Su ürünlerinde potansiyel pazar çok yakınımızda

Yaşar KUŞ
Yaşar KUŞ İZMİR'den

Yaklaşık 20 yıl öncesine kadar çevrecilerin en çok tepki gösterdiği sektörlerden biri su ürünleri yetiştiricileriydi. Dünyadan gelen taleple sektör hızla büyüyor, kıyıya yakın konumlanan balık çiftlikleri turizmciler ve çevrecilerin baskısına maruz kalıyordu. Yapılan düzenleme ile balık çiftlikleri kıyıdan uzaklaşmak zorunda kaldı. Yetiştiriciler başlangıçta buna tepki gösterseler de, bu durum, sektörün büyümesine ivme kazandırdı. O dönemden beri de sektör yakaladığı artış hızıyla, ihracatın yıldızları arasında yerini aldı. 2012’de 413 milyon dolar olan ihracat, neredeyse her yıl artarak geçen sene 1.7 milyar dolara kadar ulaştı.

Sektörün üretiminde de benzer bir seyir meydana geldi. Son 10 yılda yetiştiricilik yoluyla elde edilen su ürünleri miktarı 212 bin tondan 514 bin tona çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri gerilemesine karşın, yetiştiricilikteki artışla toplam balık üretimi de 644 bin tondan 849 bin tona (2022) ulaştı. Kültür üretiminin yüzde 60’tan fazla kısmının Ege’de yapılması nedeniyle, sektörle ilgili tüm gelişmelerin öncelikle bölgemizi ilgilendirdiğini bir not olarak eklemek lazım.

Türk somonu atakta

Türkiye’nin su ürünlerinde en büyük ihracat pazarı Avrupa Birliği ülkeleri. Rusya, ABD ve İsrail önde gelen diğer pazarlar. Türk somunu son yıllarda ihracatta ciddi bir atağa kalktı ve artış ivmesini sürekli yükseltiyor. Su ürünleri hem lezzetli hem de sağlıklı olması nedeniyle dünyada en fazla tüketilen gıdalar arasında. Ama ne yazık ki Türkiye için aynı şeyi söylemek çok mümkün değil. Bunun en önemli nedeni tüketim alışkanlıkları. Su ürünleri fiyatları zaman zaman alım gücünü zorlasa da, av sezonunda çok uygun fiyatlara rağmen balık tüketimimiz sınırlı kalıyor. Türkiye’de kişi başına su ürünleri tüketimi yıllık 7.3 kg (2022) civarında iken dünya ortalaması 22 kg ile bunun yaklaşık 3 katı. En çok balık tüketen ülkeler Çin, Endonezya, Hindistan, ABD ve Japonya olarak sıralanıyor. Düşük gelirli, gıda açığı bulunan ülkelerde bile kişi başına balık tüketimi 5,4 kg dolayında. Türkiye’nin tüketimi 15.2 kg’lık orta gelirli ülkelerin kişi başı tüketim rakamının bile yarısından daha azını ifade ediyor. Türkiye’nin tüketimini orta gelirli ülkeler düzeyine çıkarması durumunda ihtiyaç duyulan su ürünleri miktarı 1.2 milyon tonu buluyor. Bu da mevcut Türkiye üretiminin yaklaşık 1.5 katı.

İç tüketim artıyor ama çok yavaş

Yani, sürekli dünyada yeni pazarlar arayan su ürünleri yetiştiricileri için çok yakınlarında dev bir potansiyel pazar var: Türkiye. İhracatçılar elbette bunun farkındalar. Zaman zaman iç  tüketimi artırmak için çeşitli projeler de yürütüyorlar ama bunların çok başarılı olduğunu söylemek mümkün değil. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın rakamlarına göre son yıllarda kişi başı tüketimde artış var ama artış hızı düşük. 2018’de 6.1 kg olan kişi başı yıllık ortalama tüketim, 2022’de 7.3  kg’a çıkmış.

Sektör temsilcileri son dönemde alınan yoldan memnun. Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Singapur, Çin, ABD, Kanada gibi pazarlardaki gelişmelerin memnuniyet verici olduğunu söylerken, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği Başkanı Ufuk Atakan Demir ise, Türkiye’nin su ürünleri üretim ve ihracatının özellikle son yıllarda yapılan yatırımlarla büyük mesafe kat ettiğini, Türkiye geneli su ürünleri ihracatında hedeflerinin 2 milyar dolar olduğunu vurguluyor.

Sektörün sorunları: Maliyetler, lojistik, deniz kirliliği

Sektör bu büyük hedeflere doğru ilerlerken, sorunları da yok değil. Artan üretim maliyetleri, uzun yıllardır çözülemeyen lojistik sıkıntılar, sanayileşmenin yoğun olduğu Marmara Bölgesi’nde ve İzmir Körfezi’ndeki endüstriyel kirlenme, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde tarımsal kaynaklı kirlenme, yerleşim yerlerine yakın olan su kaynaklarında ise evsel atıklara bağlı kirlenme bunların başlıcaları. Bu sıkıntıların aşılması ve iç tüketimin biraz daha kıpırdanması halinde, su ürünleri sektörünü kimse tutamaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Zeytinde hasat zamanı… 30 Kasım 2023