Prof. Dr. Naci Görür: Gebze Kocaeli’de mikro bölgeleme çalışması yok

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, olası bir Marmara depreminde, bölgede üretim yapan sanayi kuruluşlarının etkileneceğini vurguladı. Görür, “Gebze Kocaeli’de mikro bölgeleme çalışması yok. Bir kentte mikro bölgeleme çalışması olmadığı takdirde deprem konusunda neyi nasıl yapmanız gerektiği sorgulanır duruma gelebilir” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Prof. Dr. Naci Görür: Gebze Kocaeli’de mikro bölgeleme çalışması yok

SÜHEM BEYAZ / KOCAELİ

Gebze Ticaret Odası ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Marmara Depremi ve Sanayide Deprem Etkisi” konulu panel İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür’ün katılımıyla gerçekleşti.

Halkın deprem konusunda duyarlı olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Naci Görür, “Olası bir Marmara depreminde, bölgede üretim yapan sanayi kuruluşları etkilenecektir. Sanayi ağırlıklı olan Gebze’ye gelmemin nedeni de sanayicileri uyarmak. Ülkemizde gerçek anlamda sanayide depreme hazırlık yok. Hâlbuki bu ülkede en büyük korkularımızdan biri sanayinin olası bir depremde çok büyük hasar alma olasılığı. Marmara’da deprem olduğu takdirde sanayi bölgesi etkilenecektir. Marmara Bölgesi aynı zamanda Türkiye'de Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 60’ına yakınını karşılamaktadır. Bu ülke genelinde büyük bir üretim ve ticarettir.  Marmara depremi olduğu takdirde bölgedeki sanayi durursa Türkiye diz üstü çöker. Marmara Bölgesi’nde üretimin ve sanayinin durması takdirinde Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı kalmaz” dedi.

“Gebze bu bölge için özel bir yer”

Gebze Kocaeli’de ‘mikro bölgeleme’ çalışması olmadığını söyleyen Naci Görür’ “Bir kentte mikro bölgeleme çalışması olmadığı takdirde deprem konusunda neyi nasıl yapmanız gerektiği sorgulanır duruma gelebilir. Müteahhitlere veya zemin ekibi yapan mühendislere sorarsanız hepsi mikro bölge çalışmasını yaptığını söyler. Mikro bölge çalışması Türkiye'de hiç yok, bir tek İstanbul'da var. Gebze bu bölge için özel bir yer. Sanayiyi düşününce Gebze’nin özel ele alınması ve Gebze’ye özel ilgi gösterilmesi gerekir” dedi. Görür, “1999’da mikro bölgeleme çalışması için İstanbul'un bir ilçesinde maliyeti ihaleye 15 – 20 milyon dolar bir fiyat çıkmış. Dolayısıyla mikro bölgeleme çalışması çok ayrıntılıdır. Çalışmaya göre deprem konusunda neler yapacağımız bir kenti depreme nasıl hazırlayacağımız ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

“Kuzey Anadolu Fayı üç kollu bir fay, aynı zamanda kilitli bir fay”

Kuzey Anadolu Fayı'nın, Marmara Denizi'ndeki yapısından bahseden Görür, "Marmara Denizi'nde Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey kolu var. 3 kollu bir fay, bu fay kilitli bir fay. 'Kilitli bir fay' demek enerji biriktiriyor. Bu kol günün birinde kırılacak. Kırıldığı takdirde, en fazla 7 büyüklüğüne varabilir. Eğer kolun 45 kilometrelik uzunluğunun tamamı kilitli olup, kırılırsa 6 ve üzeri deprem olur. İkinci kol ise Yeşilköy açıklarından, orta Marmara, Silivri açıklarına kadar. Bu kola 'Kumburgaz kolu' diyoruz. Yaklaşık 70 kilometre uzunluğundadır. Bu kırıldığı takdirde, minimum 7,2 büyüklüğünde deprem üretir” değerlendirmesinde bulundu.

Silivri açıklarından başlayan ve Tekirdağ'a giden fay kolunun ise 1912 yılında Şarköy depreminde kırıldığına işaret eden Görür, "Dolayısıyla enerji biriktirdiğini düşünüyoruz. Kırılıp da ayrı bir deprem oluşturmayacağını düşünüyoruz. Kırıldığı zaman bu kol da 7,2'lere varan deprem üretebilir” dedi.

Marmara Denizi'nin ortasında oluşan deprem boşluğunun muhakkak kırılacağını ve depreme neden olacağını vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, "1912 ve 1999 yıllarında Marmara Denizi'nin iki tarafında da deprem olmuş. İkisinin ortasında 1766 yılından beri deprem yok. O aradaki deprem boşluğu muhakkak dolacak. Bunun başka bir yolu yok. Doğuda ve batıda deprem olursa, ikisinin arası muhakkak kırılmak zorundadır. Bu bölgenin periyodu doldu. Bu işin şakası yok. Olası bir Marmara Depremi’nde İstanbul’un ayağa kalkmasını hızlandırmak için sanayinin çökmemesi lazım” şeklinde konuştu.

Yıllarca deprem konusunda sanayiciye seslendim diyen Prof. Dr. Naci Görür, “Deprem en büyük ekonomik felakettir. Yetkililerin depreme hazırlık denildiğinde kentsel dönüşüm olarak binaları yenileme olarak algıladığını görüyoruz. Bir kenti depreme hazırlamak sadece yapı stoğu ile olmaz. Binalar darbe yediği zaman dayanmaz. Depremler oluyor ve daha da olacak. Biz her depremde binlerce insanımızı toprağa gömmek istemiyoruz. Deprem bilincini oluşturmak istiyoruz” dedi.

“Deprem farkındalık olmaktan çoktan çıktı”

19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü’nü kutlayarak konuşmasına başlayan Gebze Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aslantaş ise, “Ülkemiz bir deprem ülkesi, çok acı olaylar yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Acılarımız çok taze iken uzmanlar sürekli olarak büyük Marmara depreminin kapımızda olduğunu dile getirdi. Deprem büyük bir insan kaybına neden olmakla birlikte ekonomik etkileriyle de ciddi kaynak kayıplarına sebep olmaktadır. Deprem artık bizim için farkındalık olmaktan çoktan çıktı. Depreme hazır olmak adına hızlı çalışmalar yürütmemiz gereken öncelikli bir konu olmuştur” ifadelerini kullandı.