“Çatı GES potansiyelimizden yararlanmak için özel teşvik mekanizması şart”

ENSİA Başkanı Alper Kalaycı, GES’lerin, sınırda karbon düzenlemesi nedeniyle ekonomi; kişilere kendi elektriklerini üretme fırsatı sağlamasıyla kalkınma; elektrik tarifelerindeki sübvansiyon nedeniyle maliye politikaları açısından kritik önemde olduğuna dikkat çekti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Çatı GES potansiyelimizden yararlanmak için özel teşvik mekanizması şart”

İZMİR / EKONOMİ

Türkiye’nin tam bir güneş ülkesi olduğunu dile getiren Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, çatılara kurulacak güneş enerjisi santrali potansiyelinden yararlanılabilmesi için özel teşvik mekanizmasının şart olduğunu belirtti.

Anadolu ve Trakya coğrafyasının her köşesinde güneş enerjisinden yararlanılabileceğini ifade eden Kalaycı, “Bu sonsuz enerji kaynağını ülkemizin ortak refahına hizmet eder noktaya taşımamız mümkün. Güneş enerjisinde potansiyelinin çok altında kurulu güce sahip olan Türkiye, 2024 yılı Şubat ayı itibarıyla 12 bin Megavat seviyesine ulaşarak rüzgâr enerjisini geride bırakmayı başardı.  Lisanslı santral kurulumlarında 10 yıllık bir mazisi olan güneş enerjisinin, 26 yıllık mazisi olan rüzgâr enerjisini geride bıraktığına dikkat çekmemiz gerekiyor. Toplam kurulu gücümüz içerisinde yüzde 11 paya sahip olan güneş enerjisinde, gerçek potansiyelimizin ortaya çıkarılması için kuşkusuz çatı tipi güneş enerji santralleri yaşamsal rol üstleniyor” dedi.

Çatı GES potansiyelimiz 120 GW

Sadece temiz enerji noktasında değil, karbon yakalama, enerji bağımsızlığı ve çevresel sürdürülebilirliğe etkisi açısından da çatı tipi GES’lerin yaygınlaşması gerektiğini vurgulayan Kalaycı, “Fiziki koşulları ve finansman gücü olan her kişi ve her kurum güneşten enerji elde etmeli. Bu potansiyelin tam anlamıyla kullanılabilmesi için etkili teşvik mekanizması ve destek sistemi lazım. Yatırımcıları çekmek ve çatı GES projelerini ekonomik açıdan çekici hale getirmek için finansal teşvikler, vergi avantajları ve düzenleyici kolaylıklar sağlanmalı” diye konuştu.

Enerji sektörüne veri analizi boyutunda katkı sağlayan Ember Climate verilerine göre Türkiye’nin çatı tipi GES’lerden üretebileceği potansiyel elektrik enerjisinin kurulu gücünün 120 bin MW seviyesinde olduğuna dikkat çeken Kalaycı, “Arazi gereksiniminin olmaması ve tüketimle aynı noktada üretim sağlaması nedeniyle enerji politikaları açısından önem taşıyan çatı GES’ler, sınırda karbon düzenlemesi nedeniyle ekonomi; kişilere kendi elektriklerini üretme fırsatı sağlamasıyla kalkınma; elektrik tarifelerindeki sübvansiyon nedeniyle maliye politikaları açısından da kritik rol oynayacak” dedi.

Rol modelimiz Almanya olmalı

Güneş enerjisi konusunda Türkiye’nin rol modelinin Almanya olması gerektiğini dile getiren Kalaycı, “Bizim güneş enerjisinde en verimsiz olarak gördüğümüz bölge, Almanya’nın en verimli bölgesinden çok daha yüksek potansiyele sahip. Buna karşılık biz güneşte 11 bin MW seviyesini yeni aşarken, Almanya verimsiz güneşi ile 70 bin MW, yani bizden yedi kat daha fazla enerji üretiyor. Güneş enerjisinde potansiyel kurulu gücümüz 200 bin MW’ın üzerinde. Sadece bunu devreye alsak, iki Türkiye’nin enerjisini üretmemiz mümkün hâle gelecek. Güneşteki yatırım ivmesinde önceliğimizin her zaman çatı tipi GES’lerde olmalı. Enerji sektörüne ne kadar çok vatandaşımızı üretici olarak çekersek, enerjide dışa bağımlılığımızı o derecede azaltacak ve kalkınmamızı bir o kadar fazla gerçekleştireceğiz. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları içinde en yüksek seviyede potansiyele sahip kaynağı olan güneş enerjisinde, gelecek 12 yılda yoğun bir yatırım ajandasına sahip olacağımızı da anımsatmak istiyorum” görüşünü ifade etti.

12 yılda 5 kat büyüyeceğiz

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan Ulusal Eylem Planı’na göre 2035 yılında 189 bin 700 MW’a ulaşması beklenen toplam kurulu güç içerisinde güneşin payının 52 bin 900 MW olacağını hatırlatan Alper Kalaycı, “Bu hedef; bugüne kadar yapılan güneş enerjisi yatırımının 5 katı. Dünya genelinde de trend çok farklı değil.  2030 yılında küresel elektrik talebinin yüzde 50’sini yenilenebilir enerji kaynakları karşılayacak. Yenilenebilir kaynaklar arasında ise en büyük gelişmeyi güneş enerjisi sağlayacak. Güneş enerjisi kapasitesi, 2030 yılına kadar yıllık yaklaşık 280 GW artacak ve yılda ortalama yüzde 12 büyüyecek.  Tüm veriler, güneş enerjisinde adeta varlık içinde yokluk çeken ülkemizin, gerçek potansiyelinin farkında olarak, sektörün sürdürülebilir büyümesine stratejik önem atfetmesi gerektiğini söylüyor” diye konuştu.