2024, alacaklıların imtihan yılı olacak

Finansmana erişim zorlukları karşısında firmaların birbirini fonladığı bu dönemde, konkordatolardaki artış ve karşılıksız çeklerdeki tehlikeli tırmanış, piyasanın ödeme dengesini kırılganlaştırdı. Durgunluk nedeniyle vadeleri açmak zorunda kalan firmaların risk seviyesi artarken, ‘seçim sonrası ödeme zinciri kopar mı’ endişeleri artıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
2024, alacaklıların imtihan yılı olacak

Merve YİĞİTCAN - İSTANBUL

Biriken finansman sorunları, artan nakit sıkışıklığı ve düşen iş kapasiteleri piyasada ödeme sorunlarını derinleştiriyor. Geçen yıl 519 adet ile son 4 yılın en yüksek seviyesini gören konkordatolarda, yeni yıla tehlikeli bir başlangıç yapıldı. Ocak ayında geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 93’e ulaşırken, şubat ayında da her gün en az birkaç konkordato sürecinin başladığı görüldü.

Finansman sorunları nedeniyle son 2 yıldır piyasada ağırlığı artan çeklerde de tablo iç açıcı değil. Geçen yılın tamamında karşılıksız işlemi yapılan çek adedi 2022’ye göre yüzde 19 artarak, 146 bin 832 olurken, çeki yazılan keşideci sayısı 13 bin 583’ten 16 bin 77’ye çıktı. Karşılıksız işlemi yapılan çeklerin tutarı da geçen yılın sonunda 2022’ye göre yüzde 176 artarak 57 milyar 62 milyon TL’ye ulaştı.

Ocakta ise karşılıksız çekte rekora imza atıldı. Yılın ilk ayında ‘arkası yazılan’ çek adedi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 74 artarak, 20 bin 245’e çıkarken; karşılıksız işlemi yapılan çeklerin tutarı da yüzde 257 artışla 10 milyar 671 milyon TL ile tarihin en yüksek aylık seviyesine ulaştı. Bu dönemde çeki yazılan keşideci sayısı da 4 bin 855’e ulaştı. Ödemeler tarafında görülen bu tablo, piyasanın adeta birbirini fonladığı bu dönemde vade ile işlem yapan ya da alacağı olan firmaların risk seviyesini artırırken, ödeme dengesinin bozulacağı endişelerini de tırmandırdı.

* İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Çetin Tecdelioğlu:

Çekte bankaların garantörlüğünün artırılması gerekli

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu, sektörde ve sektörün hırdavat, armatür, mobilya aksesuarları, mutfak eşyaları gibi alt kollarının neredeyse tamamının şu anda vadeli işlemlerle döndüğünü dile getirdi. Bu dönemde vadelerin risk gözüyle değerlendirdiğini söyleyen Tecdelioğlu, vade sonunda firmaların çeklerini ödeyip ödeyememesi ile ilgili piyasada ciddi kaygılar olduğuna işaret etti. Son iki ayda karşılıksız işlemi yapılan çeklerin arttığını, şubat ayında da benzer bir gidişat olduğunu ifade eden Tecdelioğlu, durumun endişeleri daha artırdığını kaydetti.

"En kolay çözüm kredi faizlerinin düşürülmesi"

Ödeme tarafında yaşanan sorunların en önemli sebebi olarak yüksek faiz oranlarını gösteren Tecdelioğlu, “Aynı zamanda perakende sektöründe piyasanın daralması nedeniyle işlerin küçülmesi de etkili oldu. Çünkü firmalar bütçelerini yaparken bir satış hedefi koydular ama o hedefleri gerçekleştirecek bir hareket yok. Piyasanın küçülmesi nedeniyle günü gelen çeklerin ödenmesinde, vadesi dolan ödemelerin yapılmasında sıkıntı yaşanıyor. Burada en kolay çözüm kredi faizlerinin düşürülmesi olacaktır. Şu anda finansmana erişimde sorun yok ama finansmanın maliyeti çok yüksek. Mevcut iş kapasiteleriyle bu maliyeti ödemek çok zor. İşletmeler ciddi manada küçülmeye gittiler” diye konuştu. Tecdelioğlu’na göre ödemeler tarafında alacaklıların korunması adına çek üzerinde bankaların garantörlüğünün artırılması gerekiyor.

* TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat:

Hem içeride hem de ihracatta temkinli olmalıyız

Son dönemde çok sayıda konkordato haberinin geldiği sektörlerden biri hazır giyim…, sektörün ödemeler tarafında kötü bir yılı geride bıraktığını belirten Şeref Fayat, “Daha zor bir yıl başladı” dedi. Ödemelerdeki riskin sadece iç piyasada değil ihracat pazarlarında da yaşanmaya başladığına işaret eden Fayat, “Eskiden içeride bu tarz ödemeler sıkıntısı başladığında üretici ihracata ağırlık verirdi, çünkü sektörü orada kurtarırdık. Bu dönemde ana pazarımızın resesyonda olması oradaki firmaların da ödeme güçlüğü çekmesine ve vadeleri açmasına yol açtı. Bu nedenle hem içeride hem de ihracatta temkinli olmalıyız” dedi.

"Eximbank müşterilerinin sigorta limitlerini azaltmaya başladı"

İhracatta ödeme sorunları yaşanmaması için en büyük destekçilerinin Eximbank’ın alacak sigortası olduğunu hatırlatan Fayat, bu dönemde Eximbank’ın da müşterilerinin sigorta limitlerini azaltmaya başladığını ileri sürerek, bu durumun da riski artırdığına işaret etti. “Sadece hazır giyim değil içeriye iş yapan bütün sektörlerin sıkıntı yaşayabileceği bir sürece giriyoruz” diyen Fayat, “Tüketicinin talebi şu an hala canlı olsa da seçim sonrası piyasanın daha çok sıkılacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla seçim sonrası bu tablo daha da ağırlaşabilir. Ciro yapamayan firmaların ödeme güçlüğü çekmesi gibi sorunlar özellikle seçim sonrası daha yoğun olabilir. Zor bir süreç bekliyor bizi. Şu ankinden daha kötü olabilir” ifadelerini kullandı. Şu anda vadelerin 4 aydan 12 aya kadar çıkabildiğini kaydeden Fayat, “İç piyasada 4 aydan aşağı vade telaffuz edilmiyor. 4 aya kadar piyasa bir şekilde dönüyor, çekler dolaşıyor, ama 4 ay üzeri için risk artıyor” diye konuştu.

* TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu:

Vade konusunda piyasa, geçmişe göre oldukça hassas

Piyasada ödemeler tarafında yaşanan gelişmeleri EKONOMİ için tarif eden Yavuz Eroğlu, faizlerin çok yüksek olduğu ortamda iki türlü yaklaşım olduğunu anlattı. Eroğlu, “Birinci refleks şu; yüksek faiz ortamında mal satanlar vadeleri kısaltmaya çalışıyor. Çünkü firmanın bugün uyguladığı vade farkı, eskiden uyguladığı vade farkından 3-4 kat fazla. Doğal olarak piyasaya tedarik eden, alacakları olan vadeleri eskiye göre daha aşağı çekmeye çalışıyor. Bununla beraber daha yüksek bir tahsilat performansı göstermeye çalışıyor. Vade konusunda piyasa geçmişe göre oldukça hassas” dedi.

"Piyasanın kitlenmesini alım satımın risklere rağmen sürmesi önlüyor"

Ödemeler kısmında ikinci yaklaşımın da bunun tam tersi olduğunu dile getiren Eroğlu, “Bu yüksek faiz ortamında kredi kullanamayan firmalar çok daha yüksek faizle içeriden mal almak zorunda kalıyorlar. Banka kredilerinin aylık maliyeti şu an yüzde 5 civarıyken, bunun çok üstünde vade farklarının altına giriyorlar. Çünkü sıkışmış, dönüşü zorlaşmış. Bu nedenle daha yüksek vade farklarını kabul ediyor. Dolayısıyla alacaklı vade konusunda daha hassas hale gelirken, zorlanan borçlular da daha yüksek vade farklarını kabul ediyor” diye konuştu. “Piyasada risk arttı” diyen Eroğlu, “Şu anda yüksek faiz oranıyla dönemeyenlerin, eski kredi borçlarında zorlananların, kredi bulamayanların içeride tahsilat akışlarında zorlandıklarını görüyoruz. Burada piyasanın kitlenmesini engelleyen tek unsur şu; talep zayıf olunca alıcı da satıcı da tüm risklere rağmen bir miktar mal alıp satmak zorunda. O yüzden risk almalı. İçeride talep olsa o riski almayabilir, ama alternatifsiz kalınca risk üstleniliyor” ifadelerini kullandı.

* Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten :

Etiketin yüzde 30’unu fonlama maliyeti oluşturuyor

Konkordato fırtınasının yaşandığı 2018 ve 2019 yıllarında büyük ayakkabı firmalarının başvurularına tanık olmuştuk. Mevcut durumu konuştuğumuz TASD Başkanı Berke İçten o dönemde konkordato süreçleri yaşandığını, hala alacakları konusunda sorun yaşayanların olduğunu dile getirdi.

"Üretimi düşürseniz de genel giderler bir yere kadar düşüyor"

Şu anda ayakkabıda üretici tarafında birkaç firma dışında konkordatoların yaygın olmadığını söyleyen İçten, “Ancak biz firmaların birbirini fonladığı, piyasa kredisinin yaygın olduğu bir sektörüz. Piyasada fiyat etiketi 100 lira ise bunun 30 lirası fonlama maliyeti... İçeride talebi düşürme yönünde adımlar atılıyor. İç talebin daralması üretimin de düşmesi anlamına geliyor. Ama üretimi düşürseniz de genel giderler bir yere kadar düşüyor. Bu sefer üretim maliyetiniz artıyor. Ayakkabıyı daha pahalıya mal etmek zorda kalıyorsunuz, çünkü ölçek bozuluyor. O maliyetle de ürün satmak zor. Dolayısıyla firmalar finansman açısından güçlü değilse ödemeler dengesi bozuluyor. 2024 bu anlamda bizim de sıkıntılı geçmesini beklediğimiz bir sene” diye konuştu. 2018 öncesinde vadelerin 20 ayı bulduğunu, ancak o dönemki enflasyon ortamında tolore edilebildiğini hatırlatan İçten, “Ancak bu uzun vadelerin ardından konkordato furyası girdi. Ardından hem pandemi hem de ihracat artışı vadeleri kısalmıştı, çok da iyi olmuştu. Ancak şu anda vadelerin uzadığını görüyoruz maalesef. Çünkü mal satılmıyor, herkes o zaman vade açalım, diyor. Ama bu da üreticiler için risk oluşturuyor. Şu anda vade ile ticarette maalesef artış var. Ortalama 8-10 ay vadeler konuşuluyor” ifadelerini kullandı.