Bakliyat ‘özel ürün’ statüsünde değerlendirilecek
Abdullah Özdemir yazdı...

Ö Abdullah Özdemir - Mersin Ticaret Borsası Başkanı ve Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı
TMO özellikle son iki yıldır üretimden ticarete kadar sektörün tüm süreçlerinde aktif olarak yer alıyor. Böylece, kendisinden beklenilen regülatör rolünü amacına uygun bir şekilde yerine getiriyor. Ayrıca; Bakanlık 2019 yılının Aralık ayında yayınladığı 'Baklagil Sektör Politika Belgesi' ile bakliyatı bundan böyle Kanada’da olduğu gibi özel ürün statüsünde değerlendireceğini belirtti.
Bakliyat sektörü, 1980'li yıllarda Türkiye’de altın çağını yaşamıştı. Verilen destekler, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) alım stratejisi ve Nadas Alanlarının Daraltılması Projesi gibi politikalar neticesinde dünya bakliyat üretiminin ve ihracatının merkezi konumundaydık. Ancak, 1994 yılında sona eren Nadas Alanlarının Daraltılması Projesi ve aynı yıldan itibaren TMO'nun yemeklik tane baklagilleri alım kapsamından çıkarması nedeniyle, başta mercimek ve nohut olmak üzere, kuru baklagiller çiftçilerimiz açısından cazip olmaktan çıktı. Uzun yıllar bakliyat üretiminde ve dolayısıyla ihracatında yaşanan sert düşüş nedeniyle rekabetçi gücümüzü kaybederek sektördeki hakimiyetimizi yitirdik.
Son beş yılda ekim alanları yüzde 31, üretim yüzde 14 arttı Her ne kadar bu olumsuz tablo ile karşı karşıya olsak da devletin son beş yıldır bakliyata verdiği önemi artırması ve uyguladığı yapıcı politikalar geleceğe yönelik umutlarımızı artırıyor. İlk olarak üreticilere verilen nohut, mercimek ve kuru fasulye için kilogram başına 10 kuruş olan fark ödemesi, 2015'ten bu yana kademeli olarak artırıldı ve 2018 yılından itibaren 50 kuruş olarak uygulanıyor. Verilen desteklerdeki artışın başladığı 2015 yılından bu yana ülkemizde bakliyat ekili alanlar yüzde 31 ve üretim yüzde 14 artış gösterdi. Nohut dış ticaretinde net ihracatçı konuma ulaştık.
Diğer yandan, görev alanına bakliyatın da eklenmesiyle birlikte, TMO özellikle son iki yıldır üretimden ticarete kadar sektörün tüm süreçlerinde aktif olarak yer alıyor. Böylece, kendisinden beklenilen regülatör rolünü amacına uygun bir şekilde yerine getiriyor.
Bakanlık, üretime ivme kazandıracak politikalar belirledi Ayrıca; Bakanlık 2019 yılının Aralık ayında yayınladığı 'Baklagil Sektör Politika Belgesi' ile bakliyatı bundan böyle Kanada’da olduğu gibi özel ürün statüsünde değerlendireceğini belirtti.
Kuru tarım alanlarında bakliyatın ekim nöbetine girmesi, bakliyat üretiminde havza modelinin adına uygun olarak oluşturulması, ihracat pazarlarının kaybedilmemesi için uygun kalite ve miktarda bakliyat üretilmesi, üreticilerin bilinçlendirilerek talebe uygun üretimin teşvik edilmesi ve Ar-Ge hizmetlerinin artırılması gibi hedeflerin önümüzdeki dönemde üretim hacmimize ivme kazandıracağı kanısındayım.
Belirlenen bu önemli hedeflere ulaşılması amacıyla bakanlık son dönemde önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. Örneğin baklagillerin ekim nöbetine girmesi için eğitim- yayım faaliyetleri yapılması ve TAGEM ile birlikte güdümlü proje yürütülmesi çalışmalarına başlandı. Ekim alanlarını ve verimi artırmaya yönelik Elazığ, Konya, Niğde ve Nevşehir illerinde kuru fasulye üretimini yaygınlaştırmak için proje faaliyetlerine geçildi. Ayrıca verimde ve alanda artış ile ithalat- ihracat dengesinde var olan açığın kapatılması amacıyla üreticilerin bilinçli olarak üretim yapması ve sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaştırılması yönünde çalışmalar devam ediyor.
Arz açığı bulunan kuru baklagillerde üretimin artırılması hedefleniyor
Sektör olarak, özellikle son beş yıldır dile getirdiğimiz sorunlarımızın sahiplenildiğini görmek ve bu sorunların aşılması hususunda bakanlığın icraat odaklı faaliyetleri bizlere büyük moral ve motivasyon kaynağı oluyor. Özellikle son beş yılda alınan bu kararların olumlu sonuçlarını görmeye başladık ancak atılması gereken ilave adımlar olduğu kanaatindeyim. Arz açığı bulunan kuru baklagillerde üretimin artırılması amacıyla 2018 yılının Mart ayında Tarım Bakanlığı'na bağlı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ile Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği arasında iş birliği protokolü imzalanmıştı. Orta Anadolu Bölgesi’nde yer alan dokuz ilde nadasa bırakılan yaklaşık 50 bin dekar alana nohut ekimi yapmak suretiyle başlayan proje kısmen genişleyerek devam ediyor. Ancak, Türkiye’de yaklaşık 34 milyon dekar nadasa bırakılan alan var. Eğer bu proje alan olarak çok daha geniş ölçekte ve kuru fasulye ile mercimek gibi diğer ürünleri de kapsayacak şekilde genişletilirse, bakliyattaki arz açığının kapanmasına ve verimlilik artışının sağlanmasına büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.
Sektör altın çağını yeniden yakalayacak
Bakliyat üretiminde artışı engelleyen nedenlerden bir tanesi verim sorunu. Üreticilerimizin ihtiyaç duyduğu kaliteli ve dayanıklı tohum çeşitlerini üretecek altyapı mutlaka oluşturulmalı. Üstelik ülkemizde sertifikalı tohum kullanımı oldukça düşük seviyede. Sertifikalı tohum üretim ve kullanım destekleri de uzun yıllardır aynı seviyede bulunuyor. Devletten beklentimiz, sertifikalı tohum üretimi ve kullanımına verilen desteklerin artırılarak yaygınlaşmasının sağlanması. Bakanlık tarafından oluşturulan ve hayata geçirilmeye başlanan bu politikalar neticesinde üretim hacmimizde yaşanacak artış ile orantılı olarak ilk etapta kendi kendine yeten ve takip eden aşamada bakliyat ihracatında yeniden rekabetçi olan bir ülke konumuna ulaşabileceğimiz kanısındayım. Böylece sektörümüz 1980'li yıllarda yaşadığı altın çağını yeniden yakalayabilme imkânı bulacak
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.