Küresel resesyon beklenenden hızlı geliyor

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Bir süre önce yine bu köşede küresel ekonomide yavaşlama olduğunu, enflasyonun yükseldiğini, bu durumun bir süre sonra daha da güçlü yavaşlama ve enflasyon ile beraber stagflasyona dönüşme eğiliminin olduğunu vurgulamıştık. Arkasından da bir dezenflasyon ve resesyon döneminin gelme ihtimalinin güçlü olduğunu belirtmiştik. Aynı görüşlerimizi koruyoruz fakat son gelen verilerden sonra bu gelişmenin hızlandığı, stagflasyon ve resesyonun beklediğimizden daha hızlı gelmekte olduğunu düşünüyoruz. Bu durumun tüm finansal piyasalara ve bizim ekonomimize yansımaları da hızlanıyor.

Fed Eylül sonrası durabilir

ABD, Avrupa ve Çin’den gelen veriler ve haber akışı küresel ekonominin lokomotifi olan bu üç bölgede yavaşlamanın güçlendiğini gösteriyor. ABD’de işsizlik dışında birçok yeni veri, bu yavaşlamayı net bir şekilde gösteriyor. Sanayi üretimi ve perakende satışlar gerilerken, tüketici güveni dibe gelmiş durumda. Fed’in farklı eyaletlerde yaptığı son beş eğilim anketi, PMI (Satınalma Yöneticileri Endeksi) verilerinin Temmuz ayında 50 ve daha aşağı doğru gelmekte olduğuna işaret ediyor. Atlanta Fed’in gerçek zamanlı ikinci çeyrek büyüme tahmini mayıs ayında yüzde 2’lerde iken, 17 Temmuz tarihi itibarıyla çeyrekten çeyreğe negatif yüzde 1,6 seviyesine gelmiş durumda. Piyasa beklentileri aşağı gelse bile yüzde 1,5-2 seviyelerinde dolaşıyor. Bu arada enflasyon yüzde 9,1 seviyesine gelmiş durumda. Fed’in tahminlerinin çok üzerine çıkan bir enflasyon var. Gittikçe daha şahin hale gelen Fed’in bugün ve eylül ayında muhtemelen 0,75 baz puanlık faiz artışıyla politika faizini 3,25 seviyesine getirme olasılığı yüksek. Bilanço küçültme ve güçlü doların fiili politika faizini yüzde 4 üzerine çıkaracağı tahmin ediliyor. Bu sıkılaşma ABD ekonomisini daha da yavaşlatabilir. Talep düşüşü ve emtia fiyatlarındaki gerilemeler ise ABD enflasyonunu muhtemelen aşağı çekmeye başlayacaktır. Bu çerçevede Fed’in faiz artırımlarına ara vermesi ve gidişatı izleme olasılığı artıyor. Büyüme daha kötüye gidiyorsa Fed daha uzun durabilir, enflasyon daha tırmanıyorsa faiz artırımlarına devam edecektir. Dolar endeksi ve Euro–dolar paritesinin seyri eylül ayından sonra daha fazla netleşecektir.

ECB faiz artırımlarına devam edecek

Avrupa ekonomisinin büyüme beklentisi Rusya–Ukrayna savaşından bu yana sürekli aşağı gidiyor. Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz arzını kısması ve muhtemelen daha da kısacak olması Avrupa’nın büyüme sorununu önümüzdeki aylarda ağırlaştırmaya aday görünüyor. Bir taraftan da Euro bölgesinde enflasyon yüzde 8,6 seviyesine gelerek birkaç yıl önce deflasyon ile boğuşan ekonomiyi tahmin edilemeyecek bir noktaya taşımış durumda. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Lagarde yavaşlama olsa bile resesyon beklemediklerini söyleyerek beklenenden güçlü bir faiz artırım sürecine girmiş durumda. Dolayısıyla, Euro bölgesinde faiz artırımlarının devamı şimdilik daha net görünürken, ABD’de eylül sonrasının net olmaması kısa vadede Euro’nun bir miktar toparlanmasına destek olabilir.

Çin’de gayrimenkul sektörü ciddi tehdit oluşturmaya başladı

Çin’den gelen haberler konut sektöründeki sorunun ağırlaşmaya başladığı ve bunun bir finansal kriz yaratıp yaratmayacağı sorularını sorduruyor. Yaklaşık son bir yılda emlak fiyatları ve satışlarının yüzde 40 dolayında düşmesi ciddi bir servet kaybı etkisi yaratarak Çin’de iç talebi olumsuz etkilemiş durumda. Gayrimenkul Çinlilerin tasarruflarını en çok yönlendirdiği alanlardan birisi. Gayrimenkul üreten firmalar borçlarını ödemekte zorluk yaşıyor, bir kısmı ödeyemiyor ve durum bankacılık sektörünü sorunlu krediler yoluyla tehdit ediyor. Bazı bölgelerde ev fiyatları mortgage değerlerinin altına düştüğü için kredi geri ödemeleri durmaya başladı. Sorunlu mortgage kredilerinin 85 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor. Bu meblağ Çin’in yönetebileceği bir rakam görünüyor fakat COVID nedeniyle de 250 milyon kişinin az ya da çok kısıtlama altında olduğu bir ekonomi bugünkü küresel ekonomide nasıl büyüyecek, bu sorun nasıl ağırlaşmadan kalacak, küresel ekonomi Çin’den nasıl etkilenecek ciddi sorular olarak karşımızda duruyor.

Sonuç olarak, ABD, Avrupa, Çin gibi lokomotif ekonomilerin mevcut gidişatı küresel ekonomide önce stagflasyon arkasından resesyon riskini hem arttırmış hem de öne çekmiş durumda. Tüm bu gelişmeler, enerji ve kısmen gıda dışında emtia fiyatlarını bastırıyor. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız ve uzun süredir beklediğimiz gibi dolar endeksi oldukça güçlenmiş durumda. Kısa vadede yatay ve dolar biraz değer kaybıyla gidebilir fakat eylül sonrası doların tekrar güçlendiğini görebiliriz. Tüm bu gelişmeler Türkiye ekonomisini hem büyümeye hem de güçlü dolar ile dış ticaret, döviz kurları ve enflasyon üzerine baskı yaparak etkilemeye devam ediyor. İçeride para politikası gibi güçlü bir kalkanı kullanmadığımız hatta geri çektiğimiz için de yaşananlar çok daha fazla hissediliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024