Schengen vize krizi derinleşiyor: Türkiye’de yatırım yoluyla oturum ve vatandaşlık programlarına ilgi artıyor

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında derinleşen Schengen vize sorunu, yalnızca seyahat özgürlüğünü değil, eğitim, ticaret ve yatırım alanlarını da doğrudan etkiliyor. Bu durum, özellikle öğrenciler, akademisyenler ve iş insanları için ciddi zaman ve kaynak kaybına yol açarken; yatırım yoluyla oturum ve vatandaşlık programlarına ilgiyi artırıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Schengen vize krizi derinleşiyor: Türkiye’de yatırım yoluyla oturum ve vatandaşlık programlarına ilgi artıyor

2025 itibarıyla vize sorunu, Türkiye açısından yapısal bir problem haline gelmiş durumda. TÜRSAB’ın 2024 verilerine göre Schengen ülkelerine yapılan başvuruların yüzde 18’i reddedildi. Öğrenci vizelerinde bu oran yüzde 30’a çıkarken, kısa süreli iş vizeleri için ortalama işlem süresi 27 iş günü olarak ölçüldü.

Henley & Partners Türkiye Yönetici Ortağı Burak Demirel, vize krizinin yalnızca bürokratik bir engel olmadığını belirterek, “Vize sorunları artık yatırım stratejilerinin yeniden tanımlandığı bir dönüm noktası” değerlendirmesinde bulundu.

Henley & Partners Türkiye Yönetici Ortağı Burak Demirel

Alternatif arayışlar mevcut

Artan ret oranları ve uzun randevu bekleme süreleri, yatırım yoluyla oturum ve vatandaşlık programlarını öne çıkarıyor. Yunanistan ve Portekiz’in sunduğu oturum programları daha düşük maliyetli çözümler sunarken; Malta, Avusturya ve Karayipler’deki yatırım temelli vatandaşlık programları daha kalıcı haklar sağlıyor.

Öne çıkan bazı programlar şöyle:

Yunanistan Altın Vize Programı: 250 bin Euro’dan başlayan gayrimenkul yatırımıyla beş yıllık oturum hakkı.

Portekiz Altın Oturum İzni: 500 bin Euro’luk fon yatırımıyla beş yıllık oturum ve vatandaşlık sürecine geçiş.

İtalya Yatırım Yoluyla Oturum Programı: 250 bin Euro’dan başlayan yatırımlarla iki yıllık oturum izni.

Demirel, oturum ve vatandaşlık arasındaki farkı şu sözlerle özetledi: “Oturum programları esnek ama geçici; vatandaşlık ise ömür boyu devam eden ve nesiller arası aktarılabilen bir yatırım modeli.”

Pasaport, yeni bir yatırım aracı

Uzmanlara göre, yatırım yoluyla vatandaşlık artık yalnızca seyahat özgürlüğü değil, aynı zamanda portföy çeşitlendirmesi için bir enstrüman olarak görülüyor. Örneğin Karayipler pasaportları Türk pasaportuyla birlikte 175 ülkeye vizesiz erişim sağlarken, Avusturya vatandaşlığı bu sayıyı 190’a çıkarıyor.

Demirel, bu yeni yaklaşımı “Nasıl döviz, altın ya da hisse senedi bir portföy aracıysa, pasaport da artık bu portföyün bir parçası” sözleriyle tanımlıyor.

Geleceğin yatırım trendlerinden biri

Henley & Partners’ın öngörüsüne göre artan vize sorunları ve değişen göç politikaları, alternatif vatandaşlık ve oturum programlarını geleceğin önemli yatırım araçlarından biri haline getirecek.

Türkiye’de giderek büyüyen bu eğilim, bireylerin yalnızca seyahat özgürlüğü arayışının değil, aynı zamanda uzun vadeli finansal ve demografik planlamalarının da bir parçası olmaya aday görünüyor.

Şirket Haberleri