Mobilya ihracatı yükte hafifledi pahada ağırlaştı, Çin Meksika’ya fabrika kuruyor

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Türkiye’nin ‘mobilya, kâğıt ve orman ürünleri’ ihracatı 2022 yılının 10 ayında 6 milyar 922 milyon dolardı. Sektör bu yılın 10 aylık döneminde ise 6 milyar 621 milyon dolarlık ihracat yaptı. Yaklaşık 300 milyon dolarlık azalma var. 2023’te, Avrupa pazarının resesyona girdiğini,  üretimi olumsuz etkileyen depremler ve seçim ayarlı farklı ekonomi politikaları yaşadığımızı dikkate alırsak bu azalma fazla değil. Eğer sektör, bu yılı 8 milyar dolarlık bir ihracatla tamamlarsa başarılı bile sayılır. ‘Mobilya kağıt ve orman ürünleri’ şeklindeki sınıflamada mobilya kısmına dikkat çekmek istiyorum. Çünkü bu sektörün ‘en katma değerli ürünleri’ mobilyalardır. Ülkemizde 45 binden fazla mobilya üreticisi, 50 bine yakın mobilya mağazası var. Sektör yaklaşık 500 bin kişilik istihdam sağlıyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç ile konuşuyoruz. Başkan Güleç, yakın zamanda yaptığı açıklamalarda mobilya sektörünün 2028 yılında 12 milyar dolarlık ihracat hedefi olduğunu belirtmişti. Kendisine şu andaki durumu soruyorum. Güleç, “Kasım ayı da pekiyi geçmedi. Aralık ayında da ne olur bilemiyoruz. Bu yılı geçen yıla göre bir miktar kayıpla tamamlayacağız. Çünkü Avrupa’da resesyon iyice kendini hissettiriyor. 2023 mobilya ihracatımız 4,7 milyar dolar olacak gibi görünüyor. ABD pazarına odaklanmıştık orada da navlun fiyatlarının düşmesiyle Çin, ürünlerine yüksek gümrük vergisi uygulandığı halde yeniden atak yaptı. Çinliler, ABD’nin gümrük vergilerini de aşmak için Meksika’ya fabrika yatırımları yapmışlar. Biz de ABD pazarında Türk mobilyasını tanıtmak için yeni projeler geliştirdik ve 250 milyon doları aştık. ABD en iyi pazarlarımız arasında ve her yıl çift haneli büyümekte kararlıyız” diyor. Bu yıl mobilya ihracatını olumsuz etkileyen resesyon ve Çin’in rekabetçiliği dışındaki gelişmeleri de şöyle sıralıyor: “Bir tanesi enflasyon-kur ilişkisinde aleyhimize gelişen maliyet-fiyat şartları. Diğeri ise 6 Şubat depremlerinin sektörün toplam üretiminde yaptığı tahribatın olumsuz yansıması. Bizim sektörümüz ihracatını yılda yüzde 20’lerin üzerinde artırabilen çok dinamik bir sektördür.”

Türk mobilyasının kilogram ihracat değeri yükseldi

MOSFED Başkanı Ahmet Güleç’e, bardağın dolu tarafını soruyorum. Şöyle devam ediyor: “Suudi Arabistan’a ihracatımız çok iyi gidiyor. Ancak orada da 2019 rakamlarımızdan henüz uzağız. Mobilyada müşteri bir gitti mi dönüşü zaman alır. Bu arada ABD’ye ihracatımızda kilogram değerimiz 4 doları aştı. Genel mobilya ihracatımızın kilogram değeri de 2,80 dolardan 3,40 dolara yükseldi. Yani artık yükte daha hafif pahada daha ağır ihracat yapıyoruz. 2024’te hem nicelik hem nitelik olarak bütün rakamlarımızı yükseltmek istiyoruz.”

Ahmet Güleç, 23-28 Ocak tarihlerinde yapılacak İstanbul Uluslararası Mobilya Fuarı’na da (IIFF2024) dikkati çekiyor ve “Bu fuar, Türkiye’nin en büyük fuarı. Tüm sektörler içinde bundan büyük fuar yok. Yaklaşık bin 200 firma katılıyor ve İstanbul’da iki fuar alanında (İFM ve TÜYAP) aynı anda 26 salonun tamamında düzenliyoruz. Ziyaretçi sayısının bu sene 30 bini yabancı olmak üzere 200 bini aşmasını bekliyoruz” diyor.

Vatandaş, bu faizlerle kredi kullanıp ev alır mı?

Türkiye’de konut satışları uzun süredir düşüyor ama ipotekli (krediyle) satışlar çok daha hızlı düşüyor. Ekim ayında 93 bin 761 konut satıldı ve bunların sadece 5 bin 577 adedi ipotekle satıldı. Geçen yılın ekim ayına göre ipotekli satışlardaki düşüş yüzde 58 oldu. 10 aylık (Ocak-Ekim) satışlarda da benzer bir durum var. Bu sürede satılan 993 bin 835 adet konutun da sadece 166 bin 461 adedinde kredi kullanılmış. Buradaki gerileme ise yüzde 31,2 oldu.

Bu rakamlar gösteriyor ki konut alan vatandaşlar kredi kullanmaktan kaçınıyor. Sebebini bir müteahhide sordum. Basit bir hesap yaparak şöyle yanıt verdi:

“Şu anda en büyük bankalardan biri mevduata yüzde 45 faiz veriyor. Daha yüksek verenler de var. Kredi kullanarak ev alabilecek vatandaşların çoğu bu nedenle ‘ev almayı’ erteliyor. Hesap basit, diyelim ki bu vatandaşın 2,5 milyon lira birikimi var ve yaşamak istediği sosyal dokuya uygun iyi bir semtte 5 milyon liraya 3+1 daire alma hayali kuruyor olsun. Bu durumda 2,5 milyon lira da kredi kullanmak zorunda. 10 yıl vadeli konut kredisi alsa yaklaşık 75 bin lira aylık taksit ödeyecek. Bu vatandaşımız kredi kullanıp ev almak yerine elindeki 2,5 milyon lira nakit parayı mevduata 1 yıl vadeli yatırsa aylık yaklaşık 90 bin lira geliri olacak. Bu durumda tek seçeneği kalıyor. ‘En azından elimdeki parayı mevduata yatırayım ve iyi bir gelir elde edeyim’ diyor. Faizler düşerse durumu değerlendirecek. Bu faizlerle 10 yıl ‘ipotek altına’ girmek istemiyor.”

Aynı müteahhide ‘konut satışlarının düşmesi fiyatları düşürür mü’ diye soruyorum. Bu soruya yanıtı da şöyle oluyor: “Nakit ihtiyacı çok olanlar belki sınırlı sayıda konutu daha uygun fiyata satabilir ama yeni konutta genele yayılacak bir fiyat düşüşü mümkün değil. Konut satışlarının gerilemesi üretimi kesinlikle düşürür. Arz talep dengesi bozulacağı için de bir süre sonra fiyatlar yine hızlı yükselebilir.”

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar