Yolda bulunan faturanın KDV tevkifatı
Harun Kurnaz
Vergi Müfettişi
1990 lı yıllarda globalleşme ve globalleşmeyle birlikte dünyanın dönüşümü en dikkat çeken konuların başındaydı. 2020 li yılların ortasına geldiğimiz bu günlerde tabiri caizse globalleşmenin tam ortasında bulduk kendimizi. İnternet ve bilişim alanındaki gelişmelerin de etkisiyle ülkeler arasında etkileşim arttı, günümüz ekonomik hayatında mal ve hizmet hareketleri, büyük bir ivmeyle artarak her geçen gün sınırlar ötesine daha kolay hareket edebiliyor… Dolayısıyla günümüzde kişilerin ve kurumların yurtdışıyla etkileşimi, yurtdışından hizmet alımları, hatta yurtdışından dış kaynak kullanımları (outsourcing) sürekli artış göstermektedir.
Mesleğe ilk başladığım yıllarda, muhasebeciler arasında “Yolda yürürken yurtdışından kesilmiş fatura bulsan ona bile KDV tevkifatı yap” şeklinde bir tabir kullanıldığını duymuştum. Gerçekten de, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’ nun 1., 6. ve 9. Maddeleri kapsamında; yurtdışından verilen ve Türkiye’ de faydalanılan, (marka, patent, franchising, IT, teknik hizmet, danışmanlık vb.) her nevi hizmetler için, ( hizmet verenin Türkiye’ de ikametgâhı, işyeri, kanunî merkezi ve iş merkezi bulunmaması durumunda) hizmetten Türkiye’ de yararlananlar tarafından (KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın) vergi sorumlusu olarak KDV tevkifatı yapılması ve 2 nolu KDV beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi gerekiyor. KDV mükelleflerince 2 nolu KDV beyannamesiyle beyan edilerek ödenen KDV, 1 Nolu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabiliyor.
Diyelim ki yurtdışındaki (Türkiye’ de ikametgâhı, işyeri, kanunî merkezi ve iş merkezi bulunmayan) bir şirketten 2024 yılı boyunca teknik destek alımı konusunda toplam 120.000-TL ye anlaştınız ve ödemenizi yaptınız. 2024 yılı boyunca da 10 günde bir veya ihtiyaç duydukça; telefon, mail vb. iletişim araçları ile yurtdışından teknik desteğinizi aldınız. 2024 yılı aralık ayında yurtdışı mukim şirketten 120.000-TL faturanız geldi (Yurtdışındaki şirketin mukim olduğu ülke ile Türkiye arasında ÇVÖA uyarınca, KVK 30. Maddesi kapsamında tevkifat yükümlülüğünüz olmadığını varsayalım) faturanın elinize ulaşması üzerine (120.000-TL/0,80=)150.000-TL KDV tevkifat matrahı ve (150.000-TL x %20=) 30.000-TL’ de KDV tevkifatı hesaplayıp sorumlu sıfatıyla beyan edip ödediniz ve faturayı kayıtlarınıza aldınız. Her şey yolunda gözüküyor bu işlemde ne sıkıntı olabilir ki ? Beyanı ve ödemeyi biraz geciktirmişsem, en çok biraz gecikme faiziyle karşılaşabilirim diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz !
Konuya ilişkin Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan düzenlemeler aşağıdaki gibidir.
I/C-2.1.1.1. bölümünde;
“…Tevkifat kapsamındaki işlemlerde vergiyi doğuran olay bakımından özellikli bir durum söz konusu olmayıp, bu işlemlere ilişkin KDV’nin beyan dönemi 3065 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine göre tespit edilir...”
I/Ç- 1. bölümünde;
“3065 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde vergiyi doğuran olayın hukuki şartları, vergiye tabi işlemlerin özelliklerine göre ayrı ayrı tayin ve tespit edilmiştir
Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde vergiyi doğuran olay, mal teslimi veya hizmet ifasının yapıldığı anda meydana gelir.
Vergi alacağının zamanında kavranması ve güvence altına alınması amacıyla malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde ise bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere vergiyi doğuran olay fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında meydana gelir.
Kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olay meydana gelmiş sayılır…”
“…Birden fazla vergilendirme dönemine yayılarak verilen hizmetlerde, hizmet bedelinin tamamının veya bir kısmının hizmet ifa edilmeden önce tahsil edilmesi halinde, fatura ve benzeri belge düzenlenmemiş olması koşuluyla KDV doğmaz. Öte yandan, bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerde, takvim yılının aylık dönemlerinden oluşan vergilendirme dönemleri itibarıyla KDV’nin hesaplanması ve verilecek hizmetlere ilişkin faturanın aylık ödeme tutarı belirtilerek tanzim edilmesi gerekmektedir. Belli bir vergilendirme döneminde beyan edilecek KDV matrahının ise toplam hizmet bedelinin, hizmetin ifa edileceği aylık sürelere bölünmesi suretiyle tespiti mümkün bulunmaktadır...”
2.1.3.4.3.1. bölümünde;
“…3065 sayılı Kanunun (9/1) inci maddesi kapsamında sorumlu tayin edilenlerin, sorumlu sıfatıyla beyan edip ödemeleri gereken vergilerin beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu vergi tutarının ikmalen veya resen tarh edilerek vergi ziyaı cezası kesilmesi ve gecikme faizi hesaplanması gerekmektedir. Sorumlu sıfatıyla beyan edilmeyen tutarın 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılmamış olması bu şekilde işlem tesis edilmesine engel değildir…”
Yani (120.000-TL/12=) 10.000-TL olarak hesaplanacak net aylık hizmet bedeli brütleştirilerek, (10.000-TL/0,80=) 12.500-TL’ nin aylık KDV tevkifat matrahı ve (12.500-TL x %20=) 2.500-TL’ nin aylık KDV tevkifat tutarı olarak hesaplanması gerekiyor. Hesaplanan aylık KDV tevkifat tutarı da vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği her aya (vergilendirme dönemine) ilişkin verilecek 2 nolu KDV beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekiyor. Hal böyle olunca yukarıdaki beyanınız ve olması gereken beyan farkı olarak; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’ nun 30., 341. ve 344. Maddeleri uyarınca (11 ay x 2.500TL=) 27.500-TL vergi ziyaı cezası ve gecikme faiziyle karşılaşabilirsiniz.
Vergi hukukunda, vergiyi doğuran olayın dolayısıyla vergilendirme döneminin tayininin önemini izah açısından şunu da belirtelim; bu işlemde KDV tevkifatı yapılması unutulsaydı ve hiç KDV tevkifat yapmamış olsaydınız ise (12 ay x 2.500TL=) 30.000-TL vergi ziyaı cezası ve gecikme faiziyle karşılaşabilirdiniz.
Eyvah diye düşünmeyin, neyse ki; VUK 371. Maddesi kapsamında pişmanlık talepli düzeltme beyanı ile vergi ziyaı cezası riskinizi ortadan kaldırabilirsiniz.