“Üretimden uzaklaşmak doğru değil, daha çok çalışıyoruz”

Gündeme gelen konkordato ve şirket kapanması haberlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkan Yardımcısı Ufuk Ocak, “Endişe verici bir duyum almadık. Türk tekstili bir geçiş sürecinde. ‘Kur artmadı, maliyetler arttı’ diye üretimden uzaklaşmak doğru değil. Daha çok çalışıyoruz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Üretimden uzaklaşmak doğru değil, daha çok çalışıyoruz”

ESRA ÖZARFAT
BURSA - Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) aracılığıyla yapılan tekstil ihracatı yılın ilk çeyreğinde yüzde 2 gerilerken, hazır giyim ihracatında yüzde 12 düşüş yaşadı. Tekstil sektörünün 12 aylık ihracat kaybı yüzde 4 olurken, hazır giyimde yüzde 15 oldu. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ile Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TETSİAD) Başkan Yardımcısı Ufuk Ocak, ihracatta yaşanan gerilemenin yüksek bir oran olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi.

Ocak, gündeme gelen konkordato haberlerine de tepki gösterdi. Ufuk Ocak, “Şu anda bütün fabrikalar üretim yapıyor, çalışıyor. Binlerce firma içinde konkordato ilan edenlerin oranı yok denecek kadar azdır. TETSİAD tarafında da, Anadolu’dan da iflas ya da konkordato yönünde endişe verici bir duyum almadık. Kurlar ve maliyetlere göre pozisyon alıyoruz. Daha çok çalışıyoruz. Türkiye ev tekstili bir geçiş sürecinde. Yeni yapılanmaya gidiyor, gençleri devreye sokuyor. ‘Kur artmadı, maliyetler arttı’ diye üretimden uzaklaşmak doğru değil. Dünyada bir kriz varken ihracattaki yüzde 2’lik düşüş de küçük bir orandır” dedi. Tekstil ve hazır giyimde üretimin Mısır gibi ülkelere kaymasını da değerlendiren Ocak, “Türk iş insanı dünyanın her yerinde iş yapıyor. Üretimin yurt dışına kaymış olması olumsuz olarak değerlendirilmemeli. Bu ülke menfaatine olan bir durumdur. Tekstil artık her yerde yapılıyor. Türkmenistan gibi ülkelerde yatırımlarımız var. Markalaşma üzerine yurt dışından firma satın alan pek çok tekstilcimiz var. Mısıra ihracat yüzde 28 arttı. Demek ki buradan da oraya hammadde gönderiliyor” diye konuştu.

“2024 yılı sancılı geçecek”

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir de Bursalı tekstilcilerin yaşanan krizler sonrası finansal yönetim becerisi geliştirdiğine işaret ederek, konkordatolardan Bursa’nın etkilenmediğini dile getirdi. Geöen yıldan bu yana kurlar ve maliyetlerdeki artışlar nedeniyle karlılıklarda sıkıntılar yaşandığına vurgu yapan Gündemir, Süveyş Kanalı’nın etkisi ve Avrupa’da pazarın kısmen hareketlenmesinden dolayı iş hacminde bir artış gözlendiğini aktardı. Ancak Uzakdoğu’daki fiyatların hala çok daha ucuz olduğuna dikkati çeken Gündemir, “Stoklar az olduğu için mecburen Türkiye’den alım yapıyorlar ama sürekliliği konusunda belirsizlik var. Rusya tarafının ödemeler konusunda sancılı olduğu söyleniyor. Hazır giyimde artık klasik üretimler Türkiye’de sürdürülemez. Farklı bir şeyler yapmak gerekiyor. Tekstilde enflasyon ve işçilik ile genel giderlerin payı konfeksiyona göre çok daha az. Bir yandan da firmalarımız karbon ayak izi şartlarına hazırlanıyor. Avrupalı firmaların çalışma saatleri ve sosyal çalışma ortamı ile ilgili ciddi talepleri ve yaptırımları var. Bunların karşılığını fiyat ve süreklilikte vermeleri gerekiyor. Belli ürünlerde üretim farklı ülkelere kayacaktır. Özellikle tekrar eden standart işlerin kayması sürecektir. Son çeyrek için bir düzelme beklemiyorum. Olimpiyatlar ve Dünya Kupası nedeniyle Avrupa biraz hareketli olabilir. 2024 yılı da sancılı geçecek. 2025’ten itibaren gidişatın nasıl olacağı belli olacak” değerlendirmesini yaptı.

“Bu dönemi atlatabilen firmalar güçlenecek”

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel ise yılın son çeyreğinde ciddi manada bir düzelme beklediklerine vurgu yaptı. Tedarik zincirini iyi şekilde sağlayabilen bir ülke olarak Türkiye’nin her zaman daha avantajlı konumda yer aldığının altını çizen Çevikel, özellikle ev tekstilinde ciddi bir gerileme yaşanmadığını kaydetti. Nilüfer Çevikel, şu değerlendirmeyi yaptı: “Çevre ülkeler ve dünyanın içinde bulunduğu durum nedeniyle bir geçiş süreci yaşıyoruz. Bu dönemi atlatabilen firmalar iki yıl içinde çok daha güçlü firmalar haline gelecekler. Karbon ayak izi de 2026’da devreye girdiğinde ucuz üretim yapan ülkeler bu şartları karşılayamayacak. Daha inovatif, katma değeri yüksek ürün konusunda Türkiye gelişmeye devam edecek. Uzun metrajlı, düz kumaş üretimi yapanların zaten tüm bu olanlardan bağımsız olarak süreç içerisinde iş yapamayacağını söylemiştik. Şu anda zorlanan firmalar da katma değerli üretim yapmayanlar. Önümüzdeki günler gidişatı belirleyecek.”