Depremzedeye geçici konutta konteyner mi prefabrik ev mi?

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Yüzyılın afeti olarak tanımlanan 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz canların sayısı 40 bini aştı ve rakamın nerede duracağı halen belirsiz.  Geriye kalanların da evi barkı yok. 11 vilayetimiz afet bölgesi ilan edildi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, hasar tespit çalışmalarındaki son verilere göre 20 bin 662 binada 71 bin 52 bağımsız bölüm yıkıldı. Ağır hasarlı binalarla birlikte 105 bin 794 binanın 384 bin 545 bağımsız bölümünün yıkılması gerekiyor. Bu rakamın yüzde 90’a yakınının konut oyduğunu düşünürsek son verilere göre 350 bine yakın konutumuz artık yok. Acil ihtiyaçların hemen ardından devlet ve millet elbirliği ile uğraşmamız gereken en büyük problem, yuvasız kalmış yaklaşık 1,3 milyon insanımızı en az 1 yıl, yeni konutların tamamının devreye girmesini düşünürsek 2 yıl barındıracak ‘geçici çözümlere’ muhtacız. Geçici barınma çözümü için hangisinin daha hızlı devreye gireceğini anlamak adına, konteyner evler ve prefabrik yapı elemanları üreten Vefa Group’un ortakları ile konuştum. Vefa Group İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit’e kulak verelim: “1990’dan beri bu konuda üreticiyiz. 1992 Erzincan depreminden beri her deprem için üretim yaptık. En hızlı geçici konut yani depremzedeler için en çabuk kurulup hizmetlerine sunulacak olan pratik çözüm, konteyner mono blok geçici konutlardır. Çadırdan çok daha konforlu, ortalama 21 metrekare 2 oda, tuvaleti banyosu olan acil minimal konuttur. Temel gerekmez, düzleştirilen bir alana ya da zemine ilave dengeleyiciler üzerine konulabilir. Altyapı yoksa fosseptik çukuru açılır ve hayat başlar.”

İhtiyaca göre üç farklı nitelikte prefabrik konut mümkün

Turan Koçyiğit’e özellikle sanayicilerin konteyner konutlar yerine prefabrik konutlar önerdiğini, içinde çok sayıda ailenin çeşitli ortak kullanımlarının olabileceği büyük prefabrik çözümlerden bahsettiklerini söyleyince şöyle devam etti: “Tabii ki o da mümkün ama ben işin teknik tarafını daha detaylı anlatırsam tercihler ihtiyaca göre yapılır. Prefabrik sistemler üç farklı gruptur.

Birincisi, yaşam konteynerleri ki bunlar yüzde 100 fabrikada üretilir ve sahada kullanıma hemen hazırdır, acil durumlarda ve geçici konut olarak tercih edilir. Ayrıca defalarca kullanılabilir ve sonunda geri dönüşümü çok kolaydır. Aslında bunları büyük inşaat projelerinin şantiyelerinde işçiler ve yöneticiler için üretiriz, teslim ederiz. Firma bunları 7 ila 10 defa daha farklı şantiyelerde kullanabilir.

İkinci grup ise tamamen prefabrik yapılardır. Panel sistemlerden oluşur ve bunların üretiminin fabrika aşaması yüzde 70, sahada uygulama aşamasındaki işler yüzde 30 paya sahiptir. Çünkü sahada bir temel ve zemin çalışması ile bütün parçaların doğru birleştirilmesi gibi teknik işler vardır. Bunlar 30 yıl kadar kuruldukları yerde kullanılabilir.

Üçüncü gruptaki prefabrikler ise bir betonarme evin tüm standartlarını sağlayan hafif çelik prefabriklerdir. Üretimin yüzde 30’u fabrikada, yüzde 70’i ise nereye kurulacaksa orada gerçekleşmiş olur. Hafif çelik prefabrik yapılar 3 kat olabilir. Elazığ depreminden sonra Bakanlığımız ve TOKİ bizleri davet etmişti, bir şartname oluşturduk. 89-130 metrekare köylerde yıkılan evlerin yerine 40 bine yakın hafif çelik prefabrik tek katlı konut üretimi yapıldı ve vatandaşlarımıza teslim edildi. Mesela Yusufeli Barajı’nın inşası nedeniyle taşınmak zorunda kalan köyler için de 300 kadar bu konutlardan yapıldı. Manisa, Afyon ve Van’da da yine köylerde yapıldı. Bu konut tipinde sanayi üretimini yapıyor, sahada bir müteahhit uygulamasını gerçekleştiriyor.”

Sibirya’dan Patagonya’ya kadar ihracat yapıyoruz, şimdi ülkemiz için üretiyoruz

Turan Koçyiğit, bugüne kadar 118 ülkeye üretimler yapıp ihraç ettiklerini belirtiyor ve “Sibirya’dan Patagonya’ya kadar ürünlerimiz kullanılıyor. Çin bile bu konuda Türk üreticilerle rekabet edemiyor. Ciromuzun yüzde 50’si ihracattan yüzde 50’si iç pazardandı. Bu yıl ihracatta hızlı artış vardı ama deprem olunca ihracat yasaklandı ve yüklediğimiz ürünler gümrüklerde kaldı. Biz de geri çektik ve üretimde de konteyner evlere ağırlık verdik. Çünkü kısa sürede deprem bölgesi için 3 bine yakın konteyner ev siparişi aldık. Kapasitemizi artırıyoruz ve bu zor dönemde tabii ki ülkemiz için üretiyoruz” diyor. Koçyiğit, özellikle bundan sonra hızlanması gereken kentsel dönüşüm için de şu öneride bulunuyor: “İstanbul gibi ‘büyük kentsel dönüşüm mecburiyeti’ olan bölgelerimiz için de ‘dönüşüm sırasında’ geçici konteyner evler çözüm olabilir. Dönüşüme katılan aileler geçici konteyner evlerde 1-2 yıl yaşayabilir. Böylece kentsel dönüşüm hızlandığında konut fiyatları ve kiralar da fahiş seviyelerde yükselmez.”

Pendik ve Bilecik’teki 300 kişilik ekiple üretim için seferber olduk

Vefa Group Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güner, ihracatın yasaklanmasıyla ortaya çıkan duruma müşterilerin de doğal olarak anlayış gösterdiğini vurguluyor. “Ülkemizin ihtiyacı tamamlanana kadar böyle devam edeceğiz. Şu anki tabloya göre 5-6 ay kadar tam kapasite sadece konteyner ev üretimi yapacağız. Bize ‘ne kadar üretebilirsiniz’ diye soruyorlar. Şu anda günde 60 adet üretiyoruz. Yeni bantlar ekleyip kapasiteyi artıracağız. Fransa, Polonya ve Tanzanya’ya gidecek ürünlerimiz gümrükte kaldı belki onları da deprem bölgelerimize göndereceğiz. Pendik’teki fabrikamızda 200, Bilecik’teki fabrikamızda da 100 çalışanımız var. 300 kişilik ekip olarak üretim seferberliği yapıyoruz. Bilecik fabrikamızda ‘fibercement board’ üretiyoruz. Pendik’te ise nihai ürün. Eğer günlük kapasitemizi 100 konteyner eve yükseltebilirsek çalışan sayımızı 500 kişiye çıkarırız.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar