Denizler alarm veriyor, plastiksiz Kaş projesi tüm kıyılara yayılmalı

Fatoş KARAHASAN
Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

Beş sezondur Suya Saygı Koleksiyonu ile plastik atıkların deniz ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı hedefleyen Koton, bu yıl “Plastiksiz Kaş” projesiyle yeni bir çalışma başlattı.
Proje sonucunda Kaş'ta plastik kullanımının ölçümlenebilir şekilde azaltılması, işletmelerin en az yüzde 50’sinin değişime ortak olması, taahhütte bulunan 36 işletmenin plastiksizleşme hedeflerine ulaşması amaçlanıyor.

Plastiksiz Kaş projesi umut verici bir platform üzerinde yükseliyor. Kaş Belediyesi ve Kaymakamlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi, UNDP, STK’lar ve Kaş’taki turizm işletmelerinin birlikte çalışmasıyla gelişecek olan kampanyanın örnek olması ve tüm ülkeye yayılması gerekiyor.

Özel sektör, sivil toplum, kamu ve vatandaş elele

Etki Çemberleri Vakfı’nın UNDP’nin GEF Küçük Destek Programı (SGP) tarafından desteklenen ve Koton’un proje ortağı olduğu “Plastiksiz Kaş Projesi”, 8 Haziran Dünya Okyanus Günü’nde Kaş’ta düzenlenen özel bir etkinlikle kamuoyuna tanıtılmıştı.

Plastiksiz Kaş Projesi’nin tüm paydaşlarının biraraya geldiği toplantıya, Kaş Kaymakamlığı, Kaş Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve akademisyenler katıldı. Dünya Çevre Haftası’nın bu yılki “#BeatPlasticPollution/ Plastik Kirliliğine Son Ver” çağrısının vurgulandığı etkinlikte milli sporcu ve dünya dalış rekortmeni Şahika Ercümen de bir dalış gerçekleştirdi. Etkinlik kapsamında plastiksizleşen işletmeler ziyaret edildi.

Modada ve çevresel alanda sürdürülebilirlik odaklı dönüşüme önemli katkılar sunan Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz ve Etki Çemberleri Vakfı Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Aylin Gezgüç’ün ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda sularımızın karşı karşıya kaldığı plastik kaynaklı tehlikelerle birlikte plastiksizleşme somut eylem adımları da aktarıldı.
Kaş Kaymakamı Murat Öztürk Kaş ilçesinin plastiksiz olması için atılan her adımın heyecan verici olduğuna, kamu , STK ve yerel yönetim işbirliğinin önemine dikkat çekerek, Belediye olarak projeye tam destek verdiklerini vurguladı.

Denizde yaşam biterse karadaki yaşam tehlikeye girer

Araştırmalar denizlerimizdeki canlı yaşamının büyük tehdit altında. olduğunu ortaya koyuyor. Denizlerimizin yüzeyinin yüzde 88'i plastik atıklarla kirlenmiş durumda. Plastik atıkların yüzde 80’iyse kara kaynaklı atıklar.

Dünyada da durum pek farklı değil. Hemen önlem alınmazsa dünya okyanuslarına karışan plastiklerin 2040 yılına kadar neredeyse üç katına çıkması bekleniyor.

Dünya Ekonomik Forumu 2023 Küresel Riskler Raporu’na göre doğal afetler, biyolojik çeşitlilik kaybı, çevresel kötüleşme, en önemli 10 risk arasında yer alıyor.

Biyoçeşitlilik kaybı ise önümüzdeki 10 yılda en hızlı kötüleşen küresel risklerden biri olarak öne çıkıyor. Denizler sadece içerdiği besinler açısından değil, ürettiği oksijen açısından da hayati önem taşıyor. Bu bağlamda, karadaki yaşamın devam etmesi bir anlamda denizlerin sağlığına bağlı.

Üzücü gelişmeler

Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz, “Can sıkıcı bir güncel gelişmeden söz etmek istiyorum” diyerek önemli bir tehlikeye dikkat çekiyor:

Bilim insanları, Türkiye ve Yunanistan kıyılarında geniş bir alana yayılmış bir patojen, yani hastalık yapan mikrop tespit ettiler. Bölgede deniz kestanelerinde görülen kitlesel ölümlerde de bu patojenin etkili olduğu düşünülüyor. Belki aklınıza son 15 yılda Kaş’tan başlayarak, Doğu Akdeniz’e yayılan istilacı kestaneler gelmiş olabilir. Hatta deniz kestanelerinin ölüm haberi kulağınıza bir an olumlu bir gelişme olarak gelmiş de olabilir. Ne yazık ki durum böyle değil. Geçici olarak olumlu bir haber gibi görünse de patojenin bulaşması halinde, diğer deniz canlıları için yıkıcı sonuçlar oluşabileceği ifade ediliyor. Bir olumsuz haber de maalesef İzmir Körfezi’nden.Yaklaşık 10 gündür körfezde kirliliğe bağlı kızıl renkli müsilaj, plankton patlamaları ve makro algler görülüyor. Uzmanlar endişeli çünkü bu üçü bir arada ilk kez görülüyor. Bunun bir sonucu olmalı ki balık ölümleri de gözle görünür hale geldi. Biyoçeşitlilik yani yerli faunaya ait deniz canlıları ciddi tehdit altında. Dünya genelinde bilim insanlarının tahmininden 100 ila 1000 kat daha hızlı bir ölüm gerçekleşiyor.”

Gülden Yılmaz, pek çok uluslararası raporun Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 2030 hedeflerine ulaşmanın zora girdiğini ortaya koyduğunu hatırlatarak “Hem kurumsal hem bireysel düzeyde daha etkin bir mücadele vermek durumundayız. “ diyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar