Küçük esnaf çok zorda

Tüm dünyada etkili olmaya devam eden pandemi, hemen hemen her kesimi derinden etkiledi ama küçük esnaf bu etkilerin altından pek kalkamayacak gibi görünüyor. Kiralık ve satılık levhalarının asıldığı birçok küçük işletmeyi hemen her cadde ve sokak arasında görmek mümkün oldu. Zorunlu olarak kapatılan ve açılsa da eski müşterisine kavuşamayan esnaf, maalesef ki uzun bir süredir birikimleriyle ayakta durmaya çalışıyor. Ancak artık birikimlerinin yanında güçlerinin de tükendiğini meslek örgütlerinin yaptığı açıklamalardan görüyoruz. AVM, süper / hipermarketler yerine mahalle esnafından alışveriş yapılması çağrıları da her geçen gün artıyor. Kaldı ki süper /hipermarketlerin de eski hareketli günleri artık yok, zira artık büyük bir tüketici çoğunluğu dijital alışverişe yoğunlaştı, domatesini bile dijital alışveriş platformlarından almaya başladı. Yeni normal oluşmaya, yenidünya düzeni kurulmaya, kurulan bu düzene alışılmaya çoktan başlandı.

Eskişehir'de esnaf odaları, halkı küçük esnafın yanında yer almaya ve alışverişlerini küçük esnaftan yapmaya çağırırken, Ticaret Odası bir adım ileri giderek mobilyadan, elektronik eşyaya, sebzeden kırtasiyeye her şeyi satan market zincirlerine bir sınır çizilmesini ve düzenleme getirilmesini istiyor.

Eskişehir Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen, salgına yönelik alınan önlemler nedeniyle birçok esnaf ve sanatkarın ekonomik açıdan zor günler yaşadığını, geçici olarak faaliyetleri durdurulan esnafın, kiralarını, çalışanlarının maaşlarını, kredi borçlarını ve diğer sabit giderlerini ödeyemez duruma geldiklerini açıkladı. Devletin zor durumda olan esnaf ve sanatkarı destekleyici tedbirlerinin zorlu süreci atlatmada faydalı olsa da kalıcı bir çözüm olmadığının altını çizerek, halkın alışverişlerini büyük mağazalar yerine mahallelerindeki esnaftan yapmaları, ihtiyaçlarını internetten alışveriş yerine yerel esnaftan temin etmeleri çağrısında bulundu.

"Zincirler A'dan Z'ye her ürünü satıp haksız rekabet yaratıyor”

Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler ise market zincirlerinin A'dan Z'ye her ürünü satmaları sebebiyle haksız rekabet oluşturduğunu ve tüccarı mağdur ettiğini söyleyerek, neredeyse her sokak ve caddede bulunan market zincirlerinin gıda maddesi dışında elektronik eşyadan kurbanlığa, kıyafetten mobilyaya kadar her türlü ürünü sattığına dikkat çekiyor. Güler, “Gıda ürünü satmak amacıyla açılan ancak her türlü ürünü satan marketler, kendi sektörlerinde faaliyet gösteren üyelerimizi rekabet edemeyecek konuma getirdi. Nasıl ki mobilyacılar gıda maddesi, manavlar elektronik eşya, hırdavatçılar cep telefonu satamıyorsa marketlerin de sattıkları ürünlere sınırlama gelmesi gerekir. Ekonomideki durgunluğun ardından COVID-19 salgınıyla mücadele eden tüccarımız, zincir marketler karşısında yok olma tehlikesi yaşıyor. Şayet zincir marketler her şeyi satmaya devam ederse cadde ve sokaklarımızda küçük tacir diye tabir ettiğimiz firmaları yakın gelecekte görmemiz mümkün değil” diyor. Küçük ölçekli firmaların ticarete devam edebilmesi için market zincirlerinin satış yapacağı ürünlere sınırlama getirilmesinin zaruri olduğunu ifade eden Güler, tüccarın market zincirlerinin yarattığı haksız rekabet nedeniyle kiralarını ödeyemez, işlerini devam ettiremez duruma geldiğinin altını çiziyor ve ticarette çarkların dönmesi için ilgili tüm kurumları önlem almaya davet ediyor. Umarız bu sese kulak verenler olur, zira küçük esnaf gerçekten yok olmakla yüz yüze kalmış durumda.