Ateş çemberi

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Küresel ilişkilerde geçen haftasonu bir değil, bir çok kritik eşik aşıldı;

En kritik gelişme, Rusya'nın müttefiki Belarus'a taktik nükleer silah sevkedeceğini açıklaması oldu. Rus Lider Putin, Belarus'a Rus üretimi İskender füze sistemlerinin gönderilmeye başlandığını, bir yandan da Belarus ordusunun bu sistemleri kullanmak için eğitildiğini duyurdu.

Bu aynı zamanda, hem ABD'nin, hem de Rusya'nın 2019'da resmen sonlandırdıkları Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'nın fiilen de bitirilmesi anlamına geliyor. Rusya'nın halihazırda Baltık kıyısındaki Kaliningrad'da nükleer silahları bulunuyor. Belarus'a da orta menzilli nükleer füze sevkiyatıyla, Avrupa kıtası artık iyiden iyiye Moskova'nın "olası hedefleri" arasına girmiş oluyor. Yani iki cephe arasındaki "soğuk savaş" uzun bir aradan sonra yeniden ve fiilen hayata geçiyor.

İRAN-ABD GERGİNLİĞİ YAVAŞ YAVAŞ ÇATIŞMAYA DÖNÜŞÜYOR

Türkiye'nin kuzeyindeki bu soğuk savaş yönelimine, haftasonu güneyinde "sıcak çatışma" adımları da eklendi;

Suriye'nin kuzeyinde gerçekleşen bir İHA saldırısında bölgede bulunan bir Amerikan vatandaşının ölümü ve beş Amerikan askerinin yaralanması üzerine, ABD de "intikamını" aynı bölgedeki İran yanlısı milislerin üslerini vurarak almıştı. Amerikan saldırısında İran yanlısı 19 milisin öldüğü açıklandı. Karşılıklı bu saldırıları, ABD ve İran'ın Suriye'deki iç savaşın başından bu yana en geniş kapsamlı çatışma adımları olarak nitelendirmek mümkün. Nitekim, Suriye'deki İran yanlısı milislerin vurulmasına da doğrudan İran'dan tepki geldi. Tahran yönetimi, Amerikan saldırısının "intikamının alınacağını" açıkladı.

KARABAĞ'DA ATEŞKES BİTİYOR MU?

Yine haftasonu, 25 Mart'ta bir başka gelişme ise, Azerbaycan ile Ermenistan'ın Rusya'nın arabuluculuğunda 2020'de Karabağ'da vardıkları ateşkes anlaşması konusunda geldi; Azerbaycan son birkaç gündür ateşkes anlaşmasına aykırı şekilde, Rusya'nın Ermenistan askerlerinin Laçin koridoru üzerinden Karabağ'a girmesine destek vermesini eleştiren açıklamalar yapıyordu. Azerbaycan bunu engellemek için ordusunu devreye sokunca, bu kez Moskova'dan "Azerbaycan askerleri, ateşkes anlaşmasını ihlal edecek şekilde Şuşa'da ilerlemeye başladı" açıklaması geldi. Karşılıklı bu hamleler, Azerbaycan-Ermenistan ateşkesinin her an bozulabileceğinin habercisi gibi.

FRANSA "YANIYOR"; İSRAİL'DE "DARBE" SÖYLENTİLERİ…

Fransa ise, haftasonunda Cumhurbaşkanı Macron'un "reform" adı altında emeklilik yaşını yükselten yasayı, Fransız Meclisi'nin onayına sunmadan yürürlüğe sokmasına karşı gösteriler vardı. Paris'te göstericiler kamu binalarını ateşe vermeye başlayınca, sokaklar  adeta "yangın yerine" döndü. Durum o kadar kritik ki, İngiltere Kralı Charles Fransa'ya yapacağı ziyareti ertelemek zorunda kaldı.

İsrail'e ise Başbakan Netenyahu liderliğindeki aşırı sağcı koalisyon hükümetinin, yine "reform" adı altında getirmeye çalıştığı yargıyı kontrol etme hamlesine karşı sokak gösterileri büyüyerek sürdü haftasonu boyunca. Yeni olan gelişme ise, Netenyahu'nun imzası bulunan yeni yargı yasa tasarısına bizzat İsrail hükümeti içinden de eleştiri gelmesi oldu. Eleştiriyi yapan İsrail Savunma Bakanı Gallant, orduda yeni yasaya karşı büyük bir hoşnutsuzluk olduğunu açıklayınca, Ortadoğu'nun ender demokrasilerinden olan İsrail'de "darbe söylentileri" bile ortaya çıkmaya başladı.

TÜRKİYE'YE KÖTÜ HABER; 1,4 MİLYAR DOLARLIK CEZA, IRAK'TAN GELEN PETROL DURDU

Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren kritik gelişme ise, Irak petrolleri konusunda yaşandı. Türkiye'nin 2014 yılında Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi ile yaptığı petrol anlaşması, Bağdat hükümeti tarafından uluslararası tahkime götürülmüştü. Mahkeme, Türkiye'nin Irak hükümetine 1,4 milyar dolar tazminat ödemesine karar verdi. Kararla birlikte, Irak'tan Türkiye'ye boru hatları üzerinden akan petrol de durduruldu.

AK Parti hükümetinin 2014'te Iraklı Kürtlerle yaptığı petrol anlaşması o dönemde de "hukukun arkasından dolanmak" olarak nitelenip, çok eleştirilmişti. Uluslararası yargı kararı da bunu ortaya koydu.

Tek "sevindirici" nokta, Irak'ın istediği 33 milyar dolar tazminat yerine, mahkemenin 1,4 milyar dolara hükmetmesi.

Ama unutulmamalı; daha sırada ABD'deki Halkbank davası da var...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump'tan çekinirken... 18 Temmuz 2024
Ölüm-kalım zirvesi 11 Temmuz 2024
Batı dağılırken... 08 Temmuz 2024