Konaklama Yatırımları Hız Kesmeden Devam Ediyor

Özge Yavuz
Özge Yavuz

Seyahat sektörü üç temel unsur üzerine inşa edilmiştir: hava yolu taşımacılığı, konaklama ve tur operatörlüğü. Türkiye, İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, Mısır, Hırvatistan ve Tayland gibi turizmin büyük ölçüde uluslararası ziyaretçilerin gelişiyle şekillendiği ülkelerde, konaklama sektörü endüstrinin temel taşı konumundadır.

Avrupa, günümüz seyahat endüstrisinin en büyük pazarı olmayı sürdürürken, Çin'in liderlik ettiği Asya ve Akdeniz havzası konaklama yatırımları açısından büyük bir çekim merkezi olmaya devam ediyor. Bu bağlamda, özellikle İspanya’da otel sahiplikleri el değiştiriyor. Uzun vadeli kazanç ve istikrarlı geri dönüş arayan yatırım fonları, son dönemde konaklama sektörüne doğrudan varlık yatırımı yapma eğilimindeler.

Avrupa seyahat sektörünün en büyük oyuncularından biri olan TUI ve benzeri tur operatörleri konaklama alanına odaklanıyor. TUI’nin geçtiğimiz hafta açıkladığı finansal rapor, grubun en kârlı bölümünün konaklama sektörü olduğunu ortaya koydu. Bu durum, diğer büyük aktörler ve seyahat endüstrisinin geneli için de geçerli.

Türkiye’nin Güçlü Konumu

Türkiye, başta İspanya olmak üzere, turizmdeki rakiplerine kıyasla uluslararası pazara görece daha geç giriş yapmasına rağmen, kısa sürede önemli bir aşama kaydederek en büyük 10 turizm destinasyonu arasına girmeyi başarmıştır. Incoming turizminin belirleyici olduğu ülkelerde konaklama sektörü öncü rol oynarken, Türkiye’de bu alan büyük oranda yerel yatırımcıların kontrolündedir. Ülkenin bu seviyeye ulaşmasında ve rekabet gücünü artırmasında "her şey dahil" sisteminin etkisi büyüktür.

Özellikle sahil bölgelerinde başlayan her şey dahil konsepti, günümüzde uluslararası otel zincirleri tarafından şehir otellerinde de uygulanmaya başlanmıştır. Türkiye, bu sistemi küresel çapta en başarılı şekilde uygulayan ülkelerden biri olmuştur. Bu doğrultuda, büyük otel zincirleri Türkiye pazarına yoğun ilgi göstermekte, dünyanın en büyük otel grubu Accor’un bir Türk otel markası olan Rixos ile iş birliği yapması bunun önemli bir göstergesidir.

Franchise Modelinden Doğrudan Yatırıma Geçilmeli

Konaklama sektörü, Türkiye’yi dünyanın en büyük otel zincirlerinin marka getirme konusunda rekabet ettiği bir destinasyon haline getirmiştir. Ancak, bu rekabet büyük ölçüde franchise (marka kiralama) modeli üzerinden ilerlemektedir. Bu durumun, doğrudan yatırım alanına da yönlendirilmesi gerekmektedir.

Türkiye’de faaliyet gösteren tur operatörleri arasında, konaklama alanında doğrudan yatırım yapanların sayısı sınırlıdır. Örneğin, TUI’nin franchise ve kiralama yöntemleri dışında, Türkiye’de doğrudan sahip olduğu yalnızca 16 oteli bulunmaktadır. Benzer şekilde, Rusya merkezli Türk kökenli tur operatörleri de yatırım olarak az sayıda otele sahiptir. Türkiye’nin konaklama sektöründeki öncü konumunu daha iyi değerlendirmesi gerekmektedir.

Yabancı yatırımcıların sadece franchise modeliyle sınırlı kalmayıp, doğrudan otel yatırımı yapmaları teşvik edilmelidir. Bu, hızla büyüyen konaklama sektörünün ihtiyaç duyduğu sermaye akışının sağlanması açısından da kritik bir adımdır. Bu doğrultuda, daha önce gündeme gelen "turizm fonu" oluşturularak yatırımcıların ilgisini çekecek bir ortam yaratılmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Özelleştirme Turizmi 29 Aralık 2024
Turizm Stratejileri 30 Kasım 2024
Antalya'da şehir turizmi 19 Eylül 2024
Turizmde artı ve eksiler 06 Eylül 2024
Turizmde konkordato 29 Ağustos 2024