Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu: “Kısa çalışma ödeneği yeniden devreye alınmalı”

DENİZLİ / EKONOMİ

Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, kısa çalışma ödeneğinin özellikle yaz ayları için tekrar devreye alınmasını önerdi.

DSO Mayıs ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada sanayi istihdamının korunması ve çalışanlar lehine ek destekler verilmesi gerektiğinin altını çizen Kasapoğlu, “Nisan 2025 işgücü istatistiklerine göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı, Mart ayındaki yüzde 7,9 seviyesinden, Nisan ayında yüzde 8,6'ya yükseldi. İstihdam edilen kişi sayısı ise bir ayda 316 bin kişi azalarak 32 milyon 359 bine geriledi, bunun son yılların en sert düşüşlerinden biri olduğunu görüyoruz” dedi.

Özellikle yaz dönemi için kısa çalışma ödeneğinin yeniden devreye alınmasının sanayicilere büyük destek sağlayacağına, istihdamı koruma adına önemli bir katkı sunacağına inandıklarını belirten Kasapoğlu, “İstihdam destekleri, sadece kriz sonrası değil, risk öncesi dönemde de uygulanabilir hale getirilmeli. Bu kritik süreçte, istihdamın korunması ve işletmelerimizin ayakta kalabilmesi adına, kısa çalışma ödeneğinin yeniden devreye alınmasının, sanayicimizin mevcut zorluklarla başa çıkmasında önemli bir soluk olacağına inanıyoruz. Özellikle ihracattaki düşüş ve iç piyasadaki daralma göz önüne alındığında, işletmelerimizin faaliyetlerini sürdürebilmesi ve istihdamı muhafaza edebilmesi için bu tür destekleyici mekanizmalara şiddetle ihtiyaç var. Sahadan gözlemlerimiz bu yönde. Özellikle yaz dönemi için kısa çalışma ödeneği, firmaların finansal darboğazda olduğu bu süreçte, çalışanlarımızı işten çıkarmak yerine istihdamı korumamıza olanak tanıyabilir” ifadelerine yer verdi.

“Ekonomi politikalarının maliyetini sanayi sırtlıyor”

2025 yılı ilk çeyrek büyüme rakamlarının beklentilerin altında, yüzde 2 olarak gerçekleştiğini aktaran Kasapoğlu, büyümeye en yüksek katkının yüzde 7,3 artışla inşaat sektöründen geldiğini, sanayinin ise yüzde 1,8 daraldığını söyledi. Sanayinin GSYH içindeki payının son bir yılda yüzde 21,7'den yüzde 19,2'ye gerilediğine dikkat çeken Kasapoğlu, bu verilerin Türkiye için büyüme kompozisyonundaki bozulmalara işaret ettiğini ve enflasyonla mücadeledeki sıkılaştırıcı politikaların maliyetini sanayi sektörünün sırtlandığını ifade etti.

Sürdürülebilir bir ekonomik yapı için üretimin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Kasapoğlu, “Büyüme verileri, enflasyonla mücadeledeki sıkılaştırıcı politikaların maliyetini sanayi sektörünün sırtlandığını doğruluyor. Üretim olmadan, elde edilen büyüme geçici, dışa bağımlı ve ekonomik şoklara karşı kırılgan. Dolayısıyla, güçlü bir ekonomik yapı inşa etmenin yolu, başta sanayi olmak üzere tüm sektörlerde üretimi artırmaktan ve verimlilik çalışmalarıyla desteklemekten geçiyor. Üretim ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, sanayicinin desteklenmesi, ekonomi cephesinde güven artırıcı yaklaşımların ivedilikle hayata geçirilmesi, reel sektörün ayakta kalabilmesi için önemlidir” ifadelerini kullandı.

“Yeni yatırım teşvik sistemi: Az teşvik, çok koşul”

Sanayicilerin kar marjlarının eridiğini, hatta zararına ihracat yapmak zorunda kaldıklarını dile getiren Kasapoğlu, “Ülkemizin üretim gücünü dünya pazarlarına taşıyan, istihdam sağlayan ve katma değer oluşturan sanayicimiz, ne yazık ki uluslararası piyasalarda rekabet edebilmek adına büyük fedakârlıklar yapıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın açıkladığı Yeni Yatırım Teşvik Sistemi bölgesel farklılıklar açısından sadece SGK prim teşviklerini etkiledi ancak asgari yatırım tutarlarında ciddi bir artış getirdi. Bu artışlar, mikro ve küçük, geleneksel ve düşük teknolojili üretim yapan firmalar için erişilebilirliği azaltacak. Denizli özelinde bu tutarın 3 milyon TL’den 12 milyon TL’ye çıkarılması, kademeli büyüme hedefleyen işletmelerimiz için istenmeyen bir durum yaratacak. Ayrıca Denizli’nin bulunduğu ikinci bölgede gerçekleştirilecek ve proje bazlı Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi tematik programı kapsamında olmayan konvansiyonel yatırımlar için SGK işveren hissesi desteği süresi de 3 yıldan 1 yıla düşürülüyor. Yeni sistem yüksek teknoloji ve stratejik dönüşüm hedefi olan yatırımlar için daha güçlü bir yapı sunarken, geleneksel ve küçük ölçekli üreticiler için daha seçici ve zorlayıcı bir hale gelmiş durumda. Bu konunun, yerel dinamiklerimize uygun esnekliklerle tekrar ele alınması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.