Yangın ekonomisi

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Remzi Akçin

UGM Yönetim Kurul Başkanı

 

 

Türkiye, doğunun en batısı olduğu kadar batının en doğusu olması nedeniyle, batıdan çok doğu toplumu sayılır. Doğu toplumlarının en tipik özelliği olan duygularıyla hareket etme özelliği bizim de özelliğimizdir. Bu özellik nedeniyle, olaylara yaklaşımımızda akılcılık değil duygusallık ön planda yer alır. Sadece bireyler değil kurumlarımız da aynı şekilde hareket eder. 78 cana mal olan 21 Ocak 2025 tarihinde Bolu Kartalkaya'daki otel yangınında da aynı durum sergilendi. Tüm televizyon kanalları günlerce canlı yayında felaketi sürekli olarak aktardı. Yangının nedenleri sorgulandı, suçlular arandı, herkes suçu başkasına attı, olayın tazeliği yitene kadar bu devam etti. Yakında unutulur.

Duygusal bir toplum olduğumuz için yaşadığımız felakete anında tepki veriyoruz ve tüm gündemimizi kaplıyor. İki yıl öncesinde Kahramanmaraş merkezli depremin peşinden nasıl depreme karşı korunma paniği başladıysa, bugün de yangına karşı korunma paniği başladı. Deprem sonrasında konutların depreme dayanıklılığının tespiti için yapılan yoğun başvurular zamanla azaldı, sonra da tükendi gitti. Peki, hepsinin tespiti yapıldı mı? Elbette hayır. Sorun çözülmedi ama unutuldu. Eskilerin bir sözü vardır: “Hafıza-ı beşer, nisyan ile maluldür” yani “insan belleğinin unutkanlık zayıflığı vardır.”

 

Planlama zafiyeti

Tıpkı depremde olduğu gibi şimdi de yangın paniği başladı bu da bir yangın ekonomisi oluşturdu.

Yangın ekonomisi, yangın önleme ürünlerine olan talebi zirveye çıkardı. Ancak maalesef çoğu zaman olduğu gibi fırsatçılar, bu durumu da fırsata çevirdiler. Bazıları fiyatları fahiş denebilecek seviyede artırırken bazıları yangın söndürme özellikleri olmayan niteliksiz ürünleri pazarlamaya başladı.

Elbette bir felaketi konuşmak, sebeplerini araştırmak önemlidir. Ancak, felaketin tekrar yaşanmaması için önlem almak daha da önemlidir. Sürekli tartışıp yasal düzenleme bile yapıldıktan sonra, hâlâ insanımız sokak köpeklerinin saldırısına uğruyorsa, önlem alınmasının da yeterli olmadığı, önlemin amacına uygun uygulanmasının da önlem kadar önemli olduğu sonucunu doğurmaktadır. Basının bakış açısından amacın çözüm mü yoksa magazin mi olduğu konusunda hâlâ endişeliyim!

Bir yapıyı oluşturmak için önce fizibilite yapılır, sonra karar verilir, sonra da plan yapılır. Kurumsal olmayan yapılarda ise plansız işe başlanır, inşa sürecinde sürekli değişiklik yapılarak sonuca ulaşılmaya çalışılır.  Bizim deyişimizle, “Kervan yolda düzülür.” “Başlamak bitirmenin yarısıdır” ancak, “Türk gibi başlayıp İngiliz gibi bitiremeyiz.” Dolayısıyla yaşanan bu felakette de önemli olan, bundan sonra bu tür felaketlerin yaşanmaması için neler yapılması gerektiğinin planlanarak aksiyon alınmasıdır.

 

Gümrük mevzuatında yangının yeri

Bu köşemizde olayları hep gümrük ve dış ticaret penceresinden bakış açısıyla değerlendirdik. Bu makalemizde de bu kuralı bozmadan, yangının gümrük mevzuatındaki yerini, yükümlüye hangi hakları tanıdığını değerlendirmek istiyoruz.

Yangın, her şeyden önce doğal felakettir. Gümrük işlemlerinin ana konusunu eşya dış ticareti oluşturduğu için yangın nedeniyle kayba uğrayan veya telef olan eşyanın gümrük vergileri konusunda nasıl hareket edileceği ana fikrinden hareket etmek gerekir. Doğal olarak, vergi yükümlülüğünün hangi durumda ortadan kalktığı kadar, bu yükümlülükten kurtulmak için yapılması gerekenler de önemlidir.

Gümrük mevzuatına göre bir eşyanın gümrük vergileri, vergi yükümlülüğünün başladığı tarihte, eşyanın bulunduğu nitelikleri esas alınarak belirlenir. Vergi yükümlülüğü, eşyanın ithaline (serbest dolaşıma giriş) ilişkin gümrük beyannamesinin gümrük idaresince tescilinde doğar. Dolayısıyla gümrük beyannamesinin tescili esnasında eşyanın durumu ne ise vergilendirmede bu durumu esas alınır. Bu nedenle, yangın sonucu nitelik kaybına uğrayan veya tamamen telef olan eşyanın vergilendirme durumunun, beyannamenin tescil öncesi ve sonrası olmak üzere iki farklı aşamada incelemek gerekir.

Beyannamenin tescilinden önce (örneğin geçici depolama esnasında, antrepo veya transit rejimi kapsamında) olan eşyanın yangın sonucunda telef veya kayıp olması halinde gümrük vergileri alınmaz. Eşyanın telef veya kayıp olması hali, eşyanın artık hiçbir şekilde kullanılamaz hale gelmesidir. Örneğin, cam şişelerdeki sıvıların, şişelerin kırılması sonucunda toprağa karışması veya kâğıtların yanması bir telef, sıvıların buharlaşması bir kayıp olarak kabul edilebilir. Her iki durumda artık eşyanın kullanılma imkânı bulunmamaktadır. Eşyanın bozulması veya hasara uğraması halinde ise hasar veya bozulma sonucunda ortaya çıkan eşyanın bir kısmının veya tamamının ekonomik değeri bulunmaktadır. Örneğin, kısmen yanan kumaş topunun yanmayan kısmı kullanılabileceği gibi, tamamen yanan bir araç hurda olarak kullanılabilir.

Beyannamenin tescilinden sonra, eşyanın niteliklerinde meydana gelen değişiklikler veya bozulmalar nedeniyle ithalat vergilerinden indirim yapılmaz. Ancak, yangın sonucunda ilk madde olarak kullanılması mümkün hale gelen eşyanın ilk madde olarak beyan edilmesine gümrük idarelerince izin verilir. Kısmen hasara uğrayan eşyanın hasarlı ve hasarsız kısımları ayrılarak bu niteliklerine göre verilendirilmesine imkân tanınır.

 

Mücbir sebep

Gümrük mevzuatında, kişinin iradesi dışında meydana gelen ve müdahalesiyle önlenemeyecek durumlar mücbir sebep (zorlayıcı neden) olarak kabul edilir. Doğal afet olarak kabul edilen yangın, mücbir sebeplerin başında gelir. Gümrük mevzuatı uyarınca, mücbir sebep ve beklenmeyen hallerden herhangi birinin bulunması halinde, bu sebep ortadan kalkıncaya kadar gümrük mevzuatında yer alan süreler işlemez.

Süresi dışında yapılan başvurularda, mücbir sebep ve beklenmeyen hallerin süresi içerisinde meydana geldiğini kanıtlayan belge ibrazı halinde, ilgili gümrük idaresince mücbir sebep ve beklenmeyen hallere ilişkin olarak ibraz edilen belgelere göre ek süre verilir.

Belgelendirme

Türkiye’ye gelen bir eşya, gümrük vergileri ödenip gümrük işlemleri tamamlanana kadar hangi aşamada olursa olsun gümrük idaresinin gözetimi altındadır. Bu gözetimin sona ermesi için ya eşyanın ithalatının tamamlanması ya da Türkiye sınırlarını terk etmesi gerekir. Bu nedenle, gümrük işlemleri tamamlanmamış eşyanın yanması durumunda, başvuru üzerine ve durumun ispatlanması halinde eşyaya yukarda açıkladığımız işlemler uygulanabilir.

Yangının ispatı farklı durumlarda ve bu duruma uygun farklı şekillerde gerçekleştirilir:

- Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturmaya başlanılmış ancak henüz dava açılmamış ise Cumhuriyet Savcılığınca verilen belgeyle,

- Makalemiz konusu yangın olayında olduğu gibi herkesçe bilinen ve duyulan doğal afet söz konusu ise o yerin en büyük mülki idare amiri (ilçe sınırlarında kaymakam, bunun dışında vali) tarafından verilecek belgeyle,

- Trafik kazası sonucu çıkan bir yangının olması durumunda trafik kaza raporuna göre ve en yakın gümrük idaresi tarafından yapılan tespit sonucunda gümrük idare amirinin vereceği kararla.

                                                                      

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar