Ekonomistler depremin faturasını hesaplıyor

Depremin Türkiye ekonomisine etkisini hesaplamaya çalışan ekonomistler görüş ayrılığı yaşıyor. Bazı analistler depremden etkilenen bölgelerin GSYİH üzerinde yüzde 0,3 ila 0,4 negatif etkisi olmasını beklerken Bloomberg ekonomisti Selva Bahar Baziki depremin ardından yapılacak olan kamu harcamalarının GSYİH'nın yüzde 5,5'ine eşdeğer olabileceğini düşündüklerini ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ekonomistler depremin faturasını hesaplıyor

Analistler, depremin, enflasyonu ve faiz oranlarını düşürmeyi amaçlayan, alışılmışın dışında politikaların ortasında büyük dengesizlikler yaşayan Türkiye'nin 819 milyar dolarlık ekonomisi üzerinde, meydana getirebileceği olası etkileri ölçmeye çalışıyorlar.

Depremin ardından yaşanan sert kayıplar sonrası Borsa İstanbul dün işlemleri askıya alarak 15 Şubat tarihine kadar işlemlerin kapalı kalacağını açıklamıştı.

Hisse senedi fiyatlarındaki düşüş ve depremin ardından tahvil getirilerindeki sıçrama, ekonomik büyüme ve aşırı harcama korkularını gün yüzüne çıkarmıştı.

New York'taki Medley Global Advisors'dan Nick Stadtmiller, "Bu felaketin maliyeti, ekonomini zaten kırılgan olduğu bir zamanda Türk ekonomisine zarar verecektir" dedi. 

Ayrıca Nick Stadtmiller "Para biriminde ve dış dengede önceden var olan bazı problemler göz önüne alındığında, piyasaya dair riskler daha da fazla artıyor” ifadelerini kullanarak depreminde etkisiyle piyasada var olan risklere dikkat çekti.

Analistler kurtarma faaliyetlerine odaklanan hükümetin Mayıs ayında bir seçime gideceğini ifade ederek, bu depremin ardından Erdoğan hükümetinin bölgeyi yeniden inşa etmek için yapacağı harcama planlarından dolayı ekonomide zaten bozuk olan fiyat istikrarının baskı altına girebileceğini düşünüyorlar.

Ekonomi politikasındaki değişikliklerin olabileceğini ifade eden analistler, altyapının tekrar inşa edilmeye başlanmasıyla beraber kamuda büyük bir harcama artışı olmasını bekliyorlar. 

Erdoğan deprem bölgesinde yaptığı açıklamada 10 ilde yeniden inşa faaliyetlerinin bir yıl içinde tamamlanacağını ve depremden etkilenen her aileye 10.000 lira dağıtılacağını duyurdu. Hayatta kalanların ise çadırlarda barındırılarak otellere nakledilebileceğini söyledi.

Bloomberg ekonomisti Selva Bahar Baziki, "İlk tahminlerimize göre Pazartesi günü yaşanan deprem felaketinde, depremlerde dolayısıyla gerçekleşecek kamu harcamalarının GSYİH'nın yüzde 5,5'ine eşdeğer olabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Deprem dolayısıyla yapılması muhtemelen olan harcamalara dair değerlendirmesinin devamında Bahar Baziki  "Muhtemelen hükümet destekli bir kredi planı, daha yüksek bir sayıya yol açabilir, bu da bütçe hedeflerinin ulaşılamamasına neden olur.” ifadelerini kullandı.

Depremlerden etkilenen 10 ilin Türkiye ekonomisi üzerinde bırakacağı etki, bölgenin Türkiye ekonomideki rolü nedeniyle belirsizliğini koruyor. Depremden en çok etkilenen 10 il, Türkiye GSYİH’nın küçük bir bölümünü oluşturuyor olsa da, bu bölgeler İstanbul gibi diğer büyük şehirlerin refahında kilit rol oynuyorlar.

Depremin gerçekleştiği bölgelerin tarım sanayi ve lojistik açısından Türkiye için önemli bölgelerdi.

Oxford Economics deprem bölgelerinin Türkiye eknonomisi üzerine yapacağı etkilere dair yaptığı değerlendirmede,  deprem dolayısıyla 10 ildeki ticari ve üretim faaliyetlerinde meydana gelebilecek kısa vadeli kesintilerin tek başına GSYİH'nın yüzde 0,3 ila yüzde 0,4'ünü azaltacağını söyledi.

Analistler tarafından yapılan değerlendirmeye göre tarımsal açıdan verimli alanlarda deprem dolayısıyla meydana gelen hasar, tüketici fiyat endeksinin yüzde 60'ın hemen altında seyrettiği Türkiye’de gıda kıtlığına ve enflasyonun artmasına neden olabilir. 

Döviz kurunun büyük ölçüde yetkililer tarafından yönetilen dar bir aralıkta hareket ediyor olması nedeniyle depremin Türk lirası üzerindeki etkisinin şu ana kadar hafif olduğunu söyleyen In Touch Capital Markets kıdemli analisti Piotr Matys, "Arka kapı müdahaleleriyle desteklenmeye devam eden Türk lirası, Türkiye’ye dair doğru bir barometre değil" dedi. 

Yaptığı değerlendirmede faiz oranlarına dair yorumlarda da bulunan Matys hükümetin deprem bölgelerindeki yeniden inşa faaliyetini desteklemek için merkez bankasına faizleri düşürmesi konusunda baskı yapabileceği söyledi.

Bank of Singapur’dan Todd Schubert'e göre ise deprem Türkiye’nin kredi gidişatını önemli ölçüde etkileyen bir olay değil.

Hisse senedi piyasasına dair yorumda bulunan analistler, bireysel alıcıların Ekim ayında yıllık yüzde 85'i aşan enflasyonun üstesinden gelebilmek için tasarruflarını hisse senetlerine yönlendirdiklerini belirterek, yüksek enflasyon sebebiyle yaşanan piyasa rallisinin 2023'te sona erdiğini ve endeksin dünyadaki en kötü performansı gösterdiğini belirtti.

Bank Julius Baer hisse senedi stratejisti Nenad Diniç'e göre, deprem Türk hisse senetleri üzerindeki "genel düşüş havasını" güçlendirirken, piyasanın uzun vadeli görünümü enflasyona, Erdoğan'ın "alışılmışın dışındaki faiz politikasına" ve Mayıs'taki seçimlere bağlı olacak.

Gemcorp Capital Management Başekonomisti Simon Quijano-Evans, "Depremden kaynaklanan, bilinmeyen doğrudan ve dolaylı kayıplar göz önüne alındığında, depremin ekonomiye olan etkisini belirlemek birkaç ay alacak" dedi. "Kısa vadede, ülkenin daha geniş bölgede istikrarı sağlamak için uluslararası desteğin bir zorunluluk olduğu acil maliye ve para politikası önlemlerini alması gerekecek “