İSKUR Denim’de hedef, ihracat oranını yüzde 70’e çıkarmak

İSKUR Denim, asrın felaketinin ardından kısa sürede toparlanıp ihracat oranını yüzde 15 artırırken, 2024 yol haritasını da hazırladığını bildirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSKUR Denim’de hedef, ihracat oranını yüzde 70’e çıkarmak

ALİ ESKALEN-KAHRAMANMARAŞ

İSKUR Denim Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kurtul, gelecek yıl için bütçe toplantılarını gerçekleştirdiklerini belirterek, “İhracat rakamlarını artırmaya yönelik olarak çalışmalar yapıyoruz. İlerleyen dönemler için ihracat oranımızı yüzde 70 seviyelerine getirmeyi hedefliyoruz” dedi.

İSKUR Grup’un tekstil yatırımlarından biri olarak 2015 yılında kurulan İSKUR Denim, 47 bin metrekarelik alanda halat sarma, indigo halat boyama, halat açma, haşıl, terbiye üretimi yapıyor. Aradan geçen zaman zarfında sektörün öncü ve yenilikçi isimleri arasına giren İSKUR Denim, dünya piyasalarını da yakından takip ediyor. Faaliyetleri ve gelecek yıllara dönük hedefleri hakkında değerlendirmelerde bulunan İSKUR Denim Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kurtul, yıllık 20 milyon metre kumaş üretim kapasitesine sahip tesislerinde 400 personeliyle denim kumaşı ürettiklerini söyledi. 36 halat kapasiteli indigo boyama makinesinde boyanan ipliklerin dokuma işletmelerinde dokunup özel tasarlanan finish makinelerinde özgün görünümlü kumaşlar haline getirildiğini kaydeden Kurtul, 5 onz ile 15 onz aralığında, recycle, organik, susuz boyama tekniği ve denim halat boyanın yapabileceği tüm renk çeşitlerinin üretimini yapılabildiklerini ifade etti.

“2023 ihracat oranımız bir önceki yıla göre yüzde 15 arttı”

Tesislerinde rijit, stretch, power stretch, içeriğinde doğal elyaflar bulunan, Re-Cycle iplik ile üretilmiş kumaşların da yer aldığını belirten İsmail Kurtul, şöyle devam etti:

“Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremler neticesinde yatırımlarımızı askıya almak zorunda kalmıştık. Deprem sonrası hızlı bir şekilde toparlanarak tam kapasite üretim yapmaya başladık.  Geldiğimiz son noktada ise, iş geliştirme ekibimizin verimlilik projeleri haricinde, dokuma yatırım projemizi tekrar gündemimize alıp çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2023 yılında ihracat oranımız yüzde 50 olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre yüzde 15’lik bir artış gözlemledik. Yeni yıl için bütçe toplantılarını gerçekleştirirken, ihracat rakamlarını artırmaya yönelik olarak çalışmalar yapıyoruz. İlerleyen dönemler için ihracat oranımızı yüzde 70 seviyelerine getirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki yıllar için daha çevreci ve sürdürülebilir üretim yapmayı hedefliyoruz. Dijital dönüşümle entegre çalışacak, ekolojik ve çevre dostu üretim anlayışıyla yenilikçi, piyasa şartlarına uyum sağlayan ve sıfır atık projeleriyle yolumuza devam etmeyi planlıyoruz.”

“Fiyat istikrarsızlığına karşı doğru satış stratejileri belirleyemiyoruz”

İSKUR Denim’in değişen ve gelişen pazar taleplerine, teknolojiye ve dinamik olarak ilerleme kaydeden olaylara çok hızlı cevap verebilen bir firma olduğunu, oluşabilecek risk ve fırsat değerlendirmelerini sürekli gözlemleyerek yaşanması muhtemel riskleri minimize etme veya değerlendirilmesi gereken fırsatlar için anlık aksiyonlar planladıklarını ifade eden İsmail Kurtul, dünyadaki enflasyonist baskı ve durgunlukla ilgili gerekli planları daha önceden yaptıklarını söyledi. Kurtul, “Satış süreçlerinin tamamında ve finansal argümanlarımızı kullanarak açık pozisyonumuzu hedge ederek korunaklı alanda bırakmaya çalışıyoruz. Fiyat istikrarsızlığına karşı gerekli bütçe çalışmalarını gerçekleştirip, doğru satış stratejileri belirleyerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Fakat global pazarda ki talep düşüşünün etkileri sürmekte. Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu Ülkeleri gibi dünyanın birçok noktasına ihracat gerçekleştiriyoruz. Kısa vade hedeflerimiz arasında; çevreci ve sürdürülebilir üretim anlayışıyla katma değerli ürünler üreterek ihracat oranımızı yükseltmek yer alıyor. İSKUR Denim olarak kaliteden ödün vermeden, çevreci, sürdürülebilir ürünler üreterek, istihdam sağlamaya, ihracata ve dinamik gelişen pazar koşullarına uyum sağlayarak yolumuza devam ediyoruz. Sürekliliğimizi koruyarak olumsuz koşullardan etkilenmemek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

“Ar-Ge çalışmalarına hız vererek devam ediyoruz”

İçinde bulundukları zamanın riskleri iyi yönetme ve fırsatları iyi değerlendirme zamanı olduğunu, bu nedenle de sektörel bazlı sürdürülebilir büyümelerin her zaman planları arasında yer aldığını belirten İSKUR Denim Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kurtul, Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili de bilgi vererek, “İSKUR Denim Ar-Ge Merkezi, 2021 yılının Temmuz ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi olarak tescillenmiştir ve böylece İSKUR Grup bünyesinde tescil alan 2’nci Ar-Ge Merkezi olmuştur. Ar-Ge çalışmalarına hız vererek devam ediyoruz. 2024 yılı yol haritamızı oluşturduk. Aktif devam eden ve 2024 planıyla birlikte 8 projemiz var. Yenilikçi hammadde çalışmaları, ürün tasarımı ve proses geliştirme konularının yanı sıra tamamıyla organik, doğal ve geri dönüştürülebilir malzemeler ile minimum düzeyde atık oluşturan prosesleri kullanarak sürdürülebilir ve çevreci üretim konusunda çalışmalar devam etmektedir. Denim kumaşın dünya modasındaki yeri her yıl büyüyor. Türkiye’nin, dünyadaki toplam denim kumaş üretimindeki payının yüzde 9 civarında olduğunu görüyoruz. Ülke olarak dünyanın en büyük 4’üncü denim kumaş ihracatçısı konumundayız. Ülkemizde yaklaşık olarak yılda 750 milyon metre denim kumaş üretilmektedir. İSKUR Denim İşletmeleri olarak yıllık 20 milyon metre deni üretme kapasiteyle katkı sağlamaktayız” dedi.

“Sürdürebilirlik adına kararlı adımlar atıyoruz”

Sürdürebilirliğin de İSKUR Denim için çok önemli olduğunu, bunun için de ayrı bir ekip oluşturduklarını kaydeden İsmail Kurtul, şöyle devam etti:

“İSKUR Tarım şirketimizde ürettiğimiz organik pamuklar haricinde, Organic, Recycle ve Rejeneratif pamuk sertifikaları alınmış ve müşteri talebine uygun olarak sertifikalı üretimler yapıyoruz, üretimlerimizde kullanılan boya ve kimyevilerin gerekli sertifikasyonları sağlayacak şekilde sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz. Üretimde kullandığımız tüm makinelerin elektrik ve su kullanımları günlük bazda kaydedilmekte olup belirlenen hedefler doğrultusunda sonuçları takip ediyoruz, tesisimizde oluşan atıkların bertarafını lisanslı firmalar aracılığıyla yapıyoruz, Yeşil Enerji kullanımı kapsamında fabrikamız çatısına güneş enerji panelleri kuruldu. Proses buharımızı kendi atıklarımızla Biokütle Santralimizden sağlıyoruz.  Sürekli Ar-Ge projeleriyle sürdürülebilirlik anlamında kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. İnovasyon ve Ar-Ge odaklı yaklaşımlarımızla sürdürebilirlik adına kararlı adımlar atıyoruz. Daha çevreci, daha yeşil ve karbon ayak izimizi olabildiğince düşürmek adına karbon durumumuzu analiz ederek sürekli iyileştirmeye çalışıyoruz. Üretimimizin tüm aşamalarında yenilebilir enerji kullanıyoruz. Sıfır atık hedefiyle daha az su, daha az boya/kimyasal ve daha az enerji kullanarak üretimlerim süreçlerimizi geliştirmeye devam ediyoruz.”

“İşçilik, enerji ve yatırım maliyetleri ülkemiz için dezavantaj”

Jeopolitik konumundan dolayı Türkiye’nin Avrupa pazarına en yakın denim kumaş üreticisi olduğunu, bunun da ülkemizde bulunan denim sektörünün her zaman canlı kalmasını sağlayacak bir avantaj olduğunu belirten Kurtul, “Avrupa ve Amerika’nın işçilik maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle bu ülkeler denim kumaş ihtiyaçlarını ithal yollarla sürdürmektedirler ve bu durum ülkemizin ilk tercihler arasında olmasını sağlamaktadır. Ülkemizin global piyasada ki bir diğer avantajı; çevre dostu üretim süreci, geri dönüşebilen ürünler, yüksek teknolojili makine parkuru, tecrübeli ve eğitimli teknik kadroya sahip olması önemli bir avantaj sağlamaktadır. Denim kumaş üretimi yapan 3. Dünya ülkelerine göre işçilik maliyetleri, hammadde fiyatları, yatırım maliyetleri, enerji maliyetlerinin yüksek olması ülkemiz adına dezavantaj sağlamaktadır. Özellikle son üründeki işçilik ve diğer maliyetler direk müşterimiz konfeksiyon sektörünü tehdit etmekte” diye konuştu.

İSKUR Denim Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kurtul son olarak sektörün yaşadığı sıkıntılar ile yeni trend ve müşteri beklentileri hakkındaki görüşlerini paylaşarak şunları söyledi:

“Artık dünyada daha sorumlu ve bilinçli bir tüketici profili olduğunu görüyoruz. Tüketicilerin çevresel ve sosyal hassasiyetlerinin artması sürdürülebilir üretime odaklanmamızı sağlıyor. Recycle ürünler, susuz üretim tekniği ile üretilen ürünler, organik ürünler ve sustainable ürünleri trend ürünler olarak sıralayabiliriz. İnsanlar pandemi sürecinden itibaren rahat giyime alıştıkları için konforu geliştirilmiş ürünleri de trend ürünler arasına ekleyebiliriz. Sektörün yaşadığı sorunlar için; küresel düzeyde kendini gösteren ekonomik riskler, finansmana erişim, hammadde de yaşanan fiyat dalgalanmaları, artan enerji ve işçilik maliyetleri, kalifiye eleman yetersizliği, inovasyon odaklı iş modelleri yetersizliği gibi konu başlıklarını sayabiliriz. Tarım politikalarında üreticilere verilen desteğin arttırılmasıyla süreci daha iyi yönetebileceğimize inanıyoruz.”