İyi insanları dünyanın iyiliği için bir araya getiriyor

Organik sertifikalı yüzde 100 saf kumaşlardan vegan ve geri dönüştürülebilir ürünlere imza atan Fine People Community, ünlü astrofizikçi Hubert Reeves’in şu sözlerinden ilham alıyor: “Doğa ile sürekli bir savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak sonunda biz kaybedeceğiz."

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İyi insanları dünyanın iyiliği için bir araya getiriyor

Didem ERYAR ÜNLÜ

Fine People Community markasının doğum tarihi pandemi dönemine denk geliyor.

Hem ihtiyacımız olanı tüketirken, hem de içinde olmaktan besleneceğimiz, bize kendimizi iyi hissettirecek bir topluluk oluşturma hedefi ile yola çıkan marka, Hubert Reeves’in şu sözlerinden ilham alıyor: “Doğa ile sürekli bir savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak sonunda biz kaybedeceğiz."

Fine People Community Kurucusu Bahar Akbulut, “Üretimlerimizdeki tüm kumaşlarımızı sadece organik sertifikalı yüzde 100 saf kumaşlardan seçtik. Tüm ürünlerimiz vegan ve geri dönüştürülebilir. Aynı zamanda alınan her ürünün başka bir iyiliğin yapılmasını sağlayacağı şekilde bir sosyal sorumluluk projesi kurguladık” diyor. Akbulut, aynı zamanda beş senedir “Umutlar Yeşersin” adında bu proje yürütüyor. Bu proje kapsamında imkanı kısıtlı çocukların bot, mont, kırtasiye malzemeleri ve kaynak kitaplar gibi temel ihtiyaçlarını karşılıyor. Bunun yanı sıra ICF onaylı Profesyonel Koç olan Akbulut, kadınların iş hayatında güçlenmeleri, kendi potansiyellerini keşfetmeleri ve istedikleri kariyere ulaşmaları için farklı çalışmalar gerçekleştiriyor.

Uzun süre kurumsal hayatta üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra hayallerini kovalamaya karar verip, en büyük tutkusu olan tekstil sektörüne giren Bahar Akbulut, girişimcilik sürecini şöyle anlatıyor:

Dünya’ya karşı elinden gelenin en ‘iyi’sini yapan insanlar

“Markamı yaratırken, toplum olarak ihtiyacımız olan tüketimi yaparken bilinçli olduğumuz, uzun süre kullanılacak, doğaya mümkün olan en az zararı vererek üretim yapacak, her aşamasında organik, üretim zincirinde çalışan her işçinin haklarını ve çalışma koşullarını koruyacak bir yapı olması benim için en önemli etmendi. Aynı zamanda da alınan her ürün ile birlikte sokak hayvanları için ekolojik pire tasması gönderiyoruz. Sosyal sorumluluk algısı markanın temel değerlerinden biri.

Fine People Community markası da kısa süre içinde; her anlamda “iyi olma” haline önem veren, rafine, doğaya, insanlara, tüm canlılara ve gerçek evimiz olan Dünya’ya karşı elinden gelenin en ‘iyi’sini yapan insanları bir araya getiren bir oluşum haline gelmeye başladı. İlerleyen senelerde markayı çok daha geniş kitlelere ulaştırmak ve global düzeyde bilenen bir marka yaratmak hedefindeyiz. Fine People Community henüz ilk senesinde olmasına rağmen birçok satış noktasına ulaştı. Bu bana marka konsepti olarak doğru bir kitleye ulaşabildiğimiz hissini veriyor. Bu sene sonunda hedefimiz Amerika’daki satış noktalarına giriyor olmak. Bu konuda da halihazırda iş birliği çalışmalarımız devam ediyor.”

“O” işi bulmak çok önemli

“Beni en çok heyecanlandıran tanım ‘girişimci’ olmak. Kendimi global düzeyde toplumların yönelimlerini, tüketim alışkanlıklarındaki değişimleri ve bunların doğaya etkilerini yakından takip eden ve tüm bu bağlamda doğa ve insan için en ideal üretimi yapmak için gerekli konsept ve altyapıyı kurmayı hedefleyen bir girişimci olarak görüyorum. Uzun süre başarının; toplumun gözünde önemli olan kurumlarda çalışmak ve beklenen kariyer basamaklarını tırmanmak olduğunu sanarken; aslında gerçek başarının tam anlamıyla tutkunuz hale gelecek ve tüm kalbinizle enerjinizi ortaya koyarak çalışacağınız ‘o’ işi bulmak olduğunu anladım. O yüzden artık başarı benim için her sabah kalktığımda beni daha fazlasını yapmak için motive edecek o tutkuyu bulabilmiş olmak demek.”

Güvenli ağ olmadan inandığın yolda ilerlemek

“Girişimcilik, benim için tamamen risklere açık olmak ve altında güvenli bir ağ olmadan inandığın yolda, ana motivasyonunu kendi hayallerinden aldığın bir yolculukta olmak anlamına geliyor. Benim bu yola çıkmamda da hayatta ‘beni gerçekten neyin mutlu ettiğini’ ve ‘gerçekte ne istediğimi’ sorguladığım bir dönem sonrasında yaşadığım farkındalıkların etkisi çok büyük. Kapılıp gittiğimiz günlük koşturmacanın içinde aslında bu soruları sormaya ve üzerine düşünmeye fırsat bile bulamıyoruz bazen. Benim için bu karar da, kendi hayallerimi kovalamaya karar vermekle başladı. En büyük destekçim ailem ve bana çok doğru yönlendirmeler yapan arkadaşlarım oldu. Aynı zamanda dahil olduğum için kendimi çok şanslı gördüğüm Arya Wip Yatırıma Hazırlık Programı her aşamada bana gerekli cesareti ve bilgiyi verdi. Bu program dahilinde benzer süreçlerden geçen girişimcilerle, başarılı iş insanlarıyla bir araya gelmek bu aşamada ihtiyacım olan tüm motivasyonu bana sağladı diyebilirim.”

Mükemmelliyetçilik bir cam tavan gibi engel olmamalı

“Şunu unutmamak lazım, girişimciliğin temelinde ‘mükemmelliyetçilik’ olgusu mutlaka var, ancak bu mükemmelliyetçilik bir cam tavan gibi, kişinin kendine yarattığı bir engel olmamalı. Hiçbir zaman ‘tam donanıma’ sahip olmayı ya da ‘mükemmel’ olmayı beklememeliler. Birçok deneyim iş başında öğreniliyor, o noktada da risk alabilmeyi ve kendilerine güvenmeyi asla bırakmamalılar.”

Her deneyim anlamlı

“Steve Jobs Stanford Üniversitesi’ndeki konuşmasında “Noktaları ileriye doğru birleştiremezsiniz, o noktaları ancak geriye baktığınızda birleştirebilirsiniz” der, yaşadığımız her deneyim de bu bağlamda anlamlıdır bence. Başarısızlıklar ve hatalar; biz onları öyle tanımladığımız sürece olumsuz ve göreceli kavramlar. Önemli olan bu tür deneyimlerde doğru analizi yapıp yola devam etmek.”