Piyasada ‘program aynen devam’ tavrı

Piyasalar, seçim sonrası için ekonomi yönetimi ve uygulanan para politikasına ilişkin spekülasyonları boşa çıkardı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Piyasada ‘program aynen devam’ tavrı

Paskalya tatili nedeniyle Avrupa piyasalarının kapalı olduğu dün yurtiçindeki seçim sonrası fiyatlamaları borsada satış getirdi. TL dolar ve Euro karşısında uzun zaman sonra değer kazancı yaşarken borsa endeksleri dalgalı hareket etti. Ekonomistler programın devamının her faizde yükselişi gerektirdiği için borsanın cazibesinin azalmaya devam ettiğini dile getirdi.

Yerel seçim gibi piyasada fiyatlanan genel seçim geride kaldı. Ak Parti 18’inci seçiminde ilk kez seçim sonuçlarında geriye düştü ve bu piyasada uygulanan sıkı para ve maliye politikalarından dönüş olup olmayacağı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in görevden alınıp alınmayacağı endişeleri yarattı. Ancak ekonomistlerin program ve Şimşek konusunda endişesi yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasında enflasyonla mücadeleye vurgu yapması ve programın aynı kararlılıkla sürdürüleceği açıklamaları, üzerine Bakan Şimşek ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın enflasyonu tek haneye düşürmek için devam edeceklerini söylemesi, piyasanın politikalardan dönüş olmayacağına ilişkin inancını arttırdı. Dün TL’de uzun zaman sonra ilk kez değer kazancı borsa endekslerinde ise dalgalı bir seyir görüldü. Uzmanlar her faizde yukarı yönü işaret eden programa devam sinyalinin satışta etkili olduğunu vurgularken TL mevduat faizlerinin artışının ise kritik önemde olduğuna dikkat çekti.

Bireysel satışlar kuru geriletti

Paskalya tatili nedeniyle dün Avrupa ve Uzak Doğu piyasaları kapalıydı. ABD ise saat farkı nedeniyle TL varlıklar üzerinde gecikmeli bir etki yarattı. ABD piyasaları açıldıktan sonra borsada pozitif endekslerin sayısı arttı, TL dolar ve Euro karşısında değer kazandı. Uzmanlar yurtiçinde bireysellerin yoğun döviz satışının da TL’nin değerlenmesinde etkili olduğunu vurguladı. Dolar/TL 32.45 seviyesinden başladığı gün içinde 32 liranın altına indi, Euro/TL’de ise 35 seviyesinin altı görüldü. Dolar/TL dün yüzde 0,99, Euro/TL ise yüzde 1,59, döviz sepeti yüzde 2,09 geriledi. Deutsche Bank ve Goldman da yayımladıkları raporlarda seçim sonuçlarının TL varlıklar için pozitif olduğunu belirtti.

İçeride borsa fiyatlamalarda seçim sonrasında sıkı para ve maliye politikasının devam edeceğine inancın etkisi görüldü. Bankacılık, ulaştırma ve holdingler endeksi pozitif tarafta kalırken, dün sanayi, madencilik, taş toprak ve gayrimenkul yatırım ortaklığı başta olmak üzere diğer endekslerde satış görüldü. BİST100 endeksi dün günü yüzde 0,17 yükselişle tamamladı. İş Bankası, THY, Koç Holding, Yapı Kredi ve Anadolu Efes dün BİST100 endeksine en fazla katkı veren şirketler oldu.

Piyasa uzmanları bu düşüşün faizlerde artışın devam edeceğinin tahmin edilmesi ve TL mevduat faizinde yükselişin de borsanın cazibesini daha da azaltacağından kaynaklandığını vurguladı. Uzmanlar yüzde 55’i bulan TL mevduat faizinde yüzde 60’ın üzerinin görülmesinin muhtemel olduğunu söyledi.

TCMB’den ‘buradayım’ mesajı

Merkez Bankası da dün güne likidite sıkılaştırıcı bir adımla başladı. Bankaların Merkez Bankası’na bozdurduğu vadesine en az 3 ay kalan senetlerin reeskont işlemlerindeki iskonto faizi ile yine bankaların çıkardığı tahvillerle likidite karşılanması durumundaki avans faizlerini 750 baz puan arttırdı. Merkez Bankası (TCMB) vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranını yıllık yüzde 50,75; avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranını ise yıllık yüzde 51,75 olarak tespit etti. Ekonomistler bu artışın da 25 Nisan’daki Para Politikası Kurulu toplantısında 500 baz puanlık daha politika faizi artışının kapısını araladığına işaret ederken seçim sonrası TL likiditeyi sıkılaştıran bu adımın mesaj etkisinin de güçlü olduğunu dile getirdi.

Borsanın cazibesi azalıyor

Bankacılık sektörü kaynakları Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Şimşek’in açıklamalarının mevcut politikalara devam sinyali içerdiğini belirterek seçmenin faturayı sıkı para politikasına kesse de enflasyon çözülmeden bu politikalardan dönüş olması durumunda faturanın yine iktidara kesileceğine dikkat çekti. Kaynaklar, mevcut ekonomi politikasının taviz vermeden devam edeceğini dile getirerek dün Avrupa piyasaları kapalıyken yurtiçinde borsada yaşanan satışlarda da bunun etkisinin olduğunu kaydetti. Mevcut şartların devam etmesinin TL likiditesinin daha sıkı, faizin daha yukarı gittiği bir ortam anlamına geldiğini ve bunun borsanın cazibesini azalttığını ifade eden bankacılık sektörü kaynakları, kredili işlem maliyetlerinin de çok yukarı gittiğine işaret etti.

Kredili pozisyon taşımanın maliyeti arttı

Kredili pozisyon taşımanın güçleşmesinin borsada işlem hacmini düşürdüğünü söyleyen kaynaklar borsada getirinin eski dönemler gibi olmadığı uzunca bir süre geçirileceğine işaret etti. TL açısından ise bir değişiklik olmadığını vurgulayan kaynaklar TL’de kademeli değer kaybıyla yavaş yavaş işlerin yoluna girmesinin önünün açılacağını CDS’te ise 280-250 baz puana kadar düşüş beklediğini kaydetti.

EKONOMİSTLER SEÇİM SONRASINI NASIL GÖRÜYOR

* Ekonomiye verilen hasarı onarma fırsatı

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp: Bir gevşeme olabilir diye düşünüyorum. Zira alınan yenilgi, son 10 ayda uygulanan politikaların seçmen nezdinde protestosu olarak yorumlanabilir. Ekonomi ekibinin değişmesini beklemiyorum, cumhurbaşkanının dünkü balkon konuşmasında verdiği mesajlara istinaden. Yolun bundan sonrasında yapılması gereken başlanan politikaların yarım bırakılmadan sonuna kadar sürdürülmesi ve meyvelerinin alınmasının beklenmesidir. Dezenflasyon politikaları sonuçları uzun vadede alınabilen politikalar. Bu nedenle önümüzde dört sene boyunca seçim olmaması bizim için bir avantaj. Bu dönem iktidar partisinin mayıs genel seçimleri öncesindeki dönemde uyguladığı hatalı politikaların yarattığı hasarları yine kendisinin onarabilmesi için bir fırsat. Her ne kadar seçim sonuçları AK Parti için bir yenilgi olsa da, seçimlerin geride kalmış olması bir avantaj olacaktır.

* Yılsonuna kadar manevra alanı var

TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşmasında, Bakan Şimşek ise dünkü açıklamasında uygulanan ekonomik programın devam edeceğini söyledi. Dün sabah da Merkez Bankası reeskont ve avans faizlerini 750 baz puan artırdı. Seçimin ertesi günü gelen bu hamle Merkez Bankası’nın piyasaya işimizi yapmaya devam ediyoruz mesajıdır. Bu hamle ayrıca 25 Nisan’daki Para Politikası Kurulu toplantısında 500 baz puanlık faiz artırışı yapabilirizin de sinyalini veriyor. Seçim öncesinde de borsa sıkıntılıydı yüksek TL mevduat faizleri nedeniyle, şimdi daha sıkı politikalar nedeniyle borsa çok rahat olmayacak önümüzdeki dönemde. Ancak yabancı yatırımcı gelirse borsada işler değişebilir. Şu an ekonomi politikalarında değişiklik lüksümüz yok. Bakan Şimşek’in ve Merkez Bankası’nın 2024 sonuna kadar manevra alanı olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu manevra alanını tanıdığını düşünüyorum. Yılsonu enflasyon gerçekleşmelerine göre karar verilecektir. Artık 4 yıl seçim yok, bu seçimde sandığa gitmeyen AK Parti seçmeni vergi ya da faiz artırıldığında kızması durumunda yapacak bir şeyi de yok. O nedenle enflasyon kontrol altına alınıp düşürüldükten sonra Ak Parti de seçmenleri gözünde güçlenecektir.

* Kararlı bir şekilde enflasyonla mücadele

Virtus Glocal Yönetici Ortağı Dr. İnanç Sözer: Türkiye, ülke genelinde denge mekanizmalarının (checks&balances) kurulmasını sağlayacak önemli bir demokratik sınav ile yerel seçimleri geride bıraktı. Seçimin kaybettireni kesinlikle ekonomik koşullar ve “kusursuz dengesizliğin faturası” oldu. 47 yıldan sonra ilk kez CHP birinci parti olsa da, 10 ay arayla teşvikler alamadığı için seçime katılmayan 6.6 milyon kişinin kritik olduğu dikkat çekmektedir. Bu resim nedeniyle münferiden olsa bile önde gelen partilerin erken seçimi şimdilik telaffuz dahi etmeyeceğini ve iktidarın ekonomik tahribatları toparlamaya, muhalefetin ise hizmetlerine odaklanarak kazanımlarını korumaya odaklanacağını düşünüyorum. Ekonomi yönetimi baz senaryomuzda olduğu gibi daha kararlı bir şekilde enfl syonla mücadele edecektir. Kısa vadede bunun reel sektörde satış ve tahsilat zorluklarını artırmasını, döviz kuru ve zamların ise enflasyona mümkün olduğunca sınırlı etki yapacak şekilde ayarlanacağı yönündeki tahminimizi koruyoruz. Nisan-mayıs ayı negatif şirket haberleri ile geçireceğimiz bir dönem olacak. Nisanda daha yüksek olmakla birlikte, yabancı yatırımcı hatırı sayılı miktarda gelene ve/veya halkın çoğunluğu TL’ye güvenene kadar yılın geri kalanında TL’de her ay yüzde 2-3 civarında kesintisiz değer kaybı bekliyoruz. TCMB gerekirse politika faizini artırmaktan geri durmayacak olsa da, mart başında başlanan likidite politikasındaki sıkılaştırmanın piyasa faizlerinde ilave artışlar için yeterli olacağını düşünüyor ve yakında yüzde 60’a yaklaşacak mevduat faizlerinin en yüksek seviye olarak yılın ikinci yarısı itibarıyla geride kalacağı yönündeki tahminimizi koruyoruz. Maliye politikası tarafında ise enflasyonu gözeterek vergi ayarlamalarının yapılması ve bazı vergi istisnaların yakın zamanda kaldırılması söz konusu olabilir; ancak bütçe giderlerdeki yapısal bozulma nedeniyle tasarruf tedbirlerinin sınırlı kalabileceğini düşünüyorum.

* Programı sürdürme motivasyonunu artırdı

Gedik Yatırım Baş Ekonomisti Serkan Gönençler: Yerel seçim sonuçlarının mevcut iktidarın istediği şekilde sonuçlanmaması nedeniyle mevcut ekonomi politikalarından geri dönüleceğini düşünmüyoruz. Bunun en önemli nedenini de, mevcut sıkılaştırıcı politikalarla bile resmi rezervlerde son dönemde ciddi bir erime görüldüğü bir ortamda, genişleyici politikaların sürdürülebilir olamayacağı yönündeki düşüncemiz olarak özetleyebiliriz. Biz aksine, yerel seçim sonuçlarının mevcut politikalara devam etme motivasyonunu arttıracağını düşünüyoruz. Bununla beraber, yerel seçim sonuçlarının mevcut politika seti altında alınacak kararlarda, özellikle de maliye politikasında bazı yumuşamalara neden olması ihtimalini de dışlamıyoruz; beklenen kamusal fiyat ayarlamalarının miktarının düşürülmesi/ ötelenmesi, emekli ve memur maaş artışlarının yükseltilmesi gibi. Bu da ilerleyen süreçte enflasyondaki düşüşü sınırlandırabilir.

EKONOMİ YÖNETİMİNDEN ‘KARARLIYIZ’ MESAJLARI

* Bakan Şimşek: OVP’yi kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orta Vadeli Program’ı (OVP) güçlendirerek kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerini belirterek, “Ana hedefimiz olan, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek için sıkı para, seçici kredi ve gelirler politikasına ilaveten kamuda harcama kontrolü yaparak tasarrufu ön planda tutacağız” dedi. Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin ardından ekonomi politikalarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Şimşek, şunları kaydetti: “ OVP’de açıklanan takvime uygun olarak hayata geçireceğimiz yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümü gerçekleştirerek verimlilik ve rekabet gücü artışı sağlayacağız. Böylece sürdürülebilir büyüme amacımıza ulaşarak sağlayacağımız kalıcı refah artışı toplumun tüm kesimlerince paylaşılacaktır. Başarıya giden yol azim, kararlılık ve sabır ister. Azimliyiz, kararlıyız, başaracağız.”

* Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Enflasyon önceliğimiz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomik programı kararlı şekilde uygulayacaklarını belirtti. Seçim sonuçlarını değerlendirmek için kişisel sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Yılmaz, “Gerek ekonomik gerek sosyal bakımdan enflasyonla mücadele temel önceliğimizdir. Geçen sene ilan ettiğimiz programımızı kararlı bir şekilde uygulayarak bunu başaracağız” ifadesine yer verdi. Dört yıllık bir seçimsiz sürece girildiğini vurgulayan Yılmaz, salgın, küresel ekonomik daralma, bölgesel savaşlar ve deprem afetine rağmen Türkiye’nin güçlü yapısını koruduğunu belirtti. Ekonomide büyümenin sürdüğü, ihracat ve istihdamın arttığı, cari açığın düştüğünü belirten Yılmaz, şunları kaydetti: “Yatırım ve üretim ile bünyemizi güçlendiriyoruz. Bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonla mücadelemizin sonuçlarını belirgin bir şekilde görmeye başlayacağız. Böylece, yapılan ücret artışlarının zamanla erimesini önleyecek, kalıcı refah artışı sağlayacağız. Ekonomide yapısal reformlar yaparken, kamu yönetiminin verimliliğini geliştirmeye, demokratik standartlarımızı yükseltmeye, daha etkin işleyen bir adalet sistemi tesis etmeye odaklanacağız. Amacımız demokratik istikrar içinde büyümek ve büyümenin nimetlerini tüm kesimlere adaletli bir şekilde yansıtmaktır.”