Çevre dostu organik gübre odun sirkesini Avrupa’ya ihraç ediyor
Eskişehir’de organik yarasa gübresi üreten Turkuvaz Organik Gübre, ürün çeşitliliğini artırarak odun sirkesi üretimine başladı. Organik tarıma yönelik kalıntı bırakmayan çevre dostu ürünleri çiftçilerin kullanımına sunduklarını belirten Turkuvaz Organik Gübre Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yurtay, ilk ihracatlarını Bulgaristan’a yaptıklarını söyledi.
Abdullah SÖNMEZ
ESKİŞEHİR - Türkiye’de yarasa gübresini tarıma kazandıran ilk firma olduklarını savunan Yurtay, “Müşterilerimizden gelen zararlı bakterilere, mantarlara ve haşerelere karşı kalıntı bırakmayan tamamen organik ürün talebini karşılamak için odun sirkesini ürün gamımıza ekledik. Odun sirkesi odun kömürünün üretilmesi sırasında ortaya çıkan bir yan üründür. Odunun retortlu fırınlarda odun kömürüne dönüşümünde piroliz işleminden sonra elde edilir. İçeriğinde 200’e yakın organik asit barındırır. Hiçbir kimyasal içermemesinin yanı sıra toprak rehabilitasyonu konusunda uygulanabilecek mükemmel bir çözümdür” dedi.
Kimyasal ilaçlara alternatif olacak
Odun sirkesinin organik olduğu için zirai ilaçlamalarda kimyasal ilaçların yerine kullanılabileceğinin altını çizen Yurtay, “Tarımsal üretimde bitki hastalıkları ile mücadelede kullanılan kimyasal ilaçlar çevre ve insan sağlığı açısından ciddi risk oluşturmaktadır. Bunun önlenmesi için organik ürünlere yönelmek gerekiyor. Bu noktada alternatif bir ürün olarak karşımıza çıkan odun sirkesi kullanılarak bir yandan sağlıklı ürünler yetiştirilirken diğer yandan ilaç maliyetleri yarı yarıya düşmektedir” diye konuştu.
Odun sirkesinin gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanıldığı bilgisini paylaşan Yurtay, bu ürünün tarımda önemli avantajlar sağlamasının yanında işlenebilir tarım alanlarının genişletilmesi ve verimliliğinin artırılması sorununa da çözüm olacağını aktardı. Cengiz Yurtay, sözlerine şöyle devam etti:
“Üreticilerin büyük çoğunluğu tarafından kullanılan piyasadaki kimyasal gübre ve ilaçlara farklı bir bakış açısı olarak sunulan odun sirkesinin etkileri üreticilere anlaşılır bir şekilde ifade edilerek toprakların sürdürülebilirliğine katkı sağlamak amacıyla kullanımına yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. Ülkemizde bu ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması tek tek üretici çabası ile mümkün değildir. Bu konuda tüm ilgili tarafların dikkatinin çekilerek uygulamaların yaygınlaştırılması ve kalıcılığının sağlanması ülke ekonomisi ve tarımı için önemli bir kazanç olacaktır.”