her şeyin üzerinde olan bir bedele sahiptir. Patentleri ise bu marka algısını destekleyecek en büyük ekonomik kozudur.

Alınan tescil belgeleri, bu bilince sahip olan kişilerin veya kurumların ekonomik getirisi en yüksek değerleri olacaktır. Ülkemizin bu bakış açısıyla hareket eden kişilere veya kurumlara ihtiyacı vardır. Yıllardır yaşadığımız bu dezavatanjı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun çıkmasını milat kabul ederek avantaja dönüştürmenin tam zamanıdır.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kurumsal ev zencileri 16 Temmuz 2025