Türkiye’yi her bölgesiyle bütüncül bir teknoloji üretim merkezi haline getirmeliyiz

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, EKONOMİ Gazetesi için kaleme aldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye’yi her bölgesiyle bütüncül bir teknoloji üretim merkezi haline getirmeliyiz

Gençlerimize ve çocuklarımıza hayallerini bu ülkede gerçekleştirebilmelerini sağlayacak ortamı sunmak hepimizin sorumluluğudur.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutladığımız bu sene, ülkemiz için önemli bir eşiği temsil ediyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında refahın adil biçimde dağıldığı, insani kalkınmasını sağlamış bir Türkiye hayal ediyoruz. Demokrasiyi yaşam tarzı haline getirmiş, toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmış bir Türkiye hayalimiz var. Çevreyle uyumlu, dijital ve yeşil dönüşümü başarmış, bilimde evrensel standartları yakalamış, AB entegrasyonunu sağlamış, özetle gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye hepimizin ortak umudu.

Geleceğin ekonomisi teknoloji ve dijitalleşme ile şekilleniyor. Tüm sektörlerde iş modelleri dijital dönüşüm perspektifiyle yeniden kurgulanıyor. Bu durum ekonominin aktörlerini farklı düşünmeye, politikaları çok boyutlu kurgulamaya ve uygulamaları en hızlı şekilde gerçekleştirmeye zorluyor. Rekabet kuralları yeniden yazılırken yarının ekonomisine hazırlıklı olabilmek, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyümeyi sağlayabilmek ancak bugünden atılacak somut ve kararlı adımlarla mümkün olacak.

20 yılda 30 bin dolar milli gelir mümkün

TÜSİAD’ın 50. Yılı kapsamında ”Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” başlıklı çalışmamızı 2021 yılında kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu çalışmada yer verilen 105 ülkeyi kapsayan ekonometrik analiz şunu gösteriyor; insani gelişimde, bilim-teknolojide ve kurumlarda ülkemizi OECD ortalamasına çıkarmak için gereken adımları atabilirsek, 20 yıl içinde kişi başı millî gelirimizi 30 bin dolar seviyesine yükseltebileceğiz. Bu nedenle raporumuzun ısrarla vurguladığı gibi, refahın üç temel unsuru olan insani gelişmeyi, bilimsel teknolojik ilerlemeyi ve güvenilir, kapsayıcı ve etkin kurumları inşa etmeyi çok önemsiyoruz.

Çağın dinamiğini kaçırmamak için tüm kaynaklarımızla ve acilen, bilim ve teknolojik ilerlemeyi temel alacak adımları atacak bir seferberlik içine girmemiz gerektiğine inanıyoruz. Geçtiğimiz hafta TÜSİAD-TÜBİSAD işbirliği ile hazırlanan “Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı” raporumuzda Türkiye’nin yüksek teknoloji ile hayata geçirebileceği potansiyeli ve bu hedef için kritik gördüğümüz eylem çağrımızı kamuoyu ile paylaştık.

Rapor tanıtım toplantısında da vurguladığımız gibi; ekonomide yüksek çarpan etkisine sahip sektörlere odaklanmak, geleceği doğru okumak ve kaynakları doğru alana harcamak ileri teknoloji atılımı için en önemli adımlar. Mevcut sektörlerde meydana gelen dijital devrim, bu devrimin yarattığı çapraz yeni sektörler ve alanlar kamunun, özel sektörün ve akademinin odak noktasını oluşturmalı. Türkiye’yi her bölgesi ile bütüncül bir teknoloji üretim merkezi haline getirmeliyiz.

Eğitim kalitesine yatırım yapmalıyız

Kaynaklarımızı Ar-Ge’ye, teknolojiye, bilime, inovasyona ve eğitime daha fazla ayırmamız gerektiğini düşünüyoruz. İş dünyamızı ve tüm toplumumuzu dijital çağın yetkinlikleri ile donatmamız gerekiyor. İnsanı, eğitimli ve dijital çağın aradığı niteliklere sahip olmayan toplumların geleceği yakalayamayacakları bir çağdayız. Eğitim, aynı zamanda toplumsal eşitsizliklerin giderilmesinde de en önemli unsur. Eşitsizliklerin giderilmesi ve insanımızın çağımızın gerektirdiği yetkinlikleri kazanması için eğitim kalitesine yatırım yapmayı bir öncelik haline getirmeliyiz.

Yeni nesil teknoloji ve dijital okuryazarlık becerilerinin toplum seviyesinde yaygınlaştırılabilmesinin ilk adımı eğitim ve öğrenim müfredatının bu kapsamda yeniden düzenlenmesidir. Dijital dönüşümün mevcut eşitsizlikleri azaltabilmesi için özellikle kız çocuklarının ve kadınların erken yaşlardan itibaren bu alandaki beceri ve yetkinliklerini geliştirecek şekilde eğitim alması, özellikle geleceğin mesleklerine hazırlanmaları açısından önemli.

Gençlerimize ve çocuklarımıza hayallerini bu ülkede gerçekleştirebilmelerini sağlayacak ortamı sunmak hepimizin sorumluluğu.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutlarım.