Ali Ülker: Her insan farklılığıyla, olduğu gibi değer görmeli

Dünya genelinde 98 ülkenin pasaportunu taşıyan 75 bin çalışanı çatısı altında toplayan Yıldız Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, Nöroçeşitlilik Kutlama Haftası için kaleme aldığı yazısında, her insanın farklılıklarıyla 'olduğu gibi' değer görmeyi hak ettiğini dile getiriyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ali Ülker: Her insan farklılığıyla, olduğu gibi değer görmeli

 

Çeşitliliğin kapsamı çok geniş! / Çeşitlilik deyip geçmemek lazım, mevzu derin… / Nöroçeşitliliği neden bu kadar önemsiyoruz? / Nedir bu nöroçeşitlilik ve neden bu kadar önemli?

Çeşitlilik bugün iş dünyasında herkesçe bilinen ve çokça ele alınan bir konu. Çoğu organizasyon, çeşitliliğin beraberinde pek çok fırsatı getirdiğinden ve kapsayıcı bir tutumla yönetilmesi gerektiğinden haberdar. Bu amaçla departmanlar kuruluyor, projeler yürütülüyor, etkinlikler düzenleniyor ve eğitimler alınıp veriliyor. Fakat burada, meselenin özünü gözden kaçırmamak gerekiyor. Çeşitlilik anlayışı ne yazık ki genellikle daha yüzeysel kalıyor. Aslında farklılıklarımız öyle çok ki adeta farklılıklarımızdan yapılmış gibiyiz! Her birimizin dünyayı algılama ve yorumlama, aynı dünyanın ve ortamın içinde iş görme biçimlerimiz kendimize özgü.

Bugün Yıldız Holding deyince dünya genelinde 98 farklı ülkenin pasaportuna sahip 75 bin çalışandan ve onlarca kültürden söz ediyoruz. Yalnızca çalışma arkadaşlarımız değil, tedarikçilerimiz ve iş ortaklarımız, ayrıca her lokmada mutluluk vaadiyle hizmet verdiğimiz milyarca tüketicimiz de muazzam bir çeşitliliği temsil ediyor. Bütün bu çeşitliliğin içinde var oldukça, insan kaçınılmaz olarak farklılıklarımızın da aslında ne kadar çok katmanı olduğunu gözlemleme şansı elde ediyor. İnsanı ve mutluluğu merkeze alan kurum kültürümüz ve tüm dünyadaki faaliyetlerimize rehberlik eden global değerlerimiz uyarınca, bu konuya özel bir önem veriyoruz. Bunu hem sorumluluğumuz hem de işimizin sürdürülebilirliği açısından bir gereklilik olarak görüyoruz.

Hatırlarsanız, 2023 yılını “Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” yılı ilan etmiş ve bu çerçevedeki tüm çalışmalarımızı hızlandırmıştık. Fırsat eşitliği ilkemizle çok yakından bağlantılı olan bu konuyu ne kadar vurgulasak az. Zira Yıldız Holding’de yalnızca kültürel farklılıklarla sınırlı kalmayıp bireysel farklılıkları da kapsamayı ve bu bilinci tüm paydaşlarımıza yaymayı çok önemsiyoruz. Ne mutlu bize ki bu sene 16.’sını düzenlediğimiz Senenin Yıldızları Ödül Töreni’nde iki Yönetim Kurulu Başkanı Özel Ödülü’nden birini “Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” kategorisinde hayata geçirilen çok özel bir projeye verdik. Lider gıda şirketlerimizden pladis’te (Birleşik Krallık ve İrlanda) geliştirilen “Nöroçeşitlilik Ağı” (“Neurodiversity Network”) projesinin, kapsayıcı yaklaşımı ve yenilikçi uygulamalarıyla büyük bir başarı olduğu muhakkak.

Peki, nedir bu nöroçeşitlilik?

Nöroçeşitlilik (neurodiversity) temel olarak insan beyninin farklı çalışma ve bilgiyi yorumlama şekillerini ifade eden bir kavram. Biz insanlar, doğal olarak, farklı biçimlerde düşünüyor, algılıyor, öğreniyor ve iletişim kuruyoruz. Bu aslında gayet iyi bildiğimiz bir gerçek. Fakat ne yazık ki yaşamın her alanındaki yerleşik sistem ve uygulamalarımız bu farklılıkları kapsayacak şekilde tasarlanmamış durumda. İnsanların yüzde 15 ila 20’sinin “nörolojik olarak farklı” (neurodivergent) olduğunu biliyor muydunuz? Yani yaklaşık olarak her beş insandan birinin nörolojik işlevleri tipik ya da normal addedilenlerden farklı. “Nöroçeşitlilik Ağı,” iki tutkulu çalışma arkadaşımız Annabelle Williams ve Grace Fairey’nin, kendi yaşadıkları güçlükleri fırsata dönüştürmek ve gerek şirket gerekse toplum bazında değer üretmek üzere geliştirip hayata geçirdikleri bir proje. Özetle; herkesin farklılıklarıyla, “olduğu gibi” değer gördüğünü hissettiği ve gündelik zorlukların üstesinden daha kolay gelmesini sağlayacak araçlara erişebildiği kapsayıcı bir ortam tesis etmeyi amaçlıyor. Hem çalışma arkadaşlarımızı destekleyen hem de muazzam iş faydaları sağlayan bu özel proje, gerçekten ilgiyi ve takdiri hak ediyor.

Otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, disleksi, obsesif-kompulsif bozukluk gibi nörolojik durumlardan mustarip olan pek çok insan, aslında olağanüstü yeteneklere sahip. Örneğin, bundan yıllar önce yapılan bir çalışma otizmli bireylerin sorun çözmede yüzde 40’a varan oranlarda daha hızlı olduklarını belirtiyor. Yahut DEHB’li çalışanların alışılmışın dışında perspektifler sunarak çok daha yaratıcı çözümler geliştirebildikleri biliniyor. Buna rağmen, bu bireyler genellikle işverenler tarafından tercih edilen profillere uygun olmuyor. Hâl böyle olunca, işe alım süreçleri konvansiyonel tekniklere dayalı olan kurumlar bu yetenekleri gözden ve dolayısıyla elden kaçırıyorlar. Bu kimseler de yeteneklerini kullanarak ışıldayabilecekleri iş ve gelişim olanaklarından mahrum kalıyorlar.

Oysa bu durumu tersine çevirmek ve herkes için fayda üretmek mümkün! Bunu fark eden bazı büyük global şirketler hâlihazırda işe alım süreçlerini “nörolojik olarak farklı” yeteneklere de erişebilecekleri şekilde güncellemiş, bu amaca yönelik özel programlar geliştirmiş durumdalar. Bunun da üretkenlikten kaliteye, inovasyon kapasitesinden çalışan bağlılığına kadar pek çok alanda önemli faydaları oluyor.

Farklılıkların kapsanması, eşit fırsatların yaygınlaşması her zaman olumlu gelişmeleri mümkün kılıyor! Burada da kurum kültürü ve liderlik yaklaşımı kilit rol oynuyor. Nöroçeşitlilik programlarındaki çalışanların yerleşik uygulamaların dışında kalan bazı ihtiyaçları olduğundan, yöneticilerin standardizasyon yoluyla uyumluluk sağlamak yerine kişiye özgü ortam ve bağlamlar oluşturma anlayışına geçiş yapmaları gerekiyor. Aydınlatmada değişiklikler yapmak ya da gürültü önleyici kulaklıklar sunmak gibi çok da yüksek maliyetli olmayan birtakım uygulamaları hayata geçirmek üzere basit adımlar atmak için daha özelleştirilmiş bir yaklaşım şart.

Yıldız Holding’de her bir yıldızımız için destekleyici, besleyici ve kapsayıcı çalışma ortamları ve iş süreçleri tesis etmek en temel önceliklerimizden birini oluşturuyor. Çünkü biliyoruz ki her birimizin yetenekleri kadar ihtiyaçları da farklı ve birlikte daha güçlüyüz! Ortak hedeflerimiz için iş birliği içinde çalışırken birbirimizin farklılıklarına alan açmanın ortaya çıkardığı farkı her gün tüm dünyada pek çok vesileyle gözlemliyoruz. “İnsana Yatırım,” “Fırsat Eşitliği” ve “Mutlu Et Mutlu Ol” derken tam olarak bunu kastediyoruz. Kampüslerimizin düzeninden iş süreçlerimize, işe alım süreçlerimizden sunduğumuz gelişim olanaklarına kadar pek çok alanda her bir yıldızımızın “kendisi gibi” ışıldayıp potansiyelini gerçekleştirmesini hedefliyoruz.

Annabelle ve Grace de pladis Birleşik Krallık ve İrlanda’da hayata geçirdikleri “Nöroçeşitlilik Projesi” kapsamında, “nörolojik olarak farklı bireylerden” oluşan ekiplerin yüzde 30 oranında daha üretken, altı kat daha yaratıcı olduklarını, dayanıklılık ve sorun çözümü açısından öne çıktıklarını ve yüksek çalışan bağlılığı gösterdiklerini belirtiyorlar. pladis’in Yıldız Holding global değerlerini esas alan çeşitlilik ve kapsayıcılık stratejisine nöroçeşitlilik hususunu da dâhil etmek üzere geliştirdikleri bu projenin ortaya çıkardığı olumlu etki gerçekten takdire şayan!

Bu noktada, nöroçeşitliliği dikkate alan ve etkili araçlarla destekleyen kurumların elde ettikleri kazanımların iş başarısı ve rekabetin yanı sıra toplumsal faydaları da olduğunu ısrarla vurgulamak istiyorum. Toplumsal fayda hedefiyle faaliyet gösteren küresel bir kurum olarak, Yıldız Holding’de kendi çalışma arkadaşlarımızdan başlayarak, toplumun tüm üyelerinin kendilerini, ihtiyaçlarını ve yeteneklerini özgürce ifade edebilmelerine yönelik uygulamalar geliştirmeyi önemsiyoruz. Bir diğer lider şirketimiz McVitie’s’in ruh sağlığı odaklı yardım kuruluşu Mind ile iş birliği içinde hayata geçirdiği “Let’s Talk” (“Haydi Konuşalım”) uygulaması da bu kapsamda atılmış örnek bir adım. Çay yanında tüketilen bisküvi eşliğinde edilen sohbetlerden ilham alan bu proje, tüm ülkeyi sohbete, konuşmaya ve sorunlarını, ihtiyaçlarını ifade etmeye davet ediyor. Sosyal teması artırmaya yönelik bu girişimin de ziyadesiyle anlamlı ve gerekli olduğunu düşünüyorum.

ÖĞRENME, GELİŞİM, TOPLULUK UYUMU VE İNOVASYON AÇISINDAN ÖNEMLİ

Nöroçeşitlilik konusundaki bilgi ve farkındalık düzeyi ülkemizde henüz yeterli düzeyde olmamakla birlikte, yakın zamanda bu alanlarda dikkat çekici bir artış yaşanacağını öngörebiliriz sanıyorum ki. Zira her alanda olduğu gibi, etkileşim ve bu konudaki çalışmaların olumlu sonuçları arttıkça, ilgi de bilgi de çoğalacaktır. Yalnızca iş dünyası ve iş başarısı açısından değil, genel olarak öğrenme, gelişim, topluluk uyumu ve inovasyon açısından büyük önem taşıyan nöroçeşitlilik çalışmaları, muhakkak ki Türkiye’de de geniş ölçekte karşılık bulacaktır.

Toparlayacak olursak, çeşitlilik ve kapsayıcılık konusu gerçekten ve işte bu sebeplerden çok önemli. Bu konuda farkındalık oluşturmaya yönelik her türlü gayretin desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yıldız Holding ve şirketlerinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu alandaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeni nesil liderlik ve iş yaklaşımlarının, eşit fırsatların toplumun tamamına yayılmasını destekleyeceğini ümit ediyor; yeni nesil çalışanların da dönüşüme büyük bir güç katacaklarına inanıyorum. Desteklenen farklılıklarıyla ve yetenekleriyle parlayan yıldızlarımızın ışığının tüm dünyayı sarması ve sürdürülebilir yarınlara güç sağlaması temennisiyle…

NÖROÇEŞİTLİLİK KUTLAMA HAFTASI

Nöroçeşitlilik Kutlama Haftası’ndan (Neurodiversity Celebration Week) bahsetmek istiyorum. Nöroçeşitlilik savunucusu Siena Castellon tarafından başlatılan Nöroçeşitlilik Kutlama Haftası, insanların nörolojik farklılıklarını kutlayarak nöroçeşitliliği olan bireylerin topluma daha iyi entegre olmalarını teşvik eden bir etkinliktir. 18 Mart ile 24 Mart haftası kutlanılan bu hafta, otizm, disleksi gibi nörolojik azınlıklara odaklanarak, onların güçlü yönlerini ve yeteneklerini vurgular.

Nöroçeşitlilik Kutlama Haftası, sadece nörolojik farklılıklara sahip bireyleri değil, aynı zamanda tüm toplumu kucaklayarak farkındalık yaratma ve anlayışı artırma fırsatı sunuyor. Nöroçeşitlilik Kutlama Haftası aynı zamanda iş yerlerinde de önemli bir rol oynar. Bu hafta, iş yerlerinde nöroçeşitliliğe sahip bireylere daha fazla fırsat sunarak, onların benzersiz bakış açılarıyla şirketlerin daha rekabetçi ve başarılı olmasına yardımcı olabilir. Benim için, nöroçeşitlilik insanlığın bir zenginliği ve güzelliğidir. Her bireyin kendine özgü özellikleriyle kabul edilmesi ve desteklenmesi, daha kapsayıcı bir toplumun inşası için önemli bir adımdır. Bu nedenle, Nöroçeşitlilik Kutlama Haftası gibi etkinliklerin, toplumda daha fazla empati, saygı ve anlayışın yayılmasına yardımcı olduğuna inanıyorum.