Prof. Dr. Fukuyama: Türkiye, dünya için rol model olabilir

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne çevrimiçi olarak katılan Stanford Üniversitesi’nin ünlü siyaset bilimcisi Prof. Dr. Francis Fukuyama, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlerde ortaya çıkacak sonuca göre Türkiye’nin dünya demokrasisi için rol model haline gelebileceğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Prof. Dr. Fukuyama: Türkiye, dünya için rol model olabilir

NİHAT DELİBAŞI

İzmir’de devam eden İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin, “Yürüyüşe Davet” başlığıyla düzenlenen üçüncü gün oturumlarının son konuşmacısı Stanford Üniversitesi’nin ünlü siyaset bilimcisi Prof. Dr. Francis Fukuyama oldu. Kongre sunumunu çevrimiçi olarak gerçekleştiren Fukuyama, dünya demokrasisinin otoriter liderlerin tehdidi altında olduğunu belirterek, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlerde ortaya çıkacak sonuca göre Türkiye’nin dünya demokrasisi için rol model haline gelebileceğini söyledi.  

Konuşmasına Şubat ayında meydana gelen depremde hayatlarını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa dileyerek başlayan Fukuyama, dünya demokrasisindeki gerilemeye vurgu yaptı. Son yıllarda Rusya, Çin gibi süper güçlerin ideolojik birer tehdit haline gelmeye başladığını kaydeden Fukuyama, yaşanan bu gelişmelerin liberalizmin sonu olarak algılandığını belirterek,  liberalizmin sadece ekonomik tanımlama değil, tüm kesimlerin haklarını savunabilecek görüş olması gerektiğini vurguladı.  

Otoriter yönetimlerin global trend haline geldiği günümüzde Türkiye’nin konumuna dikkat çeken Fukuyama, Türkiye’nin geldiği noktayı trajedi olarak nitelendirdi. Fukuyama, “Türkiye aslında askeri bir rejimden sonra demokrasiye dönmüştü. 2000’lerin başında makul bir seçim gerçekleştirdi makul sonuçlar elde etti. Ancak demokratik seçimin lideri AKP, laik cumhuriyete karşı bir tehdit olarak çıkmaya başladı. Liberal demokraside gerileme var.  Türkiye’de ne oldu diye bakarsak demokratik olarak seçilen insanlar, ülkenin çoğunluğunu temsil ediyorlar ama geniş bir medya ağı ile desteklenen uygulamalarla anayasal kontroller saf dışı bırakılıyor. Bu durum demokrasi kalitesine yansıyor. Demokrasi hala mevcutmuş gibi düşünülüyor. Oysa, 2016’daki daki darbe girişiminden sonra Türkiye demokratik olarak dikkate alınmıyor” dedi. 

Türkiye’nin demokrasisini yenilemesi mümkün 

Birkaç ay sonra gerçekleşecek seçimi işaret ederek Türkiye’nin demokrasisini yenilemesinin mümkün olduğunu ifade eden Fukuyama, “Seçimler sonunda demoraksisinin daha güzel temellere oturtulması adına bir şans var. Muhalefetin kazanması umudu var. Demokrasiye yeniden geçişin kazanması önemli ama ders alınması gereken noktalar var. Ukrayna, Mısır, Tunus örneklerinde olduğu gibi. Bu örneklerde yolsuzluk durumları vardı. Demoktratik kazanımların zıddı uygulamalar oldu. Bunlardan ders alabilmek gerekiyor. Bunlardan biri koalisyonların önemi. Türkiye böylesi bir geri dönüş içine girecekse gerçekten zorluklarla karşılaşacak. Bu noktada kredibilitesini artırmak zorunda. Restorasyonun, yeniden inşanın sağlanması gerek. Öte yandan yerele daha fazla inisiyatif tanınmalı” dedi. 

Fukuyama, şöyle devam etti, “Türkiye’nin bölgesel güç olarak yükselişini söylememiz gerek. Azerbaycan, Libya,  Suriye’de müdahil bir ülke oldu. Rusya, Çin’in başlattığı tehditlere karşı Türkiye’nin daha iyi bir anlayış geliştirmesi gerekiyor. Türkiye’nin kapasitesine baktığımız zaman, inşaat endüstrisine baktığımızda Çin inşaat sektörüne alternatif olarak değerlendirilebileceğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin alması gereken roller var ve Türkiye global demokrasiyi tehdit eden unsurlara karşı dik durmak zorunda. Bir de ulusal kimlik konusu var. Ortadoğu’da Libya, Irak gibi ülkelerin çöküşünü görebiliriz. Çünkü bu ülkeler ulusal kimlik statüsüne sahip değildi. Ulusal kimliğin altının çizilmesi gerekiyor. Türkiye, liberal bir vizyona dönmeye çalışıyor. Türkiye, bunu başarabilirse dünyaya örnek olacak.Türkiye’nin seçimlerini merakla bekliyoruz. Ülkenin ileri gitmesi için büyük fırsat. Güzel bir sonuç çıkması bekleniyor.”