İşletmelerin başarıları - 1

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ

Bundan yıllar önce Malezya’da Japonya tarafından finanse edilen bir konferansa konuşmacı olarak davet edilmiştim. Hala öyle mi bilmiyorum. O zamanlar Japonların bir adeti vardı kendileri tarafından finanse edilen tüm olaylarda bir Japon uzmanın da aktif rol almasını şart koşarlardı. Yüzlerce katılımcının toplandığı bu konferansta da benden sonra kapanış konuşmasını bir Japon profesör yapacaktı. Ben konuşmama ayrılan zamanın tartıştığımız konunun geniş kapsamı düşünülünce yeterli olmayabileceğini söyleyip dikkatlerini rica ederek başladım. Benden sonra konuşan Japon hoca “Ben yıllardır konferanslara katılırım. Şimdiye kadar konferansçıların iki çeşit açılış yaptıklarını görmüştüm. Amerikalılar konuşmalarına mutlaka bir şakayla başlarlarken Japonlar şu veya bu nedenle özür dileyerek başlarlar. Bugün yeni bir açılış duydum. Türkler katılımcıları tehdit ederek başlıyorlar” diyerek ben dahil herkesi güldürmüştü. Bugün başladığım seriye Japon usulü özürle başlıyorum. Mecburiyetten biraz kuramsal başlayacağız. Kusura bakmayın.

İşletmeler ve işletmecilerin başarılarının değerlendirilmesini tartışırken bunu bir kuramsal çerçeveye yerleştirmez isek laf salatası yaparız. Herhangi bir şeyin değerlendirmesi ortada norm dediğimiz ölçütler yoksa değerlendiricinin keyfine kalır. Değerlendirme normları da paradigmalardan çıkar. Uzun lafın kısası başarı nedir bunu tanımlayan bir paradigmanız yoksa başarıyı değerlendirmeden bahsetmeniz laf salatası olmaktan öteye geçmez.

Kariyerimin son on-beş yılını, gazetinizde yazmaya başladığım son on seneyi aşkın zamanımı işletmecilik konusundaki tek bir alana odaklanarak geçirdim. İşletmecilik tanımı yapılmamış, yani ne olduğu belli olmayan, bir uğraş alanı olarak kaldığından bu alanda iş yapanların ne başarısızlıkları ne de başarıları bilimsel olarak araştırılamamıştır. Bunu size defalarca yazdım, konferanslarımda katılımcılara anlattım, Dünyanın dört bir tarafında iş insanlarına, eğitmenlere, üniversite hocalarına seminerler verdim.

Merak etmeyin koca bir paradigmayı size köşe yazılarına sıkıştırarak anlatacak değilim. Bunları sadece biraz sonra anlatacaklarımın konuyla ilgili bulduğum sağdan soldan derlenmiş, spekülatif laflar olmadığını vurgulamak için yazıyorum.

Umarım bana hak vereceksiniz ne olduğunun sarih bir tanımı olmayan bir uğraşın, yani işletmeciliğin, başarılı olup olmadığını tartışmak oldukça mantıksız bir uğraş olur. Bir rahmetli devlet adamımızın deyimiyle abesle iştigal[1] sayılır. Bu açık ve tartışılmaması gereken çıkarıma rağmen yazarlar, çizerler, konuşmacılar senelerdir ‘başarı’ konusunda sayfalar doldurup kitaplar yazarlar. Bu nedenle sizlerle önce İşletme Yönetim Sistemi (The Business Management System-BMS) paradigmasının işletmecilik tanımını paylaşacağım. Başarının ölçülmesine sonra geçeceğim. Önce işletmecilik nedir onun tanımına bir değinelim.

(1). Finansman, (2) İnsan gücü, (3). Altyapı ve fiziki tesisler, (4). Bilgi ve know-how, (5). İlişkiler ve stratejik işbirlikleri kaynaklarını optimal pazar büyüklüğünde kalıcı tekelleşmek (sustainable monopolization in large-enough markets) amacıyla bir strateji çerçevesinde (1). Planlayarak (miktar, kalite, maliyet ve zamanlama) (2). Tedarik ederek, (3). Tahsisini yaparak  kullanarak üretim İşlevini: (1) Ürün ve hizmetlerin istenilen miktar ve özellikte, (2). İstenilen kalitede, (3). Planlanan zamanda ve (4). Planlanan maliyette üretimi amaçlarına  ulaşmasını sağlayıp pazarlama İşlevinin (1) Mevcut alıcılarının daha sık ve daha çok almalarını sağlamasını ve/veya (2) Rakiplerin alıcılarını şirkete çekmesini ve/veya (3) Şirketin sunduğu mal ve hizmetleri kimseden almayanların almaya ve şirketten almaya başlamalarını sağlamasını (ve tüm bunların aksinin olmasını önlemesini) ve bunları yaparken (4) Şirketin kısa ve orta dönem karlarını gözetmesini gerçekleştirme etkinliklerine işletmecilik, bu işi yapanlara da işletmeci denilir.

Bu tanımı sizlerle daha öncede paylaşmış ve bir kopyasını masanızın üstüne koyarak arada sırada okumanızı önermiştim. Bu önerimi tekrarlıyorum. En azından bu yazıyı bitirmeden bir kez daha dikkatle okuyun. Eğer bu tanımı “kabullenirseniz” yazıyı okumaya devam edebilirsiniz. Yok eğer bu tanımı benimsemiyorsanız kurtardınız. Bu ve bundan sonraki birkaç yazıyı okumanıza gerek kalmayacak. çünkü işletme başarısı (bir anlamda işletmecilerin başarısı) bu tanımın çerçevesinde irdelenecek. Umarım kabullenirsiniz. 

Yine daha önce birçok yazımda da değindiğim gibi bu tanımın bir kaç özelliği vardır. Birincisi tanım soysal (generic) bir tanımdır. Yani, işletmenin iş sahasından, ebadından, yaşından, ürün/hizmet gamından filan bağımsızdır. İkincisi, bu tanımda kullanılan kavram ve aksiyomların operasyonel (ölçülebilir) tanımları yapılmıştır. Bu açıdan hemen kullanıma konulabilir ve izlenebilir. Üçüncüsü, tanım sorun-teşhisi ve çözümlemesi yapılmasına olanak verecek aksiyomatik[2] bir paradigmadan çıkarıldığı için başarı ve/veya başarısızlığın sebep-sonuç ilişkilerinin incelenmesinde kullanılabilir.

BMS paradigmasının bu özelliği çok önemli olmakla beraber bu köşede tartışmanın pek bir pratik faydası olmadığından detaylarına giremiyorum. Kusuruma bakmayın. Sadece matematik biliminin deney ve vakalar kullanmadan nasıl büyüdüğünü düşünün yeter.

Şimdi işletme/işletmeci başarısı ne demektir nasıl ölçülmelidir o konuya geçebiliriz. Öncelikle, bir işletmenin başarısının nasıl tanımlandığını hatırlayalım. Paradigmada işletmelerin amaçları ‘optimal pazar büyüklüğünde kalıcı tekelleşmek (sustainable monopolization in large-enough markets)’ olarak verilmekte. Bu amaç betimlemesi üstünde birçok makale yayınlandı.

Daha önceki yazılarımda da bu amaç tanımını işlemiştim. Tanımdaki önemli kavramlar (1). Optimal pazar büyüklüğü; (2). Kalıcı bir biçimde ve (3). Tekelleşmek olarak üç tane. Yine siz dinlemekten bıkmış olabilirsiniz ama ben söylemekten bıkmayacağım ‘Tanımlarda kendileri tanıma muhtaç kavramlar kullanılması tanımları işe yaramaz hale getirir’. Söz gelimi şimdi ben optimal pazar, kalıcılık ve tekelleşme ne demektir bunu tanıma muhtaç olmayan kavramlar kullanarak açıklamazsam siz işletmelerin bu amaç tanımından ne anlayacaksınız? İşte laf salatası buna derler.

Haftaya bunlarla başlarız. Söz lafı fazla uzatmayacağım.

Sağlıcakla kalın

Kaynaklar:

[1] Genç okurlar bilmeyebilirler abesle İştigal etmek verim ve sonuç alınmayacak şeylerle uğraşmak faydasız ve zaman kaybı olan işlerle ilgilenmek demektir

[2] Aksiyomatik paradigmalar vakalardan genellemelerle yapılan model çalışmalarının aksine, belit (aksiyom) olarak bilinen yani, ispatsız olarak kabul edilen bazı temel kavramlar ve önermelerden hareketle bütün öteki sonuçların mantık kuralları kullanılarak bu belitlerden çıkarılarak inşa edildiği modellerdir. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İzahat 11 Ekim 2023
Rekabet 04 Ekim 2023
Özür ve devam 27 Eylül 2023
Benchmarking 30 Ağustos 2023
Bencmarking 23 Ağustos 2023
Kontrol 16 Ağustos 2023
Denetim 09 Ağustos 2023
Tırışkadan işler 02 Ağustos 2023