Pakun, 50 yıllık deneyimiyle dünya un pazarına yön veriyor

50 yıllık köklü geçmişiyle Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil eden un markası Pakun, Türk ununu dünya liginde ilk sıralara çıkarmak için yatırımlarına tüm hızıyla devam ediyor.  Pakun, yeni fabrika yatırımı ile kapasitesini yılsonuna kadar yüzde 75 artırmayı hedeflerken bir yandan da sürdürülebilirlik, Ar-Ge ve inovasyon odağında çalışmalarına devam ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Pakun, 50 yıllık deneyimiyle dünya un pazarına yön veriyor

Müberra TAŞÇI

SAMSUN - Türkiye’nin önde gelen un üreticisi ve ihracatçısı Pakun, Samsun Bafra ve Tekirdağ Çorlu’daki fabrikalarında, yıllık 310 bin ton buğday kırma kapasitesi, 34 bin 600 ton buğday saklama deposu, 40 adet un silosu ve 2 bin 600 ton un stoklama kapasitesi ile üretimine hız kesmeden devam ediyor.

Yeni yatırımlarla Türk un sektörüne sağladıkları katma değeri daha da artıracaklarını vurgulayan Pakun Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Durgun, “2022 yılında üretimimizi yüzde 20 oranında artırarak 135 bin 300 tona çıkardık. Bu sayede yaklaşık 2 milyar TL ciro elde ettik. İhracatımız ise bir önceki yıla göre yüzde 88 oranında artarak 44.5 milyon dolar olarak gerçekleşti. 50’nci yılımızı kutladığımız aynı zamanda Cumhuriyetimizin de 100’üncü yılı olan bu yılın başında üçüncü fabrikamızın temellerini attık. 2017 yılından bu yana Çorlu’da faaliyette olan fabrikamıza ek olarak yine Çorlu’da yıl sonuna kadar tamamlanacak yeni tesisimizle üretim kapasitemiz yüzde 75 oranında artarak yıllık 550 bin tona ulaşacak. Buğday stoklama kapasitemizi 36 bin tona, un stoklama kapasitemizi ise 5 bin 150 tona çıkaracağız. 2023 yılında 200 bin tonun üzerinde üretimle hem ciromuzu hem de ihracatımızı iki kat artırmayı hedefliyoruz. Üretimimizle, ihracatımızla ve yatırımlarımızla ülkemize sağladığımız katma değeri daha da artıracağız” dedi.

“İhracatta yeni pazarlarla büyümeye devam ediyoruz”

Hem ülkemiz topraklarında yetişen hem de uluslararası pazarlardan özenle seçtikleri kaliteli buğdayları, iç ve dış piyasaya güvenle sunduklarını belirten Durgun, “Başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere uluslararası pazarlardan seçkin ve kaliteli buğdaylar ithal ediyoruz. Anadolu’nun kadim topraklarında yetişen en iyi buğdayı arayıp getiriyoruz. İhracat ve iç piyasa ürün gruplarında 25 ayrı un çeşidi ile endüstriyel ve perakende pazarlara geniş yelpazede buğday unu tedarik ediyoruz. 50 yıl önce Samsun’un Bafra ilçesinde bir taş değirmenle başlayan hikayemiz bugün 3 kıtada 40’tan fazla ülkeye yaptığımız ihracatla ülke ekonomimize katkı sağlayan bir başarı hikayesine dönüştü. Son 5 yılı değerlendirecek olursak ciro artışımızda ciddi bir gelişim kaydettik. Bu büyümeyi sürdürülebilir hale getirmek için üretim kapasitemizi yüzde75 oranında arttıracak Çorlu’daki yeni fabrikamızın yapımında son aşamalara geldik. Var olduğumuz pazarlarda derinleşirken, ihracat pazarlarımıza bu yıl 5 yeni ülke daha eklemeyi planlıyoruz. 3’üncü tesisimizle üretim kapasitemizi üst düzeye çıkarmayı ve böylelikle uluslararası pazarda ülkemizi en iyi şekilde temsil edip dünya un ihracatında ilkler arasına girmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

“Çalışmalarımızın odağında inovasyon var”

Sürdürülebilirlik, Ar-Ge ve inovasyon odağında da çalışmalara devam ettiklerini söyleyen Durgun, "Müşteri taleplerine özel ve farklı ürünler geliştirilmesi için Ar-Ge'yi ön planda tutuyoruz. Yıllık ciromuzun yüzde 4'ünü Ar-Ge çalışmalarına ayırıyoruz. Güneş Enerjisi Santrali projemiz için çalışmalara devam ediyoruz. Endüstri 4.0, otomasyon ve dijital dönüşüm çalışmalarını da yakından takip ediyoruz. Yıl sonunda Çorlu’da devreye girecek 3’üncü üretim tesisimiz ve idari birimimiz bünyesinde bir de son teknolojiyle donatılmış laboratuvar kuruyoruz. En yüksek kalitede inovatif ürünleri dünya pazarına ulaştırarak bayrağımızı gururla temsil etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Dünyanın un ihtiyacını karşılayacak güce sahibiz”

Sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan Durgun, "Dünya un ihracatında yıllardır lider konumda yer alan ülkemiz 2022 yılında 3 milyon ton ihracatla birinciliğini sürdürdü. Buğday unu tüketimi dünyada artarak devam ediyor. Bu yüzden sektörümüz büyük bir potansiyel barındırıyor. Ülkemizdeki un fabrikaları yüzde 50 kapasite ile çalışıyor. Tam kapasiteyle çalışmamız durumunda Türk un sektörü dünyanın un ihtiyacını karşılayacak güce sahibiz. Türkiye’nin buğday üretiminin artmasının, hem un sanayisini hem unlu mamuller sektörüne değer katacaktır. Gerek bakanlığımızın gerekse Toprak Mahsulleri Ofisi'nin buğday üretiminin artışı için destekleri büyük önem arz ediyor. Orta vadede buğday üretimimizin daha da artıp dışa yönelimin azalacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

“Toprağa saygı temel felsefemiz”

Tahıl koridoru ve hububat ürünleri ithalatına getirilen gümrük vergisi ile ilgili görüşlerini paylaşan Durgun, “Yüzde 130’luk vergi kararı ile aslında normal vergi oranına dönüş yapıldı. Bu kararın çiftçiyi korumak adına önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Bu karar ile Tahıl Koridoru kapansa da fiyatlarda ciddi bir artış beklemiyoruz. Kendi buğdayımız iç piyasa için ihtiyacı karşılayacaktır. İhracatımız için ise dahilde işleme rejimi kapsamında buğday ithalatımız olacaktır. Un üretimi kadar katma değerli ihracat için buğday üretimi de büyük önem taşıyor. Buğday üretimimizi artırdığımız takdirde hem çiftçimizin hem de ülkemizin daha çok kazanacağına inanıyoruz. Tüm dünyayı etkileyen kuraklık özellikle 2021 yılında buğday üretiminde ciddi düşüşe neden oldu. 2022 yılında ise yüzde 12 artışla 19,7 milyon ton üretim sağlandı. Bu yıl da benzer miktarda rekolte bekleniyor. Eğer yağışlar bu şekilde devam ederse beklenti aşılabilir. Ancak her halükarda gelecek planlarımıza kuraklığı dahil ederek hareket etmemiz gerekiyor. Pakun olarak üreticimizi desteklemek adına kamu kurumlarıyla sürekli iletişim halindeyiz. Hem sektörümüzü hem de üreticilerimize değer katacak projeler için çalışıyoruz. Toprağa ve üreticiye saygı felsefemiz ışığında temiz tarım uygulamalarına katma değer yaratmaya devam edeceğiz” dedi.

“Sürdürülebilirlik kültürünü benimsiyoruz”

Pakun olarak esnek ve yaratıcı dünya görüşünü benimseyerek kurumsal yapılanmada çeşitli açılımlar gerçekleştirdiklerinin altını çizen Durgun, “Ses getiren sosyal sorumluluk projelerimizin yanı sıra karbon ayak izinin azaltılması gibi iklim ve çevre duyarlılığına yönelik çalışmalarımızla iş hacmimizi genişleterek sürdürülebilir büyüme yolunda ilerliyoruz. Temiz tarım ve güvenilir üretim temalarının ön plana çıktığı bir konjonktürde tahıl ticaretinin gelecekte daha da önemli hale geleceğini biliyor ve bunun için şimdiden gerekli adımları atıyoruz. Yaratmış olduğumuz kalıcı, çözüm odaklı ve sürdürülebilir ekosistemimiz, günden güne önemi artan dünya gıda ekonomisine örnek bir katkı sağlayacaktır. Finansal olmayan varlıkların yönetimine azami önem gösteriyoruz. Örneğin kurum kültürümüzün önemli bir parçası olan toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda dünyanın önde gelen endekslerinden biri olan Birleşmiş Milletler Cinsiyet Eşitliği ve Kadını Güçlendirme Birimi (WEPs) imzacısı olan ilk Türk un şirketi olduk. Ayrıca yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projeleri ve kampanyalarla da toplumsal dayanışma ve farkındalığın artırılmasına katkı sağlıyoruz” dedi.

Pakun’dan 50.yıl gururu..

Yarım asırdır bu topraklara hizmet ettiklerini vurgulayan Pakun Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Durgun, “Bu yıl sektörde 50’nci yılımızı kutlamanın gururunu yaşıyoruz. Başarılarımızı Eylül ayında düzenleyeceğimiz 50.Yıl Balomuz ile taçlandıracağız. Dünyanın önde gelen buğday üretim ve ihracat üssü olarak bayrağımızı her alanda daha yukarılara taşımak nihai hedefimizdir” diyerek sözlerini noktaladı.