İstikrar

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ

Birinci tur, ikinci tur derken bu seçim işinin bitmesine pek bir şey kalmadı. Siyasiler sandalye kapmaca oyununda son kozlarını oynarlarken zaten birer sandalye sahibi olan ve oturdukları sandalyelerde işletmelerini ayakta tutmaya çalışan işletmeciler büyük ihtimalle bu seçim furyası bittiğinde ne olacağını düşünerek senaryo planları yapıyorlardır. Yapmıyorlarsa benden tavsiye yapsınlar.

Daha önceleri bu senaryo çalışmaları konusunu işlediğimde, bir kısım okurlarım haklı olarak “Senaryo çalışmaları yapmak için önümüzü biraz olsun görmemiz gerek, biz bırakınız önümüzdeki birkaç seneyi birkaç ay sonra ekonomide neler olacak göremiyoruz demişlerdi. Enflasyon ve ilişkin döviz kurları etkisindeki girdi maliyetleri, bütçe ve dış ticaret açığı istikrasızlıkları endişe yaratıyor olmalı.

Genellikle “önümüzü göremiyoruz” diyen iş insanları “Ekonomik istikrarın (finansal istikrar dahil) olmadığı bir çevrede senaryo çalışmalarıyla geleceğe nasıl hazırlanalım?” sorusunu da bu şikâyetin peşine eklerler.  Genellikle “önümüzü göremiyoruz” diyen iş insanları “Ekonomik istikrarın (finansal istikrar dahil) olmadığı bir çevrede senaryo çalışmalarıyla geleceğe nasıl hazırlanalım?” sorusunu da bu şikâyetin peşine ek şikayet olarak eklerler. Ben aynı fikirde değilim. Türkiye istikrarlı bir ülkedir. Hadi daha tutucu bir iddiada bulunayım Türkiye’nin ekonomik ve finansal istikrarı vardır.

“Hoca iyi saatte olsunlar. Akşam ne yedinse adını ver de biz de yiyelim” diyerek bu söylediğimi alaya alıyorsanız çok ayıp.

Örnek vereyim. Mesela enflasyon. TÜİK’e göre toptan eşya fiyat endeksi (TEFE) sonuçları ortada. 

2017    15,47

2018    33,64

2019    7,36

2020    25,15

2021    79,89

2022    97,72

Bu istikrar değil mi yani? Şimdi kimse enflasyonun seçimden sonra tek haneli olacağını söylemiyor. İstikrarlı bir şekilde devem etmesi bekleniyor.

Peki, USD TLY kurları

2017    3,81

2018    5,29

2019    5,95

2020    7,43

2021    13,25

2022    19,82

Buna ne buyrulur? İşte istikrar. Şimdi kimse dolar kurunun seçimden sonra tek haneli olacağını söylemiyor. İstikrarlı bir şekilde yükselmeye devam etmesi bekleniyor.

Bir iddiaya göre ihracatçı birliklerinin başkanları ile biraraya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nurettin Nebati şöyle demiş: “Biliyorum, bize kızgınsınız. Döviz kuru düşük kaldı. Zarar ediyorsunuz. Az daha sıkın dişinizi. 2’nci turdan sonra dolar, 27 TL-30 TL bandına oturacak.” Şimdi “Bu iddia doğruysa ne oldu istikrara?” diyeceksiniz. Bu istikrarsızlık sayılmaz. Dolar aylardır gayet istikrarlı bir seviyede olduğu yerde duruyor. İkinci tura kadar neden istikrarlı bir şekilde olduğu yerde durduğunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum, tabii ki sayın bakan da biliyor. Bakana göre artış istikrarlı bir şekilde sürecek gibi.

Bir de dış ticaret açığı var. Malum dış ticaret açığı, Türk Lirası’nın değerini düşürerek ithal edilen malların maliyetinde artışa sebep olarak enflasyonu körükler. Dış ticaret açığı da istikrarlı bir şekilde devam edeceğe benziyor. Türkiye İstatistik Kurumuna göre 2022’de ihracatımız 254 miyar dolar (FOB) olurken ithalatımız 363 milyar dolar (CIF) olmuş. 2023 yılı Ocak ayında ihracat 17 milyar 540 milyon dolar, ithalat 31 milyar 842 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Yani 2023 Ocak ayında dış ticaret açığı %40,6 artmış ve 10 milyar 170 milyon dolardan, 14 milyar 302 milyon dolara yükselmiş.

Demek ki üretiminin en yerli ve milli sektörünün girdilerinin, hafızam beni yanıltmıyorsa, en az %42’sinin ithalata dayalı olduğu ülkemizde girdi maliyetlerinde de istikrar var.

Biliyorum siz şimdi “İyi güzel ama kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ikinci tura kalan seçimlerin siyasi ve ekonomik belirsizlikleri uzattığına dikkat çekerek seçimlerden sonra kurulacak hükümetin geniş bir bütçe açığı ve yüksek enflasyon gibi sorunlarla karşı karşıya kalacağını Türkiye’de oluşan siyasi ve ekonomik belirsizliğin en azından seçimlere kadar süreceğini” söylüyor diyorsunuz. Ama istikrardan sorumlu merkez bankamız öyle demiyor.

Temel amacını fiyat istikrarını sağlamak olarak veren merkez bankamız[1] Türkiye liralaşma stratejisine devamla kalıcı fiyat istikrarını finansal istikrarla bir arada sağlayacak şekilde adımlar atmaya devam edecek. Banka ülkede ‘tüm yatırım ve ticaret işlemlerinin’ Türk Lirası’yla yürütülmesi için uygulanan politikalar sayesinde şimdiden olumlu sonuçlar görüldüğünü iddia ediyor.

Merkez bankası ilaveten ‘Bilançolarda yaşanan liralaşma ile reel sektör firmalarının yabancı para pozisyon dengesi iyileşirken, hanehalkının finansal varlık kompozisyonunda Türk lirasının payı önemli ölçüde artmaktadır. Bu sayede firmaların ve hanehalkının finansal dayanıklılık göstergeleri güçlü kalmaya devam etmektedir’ diye ilave ediyor.

Ayriyeten “TL kredi faizlerinin para politikası faizlerine yakınsaması sağlanarak firmaların finansmana erişimi desteklenmiş ve firmaların finansman maliyeti kanalıyla parasal aktarımın etkinliği güçlendirilmiştir” diye ilave ediyor. Bankaya göre “Bankacılık sektörünün aktif kalitesindeki iyileşme tüm kredi türlerinde ve kredi riski göstergelerinde” gözlenmekteymiş.”

Türkçesi fiyat istikrarı da var.

Makro dengelerde de istikrar görülüyor.

“Kahramanmaraş merkezli depremlerin ekonomiye etkisiyle şubat ayında gelirlerde düşüş, giderlerde artışa bağlı olarak “olağanüstü kötü” seviyesine çıkan bütçe dengesi, martta “normal kötü” pozisyonuna geri döndü.…şubat’ta 170,6 milyar lira ile rekor kıran bütçe açığı, martta 47,2 milyar liraya düştü, ancak buna rağmen ilk çeyrek bütçe açığı 250 milyar lirayı buldu... Buna göre aylık bütçe harcaması geçen yıla göre yüzde 48,5 artarak 334 milyar lira olurken, bütçe gelirleri yüzde 83,9’la bunun yaklaşık iki katı artarak 286,8 milyar liraya çıktı… Bir ayda 45,1 milyar lira ile geçen yıla göre yüzde 67,3 daha fazla faiz ödendi, faiz dışı toplam harcama yüzde 45,9’luk bir artışla 289 milyar liraya ulaştı.

Aylık bütçe açığı 47,2 milyar lira olurken, faiz hariç de 2,1 milyar lira açık verildi. Ocak ayında 321,3 milyar lira olan bütçe harcamaları, deprem ayı olan şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 93,9 artarak 389,4 milyar liraya yükselirken, Ocak’ta 289,1 milyar lira olan bütçe gelirleri Şubat’ta 218,8 milyar liraya düşmüş, geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 19,1 azalmıştı.[2]

Kimse seçimlerden sonra bütçenin ‘fazla’ vereceğini ileri sürmüyor. Sürse de kimse inanmaz yani. Demek ki bütçe açığı da istikrarlı bir şekilde devam edecek.

Hala “Senaryo çalışmaları yapmak için önümüzü biraz olsun görmemiz gerek, seçimden sonra ekonomide neler olacak göremiyoruz ekonomik istikrarın (finansal istikrar dahil) olmadığı bir çevrede senaryo çalışmalarıyla geleceğe nasıl hazırlanalım?” sorusunu soruyorsanız gönlünüzü ferah tutun. İstikrar var.

Allah kolaylık versin ve

Sağlıcakla kalın

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İzahat 11 Ekim 2023
Rekabet 04 Ekim 2023
Özür ve devam 27 Eylül 2023
Benchmarking 30 Ağustos 2023
Bencmarking 23 Ağustos 2023
Kontrol 16 Ağustos 2023
Denetim 09 Ağustos 2023
Tırışkadan işler 02 Ağustos 2023