Başkanlar Konuşuyor: Tekstilkent, Iğdır’ın istihdam umudu oldu

Güneşin Türkiye'de sabahları yüzünü ilk gösterdiği kent Iğdır, kentte yaşayanların yüzünü Tekstilkent ile güldürmek istiyor. 4 binadan oluşan Tekstilkent'in ilk etapta 600'ü genç, 300'ü kadın ve 100'ü engelli olmak üzere bin kişiyi istihdam etmesi bekleniyor. Kent ayrıca kayısı ve şeftali üretiminde iddiasını artırarak meyvecilikte ihracatını geliştirmek için de çalışıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Başkanlar Konuşuyor: Tekstilkent, Iğdır’ın istihdam umudu oldu

DÜNYA Gazetesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde 81 ildeki oda ve borsa başkanlarıyla ekonominin nabızını tutuyor. "Başkanlar Konuşuyor" söyleşisinin bu haftaki konuğu Iğdır oldu. Iğdır TSO Başkanı Kamil Arslan ile Iğdır Ticaret Borsası Başkanı Serhat Kumtepe kentin öncelikli sorunlarından birinin sulama olduğuna dikkat çekti.

80 milyon liralık tuz yatırımının yüzde 60’ı tamamlandı

Kamil ARSLAN / Iğdır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

Iğdır, sahip olduğu mikroklima iklim ile Doğu Anadolu Bölgesi’nin Çukurova’sı. Meyve, sebze ve tahılda bölgenin tarıma en elverişli kenti. Pandemiden tüm Türkiye gibi biz de çok etkilendik. Tüm sıkıntıları azaltacak bir proje var. İstanbul-Karaçi hattı. Akabinde 6. Bölge teşviklerinden daha çok pay alabilmesi için Valimiz öncülüğünde çalışıyoruz. Tekstil sektörümüz de pandemiden çok kötü etkilenmişti. Ama şimdi sektör yeniden hareketlendi. OSB’mizde yatırımların artmasını bekliyoruz. Ekonomimizin sadece tarıma ve hayvancılığa değil orta ölçekli bir sanayiye de dayanmasını istiyoruz. OSB’miz 2011 yılında yatırım programına alındı. Bölgemizden 7 ülkeye ihracat yapıyoruz. İki tuz ocağı olan sanayicimiz var. Biri Kağızman’da diğeri ismini de tuzdan alan Tuzluca ilçemizde. Bu ocaklar Gürcistan’a kadar asfalt tuzu, işleme tuzu gönderiyor. Bir tesis kurmaya karar verdiler, Kağızman mı olsun, Tuzluca mı yoksa OSB mi diye düşündüler. Doğal gazı olduğu için ve yakında tren yolu yapılacağı için OSB cazip geldi. 80 milyon TL’lik bir yatırım yapıyorlar, ilk etapta günlük 250 ton önümüzdeki yıllarda kapasiteyi büyüterek, günlük 300-350 ton entegre bir tesis tuz üretilecek. Bugün itibarıyla yatırımın yüzde 60’ı tamamlanmış durumda. Büyük ihtimalle mayıs ayında üretime başlayacaklar. OSB’mizde başka sektörlerimiz de var. SERHAT Kalkınma Ajansımızın her yıl tüm sektörlerdeki bütçesinin yüzde 41’ini Iğdır olarak biz kullanıyoruz. Çok güzel projeler üretiyoruz. Ajansımız dört kenti kapsıyor; Ağrı, Ardahan, Kars ve Iğdır. Biz OSB’mizde altyapımızı yeni yaptık. Onun için her şey çok verimli. Doğal gazımız da yeni geldi. Bu konuda da kalkınma ajansından destek aldık. Bu bölgenin en rantabl OSB’sini inşa etmiş bulunuyoruz.

TEKSTİLKENT İLE EMEK YOĞUN SEKTÖR AKTİF

Tekstilkent de yaptık. Emek yoğun bu sektör, işsizlik oranımız ve göçün önlenmesi için çok kritik. 4 büyük bina yaptık. OSB içinde atıl duran tesisleri de tekstil sektörüne kazandırdık. Hem trikoda hem hazır giyimde artık Iğdır ben de varım diyebiliyor. Bizim sanayi bölgemizde saatte 20 ton işleyebilen meyve konsantre fabrikamız vardı. Çok büyük kapasitesi olduğu için iki tesis de işlemedi. Biri atıl vaziyette, birinin makineleri satıldı. Biz de orayı tekstil sektörüne tahsis ettik. OSB’mizde 29 fabrikamız var, 23'ü aktif olarak çalışıyor. Kapı fabrikamız da var, yapı malzemeleri de geri dönüşüm de. Sektörel bir çeşitlilik söz konusu. Ayrıca, tarıma dayalı sanayinin kentimizde gelişmesi için gurbetçilerimizle toplantılar yaptık. Iğdır’ın 550 bin ton şeker pancarı üretimi vardı. Hayvancılığımız için de önemliydi. Önce kota koydular, sonra taban fiyatını düşürdüler. Sonra şeker fabrikaları atıl kaldı. Genel müdürlerle toplantılar yaptık. Ama dünya borsasından daha maliyetli ürettiğimiz için kapanmalarına neden olduklarını söylediler. Bu nedenle çiftçimizin gelir kaynağı yok oldu. Şimdi yem ve silaj üretmeye çalışıyoruz. Eskiden Aras nehri topraklarımızı suya doyuruyordu. Şimdi artık iklim değişikliği var. Bir an önce tedbir almalıyız.

ÜÇ ÜLKEYE SINIRIMIZ VAR, BÖLGENİN LOJİSTİK ÜSSÜ BURASI

Iğdır’da en büyük dinamiklerimizden biri sınır ticareti ve dolayısıyla lojistik firmalarımız. Türkiye’de bu anlamda TIR karnesi veren 18 bölgeden biriyiz. En fazla TIR karnesi veren 5 kentten biriyiz. Iğdır’da 4 bin kadar TIR var. Ankara’ya kadar, İç Anadolu’ya kadar en büyük lojistik firmaları bizdeydi. Ancak Irak’taki huzursuzluklar, Türkmenistan’a navlun bedelleri sıkıntı yarattı. Bu da bizim bu sektörde zayıfl amamıza sebep oldu. Neredeyse araç varlığımızın yüzde 60’ını kaybettik. Ama tekrar bir hareketlilik var. Yeni firmalar açılıyor. Ayrıca 100 kadar C2 firmamız var. Lojistik merkezini Erzurum’a Kars’a kaydırmaya çalışsalar da bu bölgenin doğal lojistik merkezi Iğdır’dır. Üç ülkeye sınır kapımız var. Nahçıvan’a açılan Dilucu Kapımız var. TOBB, bu kapıyı Türkiye’nin güleryüzü haline getirdi. Fiilen açık, fiziken kapalı Boralan Sınır Kapımız var. İran tarafı Türkiye’ye dördüncü bir kapıyı uygun görmüyor. Ama çok ciddi bir potansiyeli var.

Sulama için Tuzluca Barajı’nın bitirilmesi şart

Serhat KUMTEPE / Iğdır Ticaret Borsası Başkanı

Türkiye’de Iğdır’ın da Malatya’nın da kayısısı meşhur. Ama bizim kayısımızla Malatya’nın kayısısı birbirinden farklı ürünler. Malatya kayısısı endüstriyel, bizim kayısımız daha çok sofralık. Son 10 yılda ihracatımız da arttı. Rusya pazarında varız, Orta Asya, Ukrayna, Belarus, Azerbaycan ve Gürcistan’a 5 bin tona yakın bir ihracat yapıyoruz. Toplam üretimimiz 11 bin ton kadar. İhracattan ise 50 milyon lira kazanıyoruz. İhracatta en önemli rakiplerimizden biri Özbekistan. Onlar Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi olduğu için, bizim yer aldığımız coğrafyalarda vergi anlamında bizden daha avantajlılar. Ermenistan ile de benzer iklime sahibiz. Don vurmadığında onların ürünleri de bizim pazara giriyor. O zaman rekabette zorlanabiliyoruz. Şeftali ve üzümümüz de var. Kaba yemde önemli bir üreticiyiz. Bu bölge hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı bir coğrafya. Çevre şehirlerin kaba yem ihtiyacını biz karşılıyoruz. İklim değişikliklerinden biz de etkilendik. Bazı ürünlerimizde yüzde 25 rekolte kayıpları yaşadık. Tane mısırda yüzde 30 rekolte düştü. Her şeye rağmen çalışıyoruz, daha çok ne kadar üretebiliyoruz diye çabalıyoruz. İl Tarım Müdürlüğü ile bir proje geliştirdik. Tuzluca ilçemizde badem ekimlerine başladık. 3-5 yıl içinde bademlerimizi almış olacağız. Ceviz üretiminde de varız. Daha çok para edecek ürünlere yönelmeye çalışıyoruz. Alternatif ürünler ekmek için çalışıyoruz. Iğdır’da eskiden beyaz altın yani pamuk vardı. Pamuk çok stratejik bir ürün. Bir ülkenin olmazsa olmazı pamuk ve buğdaydır. Hibrit tohumlardaki sıkıntılardan dolayı, epey sorun yaşadık. Son 15 senedir biz mısır ekimi yapıyoruz. Yağlı tohumlu bitkiler ekeceğiz. Çiftçilerimize soya fasulyesi, nohut gibi işçiliği az ama kıymeti çok ürünler eklemeleri yönünde teşvikler yapıyoruz. Her şeye rağmen tarımsal üretimde umutluyuz.

ERKEN GELEN YAZ, MEYVENİN DAYANIKLILIĞINI DÜŞÜRÜYOR

Bizim asıl konumuz iklim değişikliği. Son 10 yıldır ilkbaharı yaşayamıyoruz. Kıştan sonra birden bire hava ısınıyor. Bu da yetişen ürünlerimizin lezzetini etkiliyor. Artık ürünler dayanmıyor. Onun için çevre illerimize gönderiyoruz. Bazı ürünlerimizi ihraç edemiyoruz. Yeterince ağacımız var. Ama kendimize yeni bazı alanlar belirledik. Kayısıda, şeftalide, hububatta büyümek istiyoruz. Pamuğu yeniden ekelim dedik. Ama maalesef beklentimizi karşılamadı. O yüzden belirli ürünlere odaklanmak iyi. Ayrıca sulama sıkıntımız var. Tuzluca Barajımız yapıldığı zaman bizim sulama sıkıntımız kalmayacak. Aras Nehri üzerinde bir baraj bu. Maalesef buradan akan suyumuzu değerlendiremiyoruz. Küçükbaş hayvancılıkta da gelişmek istiyoruz.

Bu konularda ilginizi çekebilir