"Petrol alır gibi makine ithalatını sürdüremeyiz"

Türkiye'nin dünyanın en büyük makine pazarlarından biri olduğunu belirten Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, "Petrol alır gibi makine ithal etmeyi sürdüremeyiz. Türkiye’ye makine satmak isteyenler gelsin burada imalat yapsınlar istiyoruz ama ithalata bu kadar açık bir sektörün yatırım çekmesi mümkün olamıyor.” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
"Petrol alır gibi makine ithalatını sürdüremeyiz"

ANKARA (DÜNYA)- Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, baz etkisi olmadan ilk çeyrekte ihracatı yüzde 15 artırmayı başaran sektörün, Nisan’da geçen yılın aynı dönemine göre ihracatı yüzde 100 artırdığını bildirdi.

Böylece yılın ilk dört ayında ise ihracatın yüzde 30 arttığını belirten Karavelioğlu, “2019 rakamları üzerine 1,3 milyar dolar daha ekledik. Pandemi süreci bize yeni dostlar kazandırdı.” dedi.

Bu dönemde en fazla Türk makinesi alan ülkelerin; Almanya, ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya olduğunu kaydeden Kutlu Karavelioğlu, “Yakaladığımız olağanüstü performansın pandeminin baz etkisine dayandığı zannedilmesin. Biz başarımızı, rakiplerimizin tersine ihracat artışı ile kapatmış olduğumuz 2019 yılındaki verilerimizle kıyaslayarak da ortaya koyuyoruz.” diye konuştu. Karavelioğlu, ihracatın 2019’a göre ise yüzde 17 arttığını bildirdi.

AB ile Çin arasındaki Serbest Yatırım Anlaşmasının artan kamuoyu baskısı sebebiyle AB parlamentosundan onay alamadığına vurgu yapan Karavelioğlu, “Türkiye’nin Avrupa ve Avrupa’ya mal satmak isteyenler için stratejik bir önemi var ve sektörümüz yükselen performansı ile bütün krizleri lehine çevirme yeteneğine sahip olduğunu bir defa daha gösterdi.” ifadelerini kullandı.

Makine ithalatı yıllar süren bağımlılık oluşturuyor

İlk çeyrek sonunda dış ticaret açığının yüzde 29 artarak 2,8 milyar dolara yükselmesinden kaygı duyduklarının altını çizen Kutlu Karavelioğlu, “Makine ithal etmenin yıllarca sürecek bağımlılıklar oluşturduğunu her fırsatta söylüyoruz. Bu alışkanlığın Türkiye’nin cari açığına çok menfi etkileri olduğunu da istatistiklerle gözler önüne seriyoruz.” dedi.

Üretimin yüzde 60’ını ihraç eden sektörün, iç talepten sadece yüzde 33 pay alabildiğinin altını çizen Karavelioğlu, “Sektörümüzün karşılaştığı en büyük tehlike Batıdan gelen kredili mallar değil, Doğudan gelen dampingli ve düşük teknolojili mallardır.” diye konuştu.

İthalata yönelik damping soruşturmalarının çok uzun sürdüğünü aktaran Kutlu Karavelioğlu, şunları söyledi: “Bizim kendi koyduğumuz vergileri teşvik kapsamına alıp uygulanamaz hale getirmemiz başlı başına bir haksız rekabet konusu. Oysa 11. Kalkınma Planımız, sektöre yönelik tehditlere karşı tedbirler geliştirmeyi emrediyor. Bu tedbirler arasında Yatırım Teşvik mevzuatının günün ihtiyaçlarına göre elden geçirilmesi de var. Dünyanın en büyük makine pazarlarından biriyiz ve petrol alır gibi makine ithal etmeyi sürdüremeyiz. Türkiye’ye makine satmak isteyenler gelsin burada imalat yapsınlar istiyoruz ama ithalata bu kadar açık bir sektörün yatırım çekmesi mümkün olamıyor.”

Bu konularda ilginizi çekebilir