Veri ihracatçıya ne verir?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

Sevdiğim bir özdeyiş vardır “ Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.”

Veri konusu da tam bu özdeyişin odağına oturuyor dersem sanırım yanılmamış olurum.

Bayram tatilinde herkesin biraz gevşemiş, gerginlikleri az da olsa azaltmış olmalarının rahatlığı ile sohbetlere dalmıştık ki “Veri “ konusu herkesi geriverdi…

Üretici dostumuz, özel bir uygulama ve donanımla makinelerinden veri toplayarak, arıza olmadan tedbir alabildiğini anlatıyordu. Bunun getirisi olarak da beklenmedik duruşların engellediğini, bakım masraflarının azaldığını ve sürelerinin kısaldığını anlatıyordu.

Ben de hangi veriler diye sormuştum ki konuşma rayından çıktı ve veri üzerine odaklandı.

Türk Dil Kurumu (TDK) Büyük Sözlük veriyi şöyle tanımlamış:

Gözlem ve deneye dayalı araştırmanın sonuçları, (İstatistik veriler)

Bizler de ihracatçı olarak oldukça yoğun veri kullanıyoruz.

Özellikle hedef pazar araştırmaları ve hedef pazar belirleme çalışmalarında nicel verilerin ışığında yolumuzu bulmaya çalışıyoruz.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Trade Map vb. veri tabanları üzerinde çalışarak, bulabildiğimiz verileri anlamlandırma çabasındayız.

Her zaman vurguladığım gibi verileri kullanılabilir bilgiye dönüştürmeye çalışıyoruz.

Elinizde sayılar var ise bunlara anlam kazandırmak biraz daha somut görünüyor.

Veri madalyonunun arkasına baktığımızdaysa, nitel diye adlandırdıklarımızı görüyoruz.

İşte burada işler biraz karmaşık, veriler biraz bulanık ve yorumlar muhtelif hale geliveriyor.

Bir ülkenin nicel nüfus verilerine baktığınızda göreceğiniz yaş ve cinsiyet dağılımları sizlere pazar hakkında somut bilgi sağlayacaktır.

Ancak…

Bu toplumun davranış biçimleri, algılamaları, istek ve ihtiyaçları gibi veriler nitel olarak tanımlayabileceğimiz ve somut olmayan, soyut verilerdir.

Önyargılar ve varsayımlar içerebilir.

Nereye ve nasıl bakması gerektiğini bilmeyen bir araştırmacı hiç olmadık sonuçlara varabilir.

Meşhur pazarlamacı hikâyesini bilirsiniz…

Ayakkabı satmaya giden birisi, pazarda herkesin çıplak ayakla dolaştığını görünce “Burada iş yok” der. İkinci pazarlamacı gittiğinde aynı pazar için “Çok iş var amma para yok “ der. Sonuncusu ise “İş çok, pazar büyük, muzları alıp ayakkabı vereceğiz “ der.

Bu nedenle, yerinde yapılacak olan pazar araştırmalarının mutlaka işin inceliklerine hâkim olan kişilerce yapılmasında fayda olacaktır.

Kiminle görüşülecek, görüşülen kişiye hangi sorular sorulacak?

Yerinde pazar araştırması anket çalışması değildir.

Konuşulan kişinin söylediklerinden (nitel verilerden) sonuç çıkarabilmek ve yorum yapabilmek için, işi detaylı bir şekilde kavramış olmak gerekir.

Başka bir deyişle satır aralarını okuyabilmek gereklidir.

Gözlem yapabilmek beceri ister, birikim ister.

Bakmak fiziksel bir eylemdir ancak görmek algılama gerektirir ve farklıdır.

Bunun çok kere deneyle kanıtlandığına şahit oldum.

Nicel / Somut verilerle çalışmak çok daha kolaydır. Çünkü hesaba bakar…

Oysaki nitel veriler soyuttur.

Toplayanın tecrübesine ve bilgisine bağlı olarak yönü değişebilir.

İhracat için toplamamız gereken verilerin önemli bir kısmı da “ Nitel Veri “ denilen verilerdendir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İhracat kazara olmaz 30 Nisan 2024
Düşünme zamanı 09 Nisan 2024