Savaş ekonomisi

Hakan OKAY
Hakan OKAY Helikopter Bakışı

Çağımızda herşeyin hızlıca değiştiği gibi,  savaşlar da evrim geçirmiş ve yeni şekillerde gerçekleşmeye başlamıştır. Değişen savaş kavramı günümüzde çok boyutlu bir nitelik taşımaktadır. Savaşların başlama nedenlerinin başında, ülkelerin güvenlik ve stratejik istihbaratın yanıda, ekonomik güç mücadeleleri de gelmektedir. Savaşların başlaması ve ekonomik mücadele birlikte düşünüldüğünde “Savaş Ekonomisi” kavramı gündeme gelmektedir.

Savaş Ekonomisi kavramı hangi ekonomik gerçekleri barındırmaktadır?

Bir savaşa başlamak için veya savaş konusu gündeme geldiği ülkelerde, olası savaşa karşı veya savaşı en iyi şekilde yönetebilmek için, ülkelerin güçlü ve sürdürebilir ekonomik güce gereksinimleri vardır.

Ülkelerin, hem ordularının, hem de halklarının kısa veya uzun sürecek savaşları sürdürebilmeleri ve başarılı olabilmeleri için, ülkelerin ekonomik tehditleri bertaraf etmeleri, silah, araç, gıda, ilaç, teknik malzemeleri stoklamaları, bunları yedeklemeleri hatta bina, hastane, sahra barınakları, sığınak ve benzeri yapıları inşa etmeleri gerekmektedir.

Bunun için savaş tehlikesi başladığı anda, hatta hiç savaş tehdidi söz konusu olmayan barış döneminde bile, sürekli yatırım yapmaları kaçınılmazdır. Bu nedenle, ülkeler milli gelirlerinin büyük bir oranını askeri ve benzeri yatırımlarına ayırmak zorunda kalmaktadırlar.

Eğer, hiç savaş tehlikesi söz konusu olmasa, ülkelerin böylesi yatırımlar yapmalarına gerek duymayacaklardır.

Oysa, sadece “Savaş Ekonomisi”nden beslenen yüzlerce sektör bulunmaktadır. Askeri amaçlarla üretilmese bile, sivil halk için üretilen binlerce ürüne, savaş dönemlerinde çok ihtiyaç olmaktadır. Başta silah, mühimmat (Cephane), araç, uçak, gemi, radar veya savaşta kullanılacak malzemeleri üreten ve bunların ihracatını gerçekleştiren ülkeler, hatta birer ülke ekonomisi büyüklüğüne ulaşan bazı şirketler, tüm dünyada savaş tehdidini sürekli gündemde tutmakta ve belirli bölgelerdeki ayrılıkçı gruplara doğrudan veya dolaylı olarak destek vermektedirler. Bilindiği gibi, dünyada üretilen tüm silah ve mühimmatın nerelere gönderildiği bilinmekte ve takip edilmektedir. Hatta, kimin elinde ne kadar silah olduğu kayıt altındadır.

Dolayısı ile bir savaş tehdidi olmayan dönemlerde bile ülkeler, sürekli savaşta kullanılacak her türlü malzeme ve teknoloji sürekli yenilenmekte veya güçlendirilmektedir. Bu durum belirli bir zaman diliminde değil, süresiz olarak devam ettiği için, savaş ekonomisinin güçlü şirketlerinin gelirleri sürekli artmaktadır.

Yani, savaş olmayan zamanlarda dahi, başta savaşa sıcak bölgelerde ve ayrılıkçı grupların faaliyet gösterdiği coğrafyalarda, her zaman savaşta kullanılacak malzemelere yatırım yapılmaktadır. Ayrıca bu yatırımlar sadece askeri malzemeler ve silahlarla sınırlı kalmamakta, akaryakıt, askeri giyim, inşaat, lojistik, gıda ve bu sektörlerin üretim yapabilmeleri için gerekli hammadde ve yarı mamul üreticilerinin de büyük gelirler elde etmelerine neden olmaktadır.

Kuşkusuz savaş başladığı anda, savaşın devam ettiği ülkelerin ekonomik durumları çok ciddi oranda sarsılmaktadır ve yıllarca olumsuz ekonomik koşullarının düzelmesi mümkün değildir. Söz konusu ülkeler sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda beşeri olarak da son derece olumsuz olarak etkilenmektedir. Askerler veya siviller hayatlarını kaybetmekte, aileler parçalanmakta, binlerce insan sakat kalmakta ve milyonlarca insanın psikolojileri bozulmakta ve büyük travmalar yaşamaktadırlar. Savaşı yaşayan bir veya iki nesilin, savaş sonrası ülkelerinin ekonomilerini güçlendirecek şekilde, kısa zamanda tekrar normal hayata dönmeleri söz konusu olmayacaktır. Eğitim ve öğretim de aksayacağı için, ülkelerin bilim, sanat ve spor alanında da gelecekte, bir çok ülkeden daha geride kalacakları da bir gerçektir. Savaş sırasında, doğanın yıpranması, doğal kaynakların kullanılamaz hale gelmesi ve tarihi eserlerin tahribat görmesi, belki de on yıllarca sürecek olumsuz sonuçlara yol açacaktır.

Savaş sonrasında ise, ülkelerin yeniden inşa edilmesi, ordularının yeniden donatılması, binaların ve okulların yeniden yapılması, başta gıda ve giyim olmak üzere, her türlü ürüne duyulacak ihtiyaçların artması bu kez ekonominin son derece hareketli hale gelmesine neden olacaktır. Her zaman olduğu gibi, savaş sonrası ülkelerin ekonomileri canlanır, hatta bu ülkelere ihracat yapan şirketlerin de gelirleri artar. 

Dolayısı ile, savaş ve ekonomi birbirinden beslenen ve birbirinden ayrı düşünülemeyecek kavramlardır. Bu nedenle belki de şu soruların cevaplarını aramak gerekmektedir:

 

  • Bir savaşı en çok kimler ister?
  • Bir savaşta aslında kimler kazanır?
  • Bir savaş bittiğinde, savaşla ilgili yatırımlar da biter mi?
  • Hiç savaş olmazsa bundan en çok zarar edecek kimler veya hangi sektörlerdir?
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Markalaşma ve Mantra 13 Mayıs 2024
Ekip Olmak 18 Mart 2024