Bütünün iyiliği için zihniyet dönüşümü şart

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Ashoka Türkiye Ülke Direktörü Ezgi Özkök Sefer, Ashoka’yı, “40’ı aşkın süre önce kurulmuş ve zihniyet dönüşümüne odaklanan bir sivil toplum kuruluşu” olarak tanımlıyor ve ekliyor: “Yani gördüğümüz, yaşadığımız sosyal ve çevresel problemlerin görünen semptomlarına değil, bunların altında yatan toplumsal algıları ve zihniyetleri dönüştürmeye odaklanıyoruz.”

Ashoka’nın ilk odaklandığı zihniyet dönüşümünün sosyal girişimcilik alanında olduğunu ifade eden Sefer, “40 yıl önce kurulduğumuzda sosyal girişimci, sosyal girişimcilik kavramları yoktu ve Ashoka bu kavramları ortaya attı. Sistem dönüşümüne odaklanan ve sistemleri dönüştürme potansiyeli olan sosyal girişimcileri buldu, onları Ashoka Fellow’u olarak seçti, destekledi ve onları küresel Ashoka Fellow ağına dahil etti. Böylece Ashoka Fellowlarıyla birlikte sosyal girişimcilik alanını kurumsallaştırdı. Şimdi tüm dünya ve Türkiye’de sosyal girişimciler sistemik toplumsal dönüşümün öncüleri olarak çalışıyorlar” diyor.

Ashoka Türkiye’nin, bugüne kadar sosyal girişimcilik ekosisteminde kanaat önderi olarak konumlanmış bir kurum olduğunu söyleyen Sefer, bundan sonra yeni paradigma çerçevesinde Ashoka Türkiye olarak iki temel alana odaklanacaklarını ifade ediyor.

Sefer bu iki alan hakkında şu bilgileri veriyor: “İlk olarak, sistem dönüşümü yaklaşımına sahip sosyal girişimcileri her yıl Ashoka Fellow’u olarak seçmeyi sürdüreceğiz ve sosyal girişimcilik ekosistemini sistem dönüşümü yaklaşımıyla besleyeceğiz. Sosyal girişimcilik alanında ayrıca, günümüzdeki önemli toplumsal sorunlar olan teknoloji ve insanlık, iklim ve gezegen, cinsiyet, yeni yaşam süreleri ve göç ve demokrasi başlıklarında hızlandırma programları düzenleyerek bu alanlarda iyi örneklerin ortaya çıkmasını sağlayacağız. İkinci olarak, her gencin içindeki Değişim Öncüsü olma potansiyelini fark etmesi ve bu rolü üstlenmesi zihniyetini yaygınlaştırmak için çalışacağız. Bunun için de, gençlerin yetişme yıllarında etkili olan medya, üniversitelerin eğitim fakülteleri, eğitim yayıncıları, öğretmen ağ ve sendikaları ve kamu ve karar vericiler ile birlikte çalışarak Değişim Öncülüğü kavramının gençlerin yetişme yıllarında yaygın bir değer olması için çalışacağız. Bu alanda iyi hikayeleri ön plana çıkarmak için her yıl Genç Değişim Öncüleri’ni bir araya getireceğiz.”

Ashoka Türkiye Ülke Direktörü Ezgi Özkök Sefer’in yorumları şöyle:

Herkesin parçası olabileceği yeni bir kimliğe ihtiyaç duyuyoruz

“Pandemi, iklim krizi, orman yangınları, kuraklık, seller, derinleşen yoksulluk, savaşlar, enerji krizi, ekonomik resesyon gibi birçok krizin birbiriyle kesiştiği çoklu kriz ortamında yaşıyoruz. Bir zamanlar yalnızca bir grup insanın erişebildiği büyük ölçekli değişime öncülük etme yetenekleri artık çoğu insanın elinde. Bu ortamda, değişime uyum sağlamaya zorlanmak yerine, bütünün iyiliği için olumlu değişim yaratabilmek, bu değişim kültürünü kucaklayabilmek ve bu kültüre katkıda bulunabilmek kritik bir beceri haline geliyor. Şimdi her zamankinden daha çok herkesin parçası olabileceği, herkesin katkı koyabileceği yeni bir kimliğe ihtiyaç duyuyoruz.”

Şirketler, sosyal girişimlere giderek yaklaşacak

“Türkiye’de sosyal girişimcilik ekosistemi son yıllarda hızlı bir gelişim kaydetti. Özel sektörün sosyal girişimcilik ekosisteminin üzerine eğildiğini, buradaki pratiklerden öğrenmeye daha açık hale geldiğini de görüyoruz. Dünyamızda toplumsal sorunlar giderek artarken, çeşitlenirken, derinleşirken ve en önemlisi de çözüm için toplumsal talep yükselirken özel sektör de bu talebi karşılamak ve değişimde söz sahibi olmak istiyor. Zaten olmalı da. Benim buradaki öngörüm şirketlerin sosyal girişimlere giderek yaklaşması ve sonunda bu ayrımın ortadan kalkması yönünde. Yani şirketler gerçek bir toplumsal etki yaratmadan varlıklarına devam edemeyecekler. Çünkü herkesin bütünün iyiliği için Değişim Öncüsü olduğu bir dünyadan başka seçeneğimiz yok. Buna kurumlar da dahil. Şirketler sosyal girişimlerden ne kadar çok öğrenirlerse ve bunu ne kadar çabuk yaparlarsa bu dünyaya o kadar çabuk ulaşırız.”

Değişim Öncülüğü, bir yolculuk

“Değişim Öncüsü’nün tek bir profilini çıkarmak mümkün değil. Her bir birey çok farklı rollerde ve ölçeklerde değişim yaratabilir. Her birimiz, yeri geliyor bir yurttaş olarak, yeri geliyor bir tüketici olarak, hayatımızın belli dönemlerinde birilerine rol model olarak her gün kararlar veriyor, seçimler yapıyoruz. İşte bu seçimlerin her biri bütünün iyiliği için pozitif bir değişim yaratmak için birer fırsat ve her bir fırsatta değişim öncülüğü pratik edilebilir. İşte bu yüzden Değişim Öncülüğünü bir yolculuk olarak tasarladık. Dört fazdan oluşan bu yolculuk farkındalıkla başlıyor. ‘Bütünün içindeki yerim ne, neyi değiştirmek istiyorum?’ sorularıyla şekilleniyor. İkinci faz harekete geçme fazı: Görmek istediğim değişimi yaratmaya cüret edecek miyim yoksa bir süper kahramanın gelip benim için her şeyi düzeltmesini mi bekleyeceğim? Bir takım kurulması bu aşamanın önemli bir bileşeni. Topluluk fazında Değişim Öncüleri’nin bir araya gelerek birlikte çalıştıkları bir ortam hayal ediyoruz. Son faz ise değişim topluluklarının sistemleri ve zihniyetleri dönüştürmesi. Ashoka Fellow’ları bu fazda bulunuyor.”

Değişim yaratmak için 4 temel beceriye ihtiyacımız var

“Değişim yaratmak için ihtiyacımız olan 4 temel becerinin öne çıktığını görüyoruz” diyen Ezgi Özkçk Sefer, bu becerileri şöyle sıralıyor:

* Bilişsel empati: İnsanları ve karşılaştıkları problemleri daha iyi anlama, onlarla bağ kurma ve sorunlar arasındaki örüntüleri anlamlandırma becerisi olarak tanımlıyoruz.

* Esnek takım çalışması: Bunu, her yeni sorun veya fırsat karşısında harekete geçen takımlardan oluşan akıcı bir ekosistem yaratma ve bu ekosistemde başarılı olma becerisi olarak tanımlıyoruz.

* Yeni liderlik: Liderlik çok konuşulan bir kavram; biz yeni liderliği sorunları çözmek amacıyla karar süreçlerine dahil olmayı, paylaşımın merkezde olduğu bir inisiyatif alma biçimi ve liderlik gösterebilme becerisi olarak tanımlıyoruz. Herkesin liderlik gösterdiği, herkesin inisiyatif aldığı çalışma ortamlarına ihtiyacımız var.

* Değişim yaratma pratiği: Bunu, hayatın her alanında ve döneminde yeni bir gerçeklik hayal etme ve değişim yaratmayı pratik etme becerisi olarak tanımlıyoruz. Ne kadar erken yaşta edinilirse içselleştirilmesi o kadar kolaylaşan bir beceri değişim yaratma pratiği.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar