Türkiye seçmeninin ikinci turla imtihanı

Maruf BUZCUGİL
Maruf BUZCUGİL ANKARA NOTLARI

Türkiye seçmeni 28 Mayıs’ta cumhurbaşkanını seçerken iki turlu seçim yöntemiyle ilk kez tanışacak. Dünya ölçeğinde en iyi örneklerinden birini Fransa’nın oluşturduğu iki turlu seçimler cumhurbaşkanının daha geniş bir uzlaşıyla seçilmesini sağlıyor. Yeniden aday olan 12.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Millet ittifakının 13.Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu seçimin bu aşamasında birinci turda kendilerine yansımayan ancak seçimin kaderini değiştirebilecek genişlikteki seçmen potansiyelinin oylarına talip olacaklar. Erdoğan birinci turu 2 milyon 520 bin oy farkla Kılıçdaroğlu’nun önünde bitirse de ikinci tur için hesaplar yeniden yapıldı. İki aday erişilebilir durumdaki 11 milyon 427 bin oya gözünü dikmiş durumda. İlk turda sandığa gitmeyen 8 milyon 352 bin seçmen, bu turda seçmen niteliği kazanacak 47 bin genç gencin oyu, Sinan Oğan ve Muharrem İnce’ye giden toplam 3 milyon 67 oy birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan seçmen büyüklüğü Kılıçdaroğlu ve Erdoğan’ın yarışma azmini artırıyor.

Kılıçdaroğlu milliyetçilik ve göçmen sorununu öne çıkaracak

14 Mayıs seçimlerinde vatandaşların oylarıyla aday olan Sinan Oğan’ın aldığı oylar ikinci tura 6 gün kala iki adayın da hedefinde. Erdoğan, Oğan’ın birinci turda aldığı oyları cumhur ittifakının kontrol edebildiğini düşündüğü milliyetçi oylar kapsamında değerlendiriyor. MHP’den kopmuş, İYİ partide de yer bulamamış Sinan Oğan ve ATA ittifakı içinde birlikte hareket ettiği Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, millet ittifakı tarafından da kendilerine yakın bulunuyor. Kemal Kılıçdaroğlu, Sinan Oğan seçmeni ile Atatürkçülük, göçmenlerin geri gönderilmesi, PKK terörüne karşı durma konularında aynı çizgide buluşabileceklerini düşünüyor. İkinci tur seçimin kilit ismi Sinan Oğan’ın bugün yapacağı açıklama merakla bekleniyor. Açıklama öncesinde verdiği “Türk Milliyetçiliği ve Atatürkçülüğü ülkenin ana gündemlerinden birisi haline getirdik.”, “HDP üzerinden oluşturulan ‘kilit parti’ söylemlerini yıkarak Türk milliyetçilerini kilit konumuna yükselttik.” mesajlarını dikkatle not ettik.

SEÇİM EKONOMİSİNİN MALİYETİ ÜRKÜTÜYOR

Yaklaşık bir buçuk yıldır sürdürülen seçim ekonomisi Türkiye’ye çok pahalıya mal olmuş durumda. Döviz kurundaki artışı ve dövize yönelimi azaltmak için uygulamaya konan ve 110 milyar doların üzerinde çığ tehlikesi oluşturan KKM uygulamasını dışarda bırakarak baktığımızda, seçim öncesi seçmeni hoş tutma amaçlı adımların ekonomiye maliyeti ürkütücü boyuta geldi. Atılım Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz’ın çalışmasına göre, 2023 bütçesine yük getiren seçim gözetilerek yapılan harcamaların tutarı 338 milyar 989 bin lira olarak belirlendi. Bu tutarın GSYH’nın yüzde 1,8’ini oluşturacağı hesaplanıyor. Seçim nedeniyle harcamalarda artışa sebep olan ve gelecek aylarda harcamalardaki artışı hızlandırması beklenen temel gelişmeler şöyle sıralanıyor:

▶ Enflasyonun öngörülenin üzerinde artması nedeniyle kamuda ücret artışlarının başlangıç tahminleri üzerinde gerçekleşecek olması
▶ İşçiler başta olmak üzere son dönem kamu çalışanlarına verilen ücret artışları
▶ Net kamu personel istihdamındaki artış
▶ Mal ve hizmet alımlarında; Bakanlıkların hizmet genişlemeleri, girdi maliyetleri kaynaklı hizmet üretim maliyetlerinin artışı
▶ Savunma ve güvenlik giderlerinde yaşanan yüksek reel artışlar
▶ Sosyal transferlerin seçim taahhütleriyle birlikte artış eğilimine girmesi (aile desteği, doğalgaz desteği gibi)
▶ EYT’nin uygulamaya girmesiyle SGK finansmanı kaynaklı ilave finansman ihtiyacındaki artış.

TAHIL ANLAŞMASI VE TÜRKİYE SEÇİMLERİ

Türkiye’nin tahıl koridoru anlaşmasının oluşmasında ve son olarak 18 Mayıs’tan itibaren ikinci kez 60 gün uzatılmasında etkin şekilde rol alması Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle de ilişkilendiriliyor. Tahıl anlaşmasındaki son uzatımın dünya kamuoyuna ilk kez cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanması Rusya’nın Erdoğan’a verdiği destek şeklinde değerlendirildi. Bunun üzerine Rusya dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, “anlaşmanın uzatılmasının Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olmadığı”nı açıkladı. Batı dünyası anlaşmanın uzatılmasından memnun ancak süre uzatımının lütuf gibi gösterilmesinden de rahatsız. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, süresi uzatılsa dahi Rusya’nın tahıl koridorunu “süreler belirleyerek rehin tutmaya devam ettiğini” belirtti. Diplomatik gözlemciler, iktidarda kim olursa olsun Türkiye’nin tahıl koridoruyla ilgili yaklaşımının değişmeyeceği görüşündeler.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar