“Artan girdi maliyetleri fiyatlamayı imkansız kılıyor”

Çelik ürünleri ve enerjide fiyatların ciddi seviyelere ulaşması ile fiyatlama yapmanın imkânsız hale geldiğini belirten TARMAKBİR Genel Sekreteri Selami İleri, tarım makinalarında fiyat artışlarının yüzde 90-120’leri bulduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Artan girdi maliyetleri fiyatlamayı imkansız kılıyor”

Hasan KUŞ

Hammadde, enerji ve navlunda küresel boyutta yaşanan olağanüstü fiyat artışlarının yanı sıra, Türkiye’de döviz kurlarında yaşanan artış ve belirsizlik faktörleri, tarım makinelerinde de üretim sürecini olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Belirsizlik faktörü, özellikle metal hammadde alımında sorunlara sebep oluyor. Ortalama 1700 parçadan oluşan bir traktörde, yüzde 75 seviyelerinde demir çelik ürünleri ve yüzde 5 oranında bakır gibi demir dışı metaller kullanılıyor. Traktör dışındaki diğer tarım makinelerinde demir çelik ürünlerinin kullanım oranı ise toprak işleme makineleri gibi ürünlerde yüzde 100’e ulaşabiliyor. 2020 yılı Şubat–Kasım döneminde 400-520 dolar/ton bandında gezen sıcak rolu çelik (HRC) fabrika çıkış fiyatları, 2021 yılının büyük bir bölümünde 900-1200 dolar bandında seyretmiş olup an itibarıyla 1300 dolar civarında işlem görüyor. Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Genel Sekreteri M. Selami İleri, Rusya-Ukrayna savaşının ardından özellikle çelik ürünleri ve enerjinin çok ciddi seviyelere ulaşması ile müşteri nezdinde gerçekçi ve sürdürülebilir bir mamul fiyatlaması yapabilmenin imkânsız hale geldiğini belirtti. Mart ayı itibarıyla TL bazında son bir yıllık fiyat artışının HRC çelikte yüzde 200, pik sfero dökümde yüzde 220, plastikte ise yüzde 160-190 arasında gerçekleştiğini kaydeden İleri, “Bunun yanı sıra elektrikte yüzde 170, doğalgazda yüzde 260 fiyat artışı oldu. Girdi fiyatları artış eğilimini sürdürüyor. 1 Nisan itibarıyla sanayide kullanılan doğalgazdaki 1 yıllık fiyat artışı yüzde 550 oldu.” dedi.

Fiyat artışı ortalama yüzde 120’ye ulaşabiliyor

Döviz kurlarında yaşanan gelişmeler ve belirsizliklerin yanı sıra tedarik zincirindeki kırılganlıklar ve hammadde ve diğer girdi fiyatlarındaki olağanüstü artışların, kısmen de olsa tarım makineleri fiyatlarına yansıdığını dile getiren M. Selami İleri, “Hammadde, enerji, işçilik gibi girdi maliyetlerinin yanında firmaların genel pazarlama stratejisi, fiyatlandırma politikaları, ürüne özel stratejiler, genel pazar durumu, stok miktarı, model yılı gibi diğer etkenler de satış fiyatını biçimlendiriyor. Bu yüzden aynı firmanın ürettiği ürünler arasında bile farklı fiyat artış oranları söz konusu olabiliyor. Bununla birlikte bir fikir vermesi açısından son 1 yılda ürünler arasında değişim göstermekle birlikte tarım makinalarında fiyat artışının ortalama yüzde 90-120 seviyelerinde olduğunu söyleyebiliriz.” diye konuştu.

“Düşük fiyat rekabeti, kalite ve teknolojiyi de düşürüyor”

M. Selami İleri, mevcut arazi ölçeklerinin durumu ve çiftçilerin alım gücünün düşük olması, yurt içi talebin de teknoloji seviyesi düşük, düşük kapasiteli makineler üzerinde yoğunlaşmasına, bunun da katma değeri düşük bir üretime sebep olduğunu söyledi. Düşük katma değerli üretimin tarım makineleri sektörüne sürekli olarak yeni firmalar dahil olmasına neden olduğunu kaydeden İleri, “Sektörde önemli AB ülkeleri 500–600 imalatçı firma ortalaması ile çalışırken, TÜİK’in 2020 yılı kayıtlarına göre ise toplam 1805 firma imalatçı olarak sektörde faaliyet gösteriyor. Ülkemizdeki pazar büyüklüğüne göre oldukça fazla sayıda olan firmaların bir kısmı kaliteden/ teknolojiden ziyade fiyatta rekabeti ön plana çıkarıyor. Bu firmaların düşük fiyat rekabeti, diğerleri üzerinde maliyet azaltma baskısı doğuruyor, bu da kalite ve teknolojiyi düşürüyor.” açıklamasını yaptı.

“Tarım Makineleri Strateji Belgesi’ne ihtiyaç var”

Global ihracattan daha fazla pay alma, ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünleri üretme ve nitelikli iş gücüne sahip bir sanayi yapısına dönüşüm hedefi için ortak akılla hazırlanacak bir ‘Tarım Makineleri Strateji Belgesi’ne ihtiyacın olduğunu kaydeden M. Selami İleri, “Siyaset üstü bu belge ile stratejik hedefler ve bu hedeflere yönelik politika alanları ve eylemler belirlenecek. Böylece tarımsal mekanizasyona yönelik bütün kısa, orta ve uzun vadeli politikalar zamanında ve kapsamlı bir şekilde üretilebilecek.” dedi.

İç pazarda traktör satışı ilk 2 ayda son 5 yılın gerisinde kaldı

Tüm olumsuzluklara rağmen 2021 yılında tescili yapılan traktör sayısının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 32,7 arttığı bilgisini veren M. Selami İleri, 64 bin 70 adet traktörün tescil edildiği bu dönemde son 5 yılın ortalaması dikkate alındığında değişimin yüzde 20,7 olduğunu söyledi. Traktörde 2022 yılında ise yurt içi satışlarda ilk 2 ay itibarıyla geçen yılın hatta son 5 yılın ortalamasının gerisinde kalındığını vurgulayan İleri, “Trafiğe tescili yapılan traktör sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30,8 azaldı. Son 5 yılın verilerine göre ise azalma yüzde 3,3 seviyesinde oldu. İç piyasa bu şekilde gerilerken, ihracatın artması sektörü kısmen regüle etti” dedi.

İleri’den katma değerli üretimi artıracak 4 öneri

  • Teşvik ve desteklerin tekdüze bir şekilde uygulanması ve desteklerin düzenleyici etki ve sonuç analizlerinin yapılmaması, desteklerin tam amacına ulaşmasını engellediği gibi, rekabetçi bir yapıya da mani oluyor.
  • Ar–Ge konularındaki mevzuatlar sade, uygulanabilir ve teşvik edici olmalı. Teşvik mekanizmaları azaltılmalı, verimliliği ise ölçülmeli. Ar–Ge destekleri, sanayiye uygulanabilir ve katma değer yaratacak projeler için önceliklendirilmeli.
  • Çiftçilerin alım gücünün düşük olması ve bu kapsamda tarımsal mekanizasyon araçlarının edinimindeki finans sorunu da dikkate alınması gereken bir başka husus. Üreticilerin ihtiyacı olan tarım makineleri, kredi şartları kolay, 2 yılı ödemesiz, 5-7 yıl vadeli ve faizsiz bir finansman modeliyle yılın 365 günü desteklenmeli.
  • Makine müteahhitlik sistemi ve bu sistemin çiftçi tarafından kullanılması özel olarak teşvik edilmeli, desteklenmeli. Müteahhitler, özellikle akıllı tarım unsurları gibi bu alanda yapılan yatırımların finanse edilmesi ve çiftçiye gerekli hizmetlerin sağlanması için gerekli ekonomik ölçek ve finansal kaynaklara sahip. Bu şekilde çiftçiler müteahhitlerin sahip olduğu modern ekipmanlar ve yetenekli iş gücü sayesinde yatırım maliyeti olmadan son teknoloji tarım makinelerinin uygun bir maliyette kullanabilme imkânı sağlanacak.