Kardeş vatanın ‘elektriklisi’ Günsel’in zincirlerini kırma zamanı gelmedi mi?

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

İstanbul Sanayi Odası (İSO) yakın zamanda güçlü bir heyet ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ziyaret gerçekleştirdi. İSO yönetimi ve üyeleri, Kıbrıs Türk Sanayi Odası ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile ortak meclis toplantıları düzenledi. Bu ziyaret sırasında KKTC’de yatırım ve ticaret fırsatları genel olarak konuşulurken, İstanbul’un ve Türkiye’nin sanayicileri, her halde ve şartta KKTC’nin yanında olduklarını heyecanla vurguladı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın “Artık ‘yavru vatan’ demiyoruz, çünkü 40 yıl önce kurulmuş devletiyle tüm engelleri, haksızlıkları aşmış, sıkıntılar çekmiş, olgunlaşmış, güçlenmiş bir ‘kardeş devletimiz, vatanımız’ var” şeklindeki vurgusu çok yerinde, Kıbrıs Türklerinin de hoşuna giden yeni bir yaklaşım oldu. Zaten bir süredir Türk Devletler Teşkilatı nezdinde KKTC’nin bağımsızlığının tanınması için çalışmalar da sürüyor. Rumların, Avrupa Birliği’nin (AB) defalarca ihanetine uğranmış, haksızlıkları sineye çekilmiş olunsa da KKTC’nin iç siyasetinde bazı gruplar ‘bağımsızlık yerine konfederasyon olsun’ görüşünü hâlâ savunuyor. Ancak, KKTC halkının kahir ekseriyetinin bağımsızlık yönünde güçlü irade sahibi olduğu görünüyor. Kaldı ki Kıbrıs Türkleri için ‘bağımsızlığın ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu’ Orta Doğu’daki güncel gelişmeler de gösterdi. İsrail’in, 7 Ekim’den beri insanlık dışı saldırılarla devam ettirdiği Gazze’yi boşaltma ve ilhak operasyonu, Kıbrıs Türklerinin geleceği için de ipuçları veriyor, güçlü bir siyasi aydınlamaya yol açıyor.

Ekonomi dengelenmiş, AB-Rum engeli devam ediyor

KKTC’nin, bağımsızlığını kazanması ve sürdürmesi için ekonomik gücünü artırması da çok önemli. Ülkenin dış ticareti rekor açık veriyor ama yeni yatırımlarla her yıl artan turizm gelirleri ve Türkiye ile denkliğe sahip 23 üniversitesinde, ortalama 100 binin üzerinde seyreden öğrencilerin KKTC ekonomisine katkısı ‘cari dengeyi’ büyük ölçüde toparlıyor. AB ve Rum Yönetimi ise KKTC’nin dış ticaretini, dolayısıyla da sanayi yatırımlarını engellemeye devam ediyor. Çünkü onlara göre adayı Kıbrıs Cumhuriyeti yönetiyor ve KKTC yok hükmünde. Kuzey’den ihracat yapılacaksa Rum Yönetimi’nden geçmesi gerekiyor. Rum Yönetimi’nin Kuzey Kıbrıs’ın ürünlerine ne kadar ‘sevgi duydukları’ biliniyor. Böyle bir tablo içinde bile çok sürpriz üretim yatırımları yapıldığını duydum. Bazılarından bahsetmek bile yatırımcılarına zarar verebilir ama bir tanesi var ki olumlu anlamda ‘patlamaya hazır bomba’ gibi. Türkiye’den adaya giden önemli devlet adamlarımızın tamamının ziyaret ettiği bu sanayi girişiminin adı Günsel Elektrikli Otomotiv. Yakın Doğu Üniversitesi’nin kurucusu Dr. Suat Günsel’in çocukluk hayallerinden gerçeğe uzanan çok önemli bir girişim olarak ciddi aşama kaydetmiş durumda. Günsel’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Suat hocanın oğlu Prof. Dr. İrfan Suat Günsel yapıyor. Ona göre bu proje “Kıbrıs Türkünün yapabileceklerinin en anlamlı sembolü” konumunda ve Günsel’i dünya yolları ile buluşturmak için seri üretim hazırlıkları devam ediyor. Prof. Dr. Günsel, “Türkiye’mizin de desteği ile Günsel’i üretmek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bütün dünyaca tanınmasına yönelik atılacak en güçlü adımlardan biri olacak” diyor. Keşke o günler çok yakında gelse.

Üretim için her şey hazır

Benim izlenimime göre, işin ‘menşei ve dış ticaret engelleri’ aşılabilse fabrika yatırımı rekor sürede tamamlanacak, sermaye sorunu yok. “Fabrikayı gel burada kur” diye davet eden çok. Ne yapılabilir, nasıl yapılabilir henüz karar verilmemiş ama ‘Made in KKTC’ olması yani fabrikanın da KKTC’de kurulması çok arzulanan bir konu. Türkiye’den ya da başka dost ve kardeş ülkelerden KKTC’ye gelen ‘devlet erkânının tamamına yakınının’ Günsel’i ziyaret ettiğini biliyoruz. Ben de Yakın Doğu Grubu’nun medya ilişkilerini yöneten sevgili Özer Turan’ın nezaretinde ‘Elektrikli Günsel’in prototiplerinin de yer aldığı, yerli-milli teknoloji için kurulmuş Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) tesislerini gezdim. Tamamına yakını genç mühendislerden ve mavi yakalılardan oluşan muhteşem bir kadroyla tanıştım. Bu Ar-Ge merkezi öyle laf olsun diye kurulmamış, dev bir teknoloji üssü ile karşılaştım. Sonrasında B9 Modelini test ettim. Son derece başarılı ve bence satışa çıktığında Türkiye’de de çok yüksek talep görecek bir orta segment otomobil ortaya çıkmış. Bu otomobil, 52,5 kW bataryaya sahip. 350 kilometre menzilli ve 100 kilometre hıza 7,7 saniyede çıkıyor. Prototipi yeni tasarlanan ve çok şık tasarıma sahip J9 ise bir SUV modeli. 500 kilometre menzile sahip 30 dakikada şarj oluyor ve 280 kW yani 375 beygir bir dört çeker. Açıkçası bunu test etmekten çekindim. Malum test sahasında olsak da KKTC’de direksiyon sağda! Fabrikadan sonra, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel’in, bir müzeye dönüştürülmüş klasik otomobil koleksiyonunu da gezdim. Doğrusu KKTC’de, dünya otomobil tarihini orijinal otomobillerle yansıtan bir müze karşılaşmak şaşırtıcıydı. Suat Günsel’in otomobil merakı küçük yaşlarda başlamış. Çocuk yaşlarda killi topraktan otomobil modelleri yaparmış ve gelecekte bir otomobil fabrikası kuracağını hayal edermiş. Fakat ülke şartları nedeniyle bu otomobil aşkı ancak koleksiyona ve sonra da bir müzeye dönüşebilmiş. Yine de onun ‘fabrika hayali’ oğluna ilham vermiş. Şimdi bu hayal gerçekleşiyor. Hedef, dünya otomotiv piyasasında Türk dünyasının sesinin çok daha gür çıkmasını sağlamak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar