Turizmde artı ve eksiler
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) düzenlediği Davos Zirvesi kapsamında yayımlanan Seyahat ve Turizm Gelişim Endeksi 2023 (TTDI), ülkelerin turizmden nasıl faydalandıklarını ve sektörün ekonomiye katkısını detaylı bir şekilde ele alıyor. İlk kez 2022'de uygulanmaya başlanan ve iki yılda bir güncellenen bu endeks, 119 ülkeyi kapsıyor ve geniş kapsamlı 102 göstergeye dayalı olarak değerlendiriliyor. Beş ana ve 17 alt başlık üzerinden yapılan analizle ülkeler sıralanıyor.
Rapor, son yıllarda turizm sektöründe kayda değer gelişmelerin özellikle yükselen ekonomilere sahip ülkelerde görüldüğüne dikkat çekiyor. Listede, gelişmekte olan en önemli turizm destinasyonları arasında Türkiye, Endonezya ve Brezilya öne çıkıyor. Türkiye, önceki raporda 37. sıradayken bu yıl 29. sıraya yükselerek önemli bir ilerleme kaydetti. Endonezya 22. sıraya, Brezilya ise 26. sıraya yerleşti.
Endekste ilk 30 içerisinde bulunan ülkelerin büyük çoğunluğu yüksek gelirli ekonomilere sahip. Bu 30 ülkenin 26’sı bu kategoriye girerken, 19’u Avrupa, 7’si Asya-Pasifik, 3’ü Amerika kıtası ve biri de Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Orta Doğu bölgesinde yer alıyor. İlk 10 ülke ise ABD, İspanya, Japonya, Fransa, Avustralya, Almanya, İngiltere, Çin, İtalya ve İsviçre olarak sıralanıyor.
Raporda, yüksek gelir seviyesine sahip ülkelerin turizm sektörünün gelişimi için daha avantajlı koşullara sahip olmaya devam ettiği belirtiliyor. Esnek iş gücü piyasaları, açık seyahat politikaları, gelişmiş ulaşım ve turizm altyapısı, kültürel ve doğal zenginliklerin doğru kullanımı gibi faktörler, bu ülkelerin başarısına katkı sağlıyor.
Türkiye’nin genel sıralamada sekiz basamak yükselmesi sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ülke, özellikle fiyat avantajı konusunda en yüksek puanı alarak rekabetçi yönünü ortaya koyuyor. 2024 Seyahat ve Turizm Gelişim Endeksi’nde Türkiye’nin, turizmin önceliği ve havalimanı altyapısı açısından rakiplerine oldukça yakın puanlar aldığı görülüyor. Ancak çevresel politikalar, insan kaynağı, güvenlik, hizmet kalitesi ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda rakiplerinin gerisinde kalıyor.
Raporda Türkiye turizmi için bazı önemli uyarılar da bulunuyor. Özellikle sürdürülebilirlik vurgulanarak, bu kavramın yalnızca oteller veya işletmeler düzeyinde değil, ülke genelinde bir politika olarak benimsenmesi gerektiği belirtiliyor. Turizmin sürdürülebilir şekilde geliştirilmesi, sadece ekonomik kazanç sağlamakla kalmayıp, doğal ve kültürel mirasın korunmasına da katkı sağlayacaktır.
Türkiye, dünya çapında en çok turist çeken ülkeler arasında yer almasına rağmen, insan kaynakları, iş ortamı ve çalışma koşulları gibi belirleyici faktörlerde daha üst sıralarda bulunmuyor. Bu da ülkenin sahip olduğu doğal ve kültürel potansiyeli tam anlamıyla değerlendiremediğini gösteriyor.
Raporun ortak hazırlayıcılarından Surrey Üniversitesi Konaklama ve Turizm İşletmeciliği Yüksekokulu Başkanı Prof. Lis Tussyadiah, turizm sektörünün küresel riskleri azaltma ve ekonomik refahı artırma açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilebilmesi için stratejik ve kapsayıcı bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Türkiye de bu doğrultuda turizm politikalarını daha sürdürülebilir ve uzun vadeli planlarla güçlendirmelidir.