Sessiz çığlık: Mobbing!

Özlem KARAHAN
Özlem KARAHAN SANAL ALEM MÜFETTİŞİ

Yıllardır kanayan bir yara gibi devam eden bir durum. Özellikle işyerlerinde kamu ve özel sektör fark etmeksizin yaygınlaşıyor.

Değersizleştirme, ötekileştirme ve yok sayma… İnsan içindekini dışa vuramıyor ve psikolojik rahatsızlıklara varan bir boyuta ulaştığı da oluyor.

Bu durumu yaşayanların en belirgin özelliği, yalnızlaştırılma hissi. Çalışan kişi bazen yaşadığı travmatik durumu anlatamıyor. Dile getirse de etrafındaki herkes kör, sağır ve dilsiz olabiliyor.

Çevremde birçok yakınımın yaşadığı ve mağdur olduğu fakat hiçbir şekilde çözüme kavuşturulamayan davranışın adı: Mobbing

Bu psikolojik şiddet; kişinin itibarını zedelemeyi, onu küçük düşürmeyi, dışlamayı veya işten ayrılmaya zorlamayı amaçlıyor. Bu konu hakkında yıllar önce, bir yakınımın başına gelen olayı kısaca anlatmak isterim:

Ofise adımını attığı anda başlayan o gerginlik, baskı, aşağılanma… Sanki üzerine görünmez bir duvar örülüyordu. Her hareketi, her sözü didik didik ediliyor, en ufak bir söyleminden başka bir yorum çıkartılarak acımasızca eleştiriliyordu.

Her gün, o yöneticiyle ve çalışma arkadaşlarıyla aynı ortamda bulunmak zorunda kalmak, çok zordu.

Başarılarını görmezden geliyor, onu diğer çalışanların yanında küçük düşürüyordu. Sürekli eleştiri, aşağılama, yok sayma, dışlama, iş yükünü artırma veya azaltma, iftira, dedikodu ve tehdit gibi birçok mobbinge uğruyordu.

Yakınım, yaşadığı bu mobbingi yetkililere bildirmeye karar verdi. Ancak ne yazık ki, şikâyetleri dikkate alınmadı ve hatta kendisi suçlandı. Üstelik insan kaynakları birimi tarafından savunması istendi. Sonunda, yakınım işten ayrılmak zorunda kaldı.

Mobbing mağduru

Yakınımın yaşadığı bu olay, mobbingin ne kadar yıkıcı bir etkisi olabileceğini gösteriyor. Mobbing, sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur.

Bu süreç; mağdurun kendini suçlu hissetme duygusu yaşatıldığı, psikolojik bazı rahatsızlıklar da geçirip uzun bir süre herhangi bir işyerinde çalışacak gücü olmadığı ve özgüveni kırıldığı için cesareti kalmadığından çalışamadığını anlatıyor.

Yakınım, iş yerinde tuvalete bile giderken yöneticisi tarafından sürekli olarak nerede olduğunun hesabını vermek zorunda bırakılıyor. Toplantılara kasıtlı olarak davet edilmiyor, hatta gözünün önünde toplantılar yapılıp dışlanıyor. Katılmadığı toplantılar üzerinden hakkında asılsız iddialar üretilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

E-posta erişimi engelleniyor ve her gün masasında hiçbir iş yapamadan saatlerce oturmaya zorlanıyor.

Ayrıca; insan kaynakları birimi, şirket avukatları ve yöneticilerin bir odaya çağrılıp, zorla istifa dilekçesi imzalaması istendi. Ancak yakınım, bu haksız talebe boyun eğmeyerek istifa dilekçesini imzalamayı reddetti.

Yönetici ve insan kaynakları birimi, ofise her girdiğinde kendi aralarında fısıltı halinde konuşuyor, ardından yakınıma bakıp kahkahalar atarak onunla dalga geçiyorlarmış.

Bu davranışlar, yakınıma yönelik sistematik aşağılama ve küçük düşürme çabasının bir parçasıydı.

Tüm bu yaşananların ardından, gece gündüz demeden özveri ile çalışan, çalışma yaşamı boyunca hiç uyarı almayan ve birçok ödül alan yakınımın işine, herhangi bir tazminat ödenmeden son verildi.

Avukatı, tanık beyanları ve topladığı deliller ile birlikte hukuki süreç başladı. Ne yazık ki mobbingi tespit etmek, kanıtlamak çok zor…

Uzun ve meşakkatli yolculuk sonunda çalışma arkadaşlarının kendisi hakkında asılsız iddialarda bulunduğunu mahkemede anlattı.

Derin sessizlik

Yine aynı şeyleri yaşarım endişesiyle, uzun yıllar boyu bir işyerinde çalışma gücünü kendinde bulamadı ve ülkeyi terk etti. Yaşadığı ağır mobbing nedeniyle bir süre sessizliğe büründü.

İçinde büyük bir çığlık olduğunu söylüyordu. Sesini duyuramıyor, sürekli ağlıyor ve bir çıkış yolu arıyor, bulamıyordu.

Karanlığın içinde hapsolmuş gibi ordan oraya savrulduğunu ve her seferinde mağdurken suçlu psikoljisi yaratılarak, içindeki haykırışın sesi duvara çarpıp tekrar kendi bedenine dönüyordu.

Üç kuruş tazminat ödememek için çalıştığı kuruma bunca yıl emek vermiş ve değer yaratan işler yapmış bir çalışana bu zulüm hak mı!.

Ayrıca; kişilik ve karakteri üzerinden hor görülerek yok sayılması, aşağılanması,  sistematik olarak psikolojik şiddet ve psikolojik tacize maruz bırakılması hangi ahlaka ve vicdana sığar?

Kuşkusuz bu acı durumlar artarak devam ediyor.

Peki suçlu kim? Mağduriyeti nedeniyle kendini yok sayılmış hisseden kişi mi? Yoksa bu mağduriyeti ona hak görenler mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Askıda ekmek çilesi 26 Şubat 2025
Engellime dokunma! 27 Ocak 2025
Enflasyon uzak dur bizden! 25 Aralık 2024
Vatandaş e-haciz mağduru! 17 Aralık 2024