'Üretimi yıpratan gündemlerden uzaklaşmalıyız'

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı A.Akgün Altuğ, 31 Mart’tan sonra önümüzde seçimsiz bir 4 yılın olduğunu belirterek, bu sürenin yeniden yapılanmaya her anlamda önemli bir fırsat olduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
'Üretimi yıpratan gündemlerden uzaklaşmalıyız'

HASAN COŞKUN / SAKARYA

“Seçim sonrasında üretimi yıpratan gündemlerden uzaklaşmalıyız” diyen Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı A.Akgün Altuğ, ülkenin seçim gündeminden çıkmasını, yatırım ve üretim ortamını güçlendirecek bir döneme adım atılmasını umut ettiklerini belirtti. Altuğ, seçim süresinde tüm tarafların seçim ekonomisi anlamında birçok vaatte bulunduklarına da dikkat çekerek, ancak bir de hem bireylerin hem de iş dünyasının yaşadığı piyasa gerçekleri olduğunu hatırlattı.

Enflasyonla mücadele

Finansmana erişimin her geçen gün zorlaştığını da dile getiren Altuğ, şöyle devam etti: “Bu konuda finans çevrelerinin (bankaların) iş dünyasını destekleyen çalışmalar yapmasını bekliyoruz. Çünkü enflasyondaki artışın, döviz kurları ve altın fiyatlarındaki yükselişin, fiyat artışlarının yerel seçimlerin ardından da devam edeceğine dair ekonomistlerin yorumları var ki bu da iş dünyası olarak bizleri tedirgin ediyor. Uzman görüşleri doğru çıkarsa özellikle Nisan ve Mayıstan itibaren enflasyonda ciddi oranda artış olacaktır. Resmi verilere göre enflasyon aylık bazda yavaşlamış olsa da geçen yılın aynı ayının üzerinde gerçekleştiği ve yıllık enflasyonun yükseldiğini görüyoruz. Dolayısıyla, gelecek kaygısı, tedirginlik ile endişenin yaşandığı, güven ortamının sağlanamadığı bir iklimde ekonominin iyileşmesi beklenemez. Seçimlerin ardından bu sorunların çözüldüğü bir güven ortamı en büyük beklentimiz. Dolayısıyla enflasyonla mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülmesini doğru buluyoruz.”

Daha fazla ihracata ihtiyacımız var

“Böylesine zor bir denklemin içinde üreten kesim olarak ‘evet bu sorunlar var ve çözülmesi gerekiyor’ diyerek bekleyemeyiz” diyen Altuğ, şöyle devam etti: “Dijital dönüşüm, yapay zeka, sürdürülebilirlik, AR-GE ve inovasyon, farklı pazar arayışları, enerji verimliliği gibi unsurlarla rekabet gücümüzü arttırmaya odaklanmalıyız. Bu kritik süreçte daha az hasar almamıza destek olacaktır.  Bunu bir külfet olarak görmemeli, dünyaya uyum sağlamalıyız. Diğer taraftan bakıldığında ise Türkiye’nin döviz gelirine ihtiyacı var. Yani daha fazla ihracata ihtiyacımız var. Dolayısıyla ekonomiye yeni ihracatçı firmalar kazandırmamız ve mevcut firmalarımızın desteklenmesi gerekiyor. Bu hepimizin sorumluluğudur.”