TÜİK de makule dönüyor

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Önce Mehmet Şimşek geldi; “rasyonele dönmekten başka çare yoktur” dedi ve Hazine ile Maliye’yi makule döndürdü. Heterodoksun ipi çekilince bu defa Merkez Bankası, en genç ve ilk kadın guvernör ile makule döndü. Ancak yetmiyordu zira devletin veri üreticisi hala “terbiyeli rakamlar” açıklıyordu.

Öyle ki her şeyin çift hane arttığı Temmuz’da, tam da tek hane sınırında enflasyon ilan etti… Bir yandan Orta Vadeli Program (OVP) hazırlanırken, “bize terbiye edilmiş değil, gerçek veri lâzım” uyarısıyla TÜİK de makule dönmeye karar verdi. Nitekim Ağustos enflasyonu, “gerçeğe yakın” çıktı.

Aslında TÜİK, son derece önemli bir kurum… “Enflasyon kaç?” diye sorulduğunda; “sayın bakanımız siz kaç çıkmasını arzu ederdiniz?” denecek bir kurum olmamalıydı. Biliyoruz ki “ölçemezsen bilemezsin, bilemezsen yönetemezsin.” Bu gerçeğe rağmen; uslu, söz dinleyen TÜİK olsun istedik.

TÜİK’in makule dönüş işareti; Ağustos enflasyonu ile oldu. İTO’nun geçinme endeksi ve ENAG’ın aylık rakamlarıyla örtüşüverdi hatta ENAG’ı dahi geride bıraktı. Yıllardır “ateşi düşüremeyen doktor dereceyle oynarmış” eleştirisi getirdiğim TÜİK’teki olağanüstü gelişme, beni sevindirdi, umutlandırdı.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Peki, bu makule dönüş sürer mi?

Sürmeli, sürse iyi olur. Zira bize gerçek veri gerekiyor. Eğer siyasete “işler yolunda gidiyor” algısı yaratacak “iyimser” rakam üretirsen, kendini kandırmış olursun. Hatta; “TÜİK, Ajda Pekkan’ın yaşını 36 olarak ilan etti” gibi alaycı sözlere maruz kalırsın. Kimse seni ciddiye almaz, itibarın yiter, gider.

Makule neden şimdi dönüldü?

TÜİK’in resmi rakamları, memur, asgari ücret, yasal fiyat artışları, faiz hesapları, kira gibi pek çok alanda belirleyici… Memur ve işçi emeklileri hakem heyetine gitti ve artık TÜİK’in rakamlarına gerek kalmadı. Bu da TÜİK’in elini rahatlattı; “gerçeğe dönebiliriz, zira OVP bizden doğru veri bekler.”

not: 

ENFLASYON GEÇMİŞİ, FAİZ GELECEĞİ ANLATIR

Kur Korumalı Mevduat KKM’den çıkış yolları aranırken gündemde giderek önem kazanan kavram; negatif reel faiz oluyor. Anlamı, mevduata verilen faizin enflasyon düşüldükten sonraki net hali… Kesrin payında faiz var ve paydasında enflasyon yer alıyorsa, bu bölme işleminin sonucu önemli.

Şayet enflasyon faizi aşıyorsa, o para eriyor demektir. Tersi ise mevduat sahibinin TL’ye güveni halinde kazançlı çıkacağını anlarız. KKM’den çık önerisi getirenler, şunu soruyor bankaya; “bana ne faiz ödersin?” Banka; “efendim enflasyon beklentisi üzerinde…” diye söze başlıyor fakat gerisini getiremiyor. Zira o da bilmiyor bu işin nereye varacağını

Enflasyon, geçmişe dair bir öyküdür. Faizi ise geleceğe yönelik öneri… Ancak tasarruf sahibinin yönetime güveni kalmamışsa, geçmişin enflasyonunun gelecekte de düşmeyeceğini hatta artacağını düşünebilir. Bu durumda KKM’den çıkan paranın “önerildiği gibi” liraya değil de geldiği yere, dövize kayması kaçınılmaz olur.

Burada yapılması gereken insanların zihnindeki enflasyon beklentisini kırmaktır. OVP’ye bağlanan umutlar, yeni ekonomi yönetiminin söylemleri; ne yazık ki enflasyon beklentisini düşürmeye yetmiyor. Zira bizzat kamunun kendisi israf içinde

Enflasyon değirmenine 5 dereden su geliyor; 1-dövizdeki artış, 2-ücret artışları, 3-akaryakıt, 4-vergi düzenlemeleri ve 5-fiyatlandırma davranış bozukluğu dediğimiz aslında enflasyonun bozduğu ahlakımız. Bu dereler kurutulmadıkça, geçmişin enflasyonu, geleceğin faizini belirlemeyi sürdürür.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gölgelerin gücü adına 19 Temmuz 2024