Bu yaz strateji değişebilir: Mayısta al, arkana yaslan!

“Mayısta sat ve git” stratejisi bu yıl pek rağbet görmeyecek... Son 4 haftada yabancı girişi 1,2 milyar dolara ulaştı. Endeks 10 bin kapısını açtı ve neredeyse tüm raporlar 3-5 ay sürebilecek ara zirveler eşliğinde daha da güçlü bir ikinci yarıyı işaret ediyor. Borsa İstanbul’un yaz hikâyesinin muhtemel manşeti şu olabilir; "Mayıs’ta al ve arkana yaslan!"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bu yaz strateji değişebilir: Mayısta al, arkana yaslan!

Serap SÜRMELİ

“Mayıs’ta sat ve git” stratejisi bu yıl Borsa İstanbul’da pek öngörülmüyor. Sadece son 4 haftada hisse senetlerine giriş yapan yabancı sermaye miktarı 1,2 milyar dolara ulaştı ve devam ediyor. Endeks 10 bin kapısını açtı ve neredeyse tüm raporlar üç ila beş ay sürebilecek ara zirveler eşliğinde daha da güçlü bir ikinci yarıyı işaret ediyor. Borsa İstanbul’un yaz hikâyesinin muhtemel yeni manşeti; Mayıs’ta al ve arkana yaslan!

Düzenli olarak borsada yatırım yapıyorsanız muhtemelen “Mayıs’ta sat, git” deyimiyle karşılaşmışsınızdır. Bu söz, hisse senetlerinin Kasım ayından Nisan ayına kadar olan 6 aylık dönemde Mayıs ayından Ekim ayına göre daha fazla arttığı şeklindeki genel kabul gören prensibe dayanıyor. Piyasa oyuncuları, yaz aylarını bir sindirim dönemi olarak görmeyi seviyorlar. Ancak “Mayıs’ta sat ve git” stratejisi bu yıl Borsa İstanbul’da pek sevilmiyor. Erkenci satıcıların Borsa İstanbul’da işi biraz ağırdan almalarının anlaşılabilir bir nedeni var; BIST-100 endeksi 10 bin kapısını açtı ve ezbere bir satış hareketini muhtemel haber akışıyla mali açıdan cezalandırabilecek kadar güçlü duruyor.

Aslında bir motto ile özetleyebileceğiniz herhangi bir yatırım stratejisi muhtemelen kötüdür. Her Mayıs, bir öncekiyle aynı görünseydi, bir miktar mantıklı olabilirdi. Ancak, mevsimsel eğilim ortalamaları elbette yıldan yıla büyük dalgalanmaları gizliyor. Borsa İstanbul’un son 10 yıldaki Mayıs performansına bakıldığında 6 kez pozitif, 4 kez negatif getiri sağlamış. Borsa İstanbul tarafında umut verici olan ise, neredeyse tüm raporların üç ila beş ay sürebilecek ara zirveler eşliğinde daha da güçlü bir ikinci yarıyı işaret ediyor olması.

Mevcut senaryo, bu yaz likit hisseler ve döngüsel sektörlerin haricinde, enfl asyon muhasebesi nedeniyle taban olan hisseleri de ön plana taşıyor. Yabancı yatırımcılar geçtiğimiz Haziran ayından bu yana 3,7 milyar dolarlık hisse senedi satın aldı. Bunun 1,2 milyar dolarlık kısmını ise son 3,5 haftada portföylerine kattılar. Borsa İstanbul’un yaz hikâyesinin büyük bir manşeti var; Mayıs’ta al ve arkana yaslan! Piyasanın ve ekonominin olumlu ivmesini koruyabileceği konusunda iyimser bir grup uzman, değişken ve sürprizlere gebe bir yazda satın alınabilecek en iyi hisse senetlerini ve takip edilmesi gereken seviyeleri sıraladı.

UZMANLAR NE DEDİ?

ALB YATIRIM ARAŞTIRMA ANALİSTİ AHMET DENİZ YAĞBASAN

“MAYIS’TA SAT VE GİT” MOTTOSU TERSİNE DÖNEBİLİR

2023 yılında Ortodoks ekonomi modeline geri dönülmesi ile birlikte Borsa İstanbul’da geçtiğimiz yıllarda azalan yabancı oranı yerini tekrar yükselişe bıraktı. Bu paralelde de 2023 Haziran ayından 12 Nisan 2024 haftasındaki sürece kadar Borsa İstanbul’a 3,7 milyar dolar para girişi gerçekleşti. Son 4 haftalık süreçte ivme daha da hızlanarak 1,2 milyar dolarlık hisse senedi alımı gerçekleşti. Geçtiğimiz yıllar itibarıyla klasikleşen “Mayıs’ta sat ve git” mottosu bu yıl tersine dönebilir. Yerel seçimler öncesinde politika faizinin 500 bps daha artırılması yabancı yatırımcılarının politikaya olan güvenini artırdı. Gelecek haftalarda da S&P Global tarafından Türkiye’nin kredi not ve görünüm kararı oldukça önem arz etmektedir. Her ne kadar beklenti görünümün pozitife notun ise bir kademe yukarıya revize edilmesi yönünde olsa da Borsa İstanbul bu beklenti ve haber akışları dolayısıyla pozitif bir ivme gösterebilir. Ayrıca Haziran ayında Türkiye’nin gri listeden çıkma ihtimali de hem yerli hem de yabancı yatırımcı için Mayıs ayında Borsa İstanbul’da kalmak için bir sebep olarak belirtilebilir.

Bu paralelde de yaz döneminin yaklaşıyor olması nedeniyle havacılık sektöründe THYAO, PGSUS ve TAVHL gibi şirketler portföylerde yer verilebilir ya da ağırlığı artırılabilir. Bankacılık ve holding sektörlerinin son yükseliş ivmesine rağmen hâlâ iskontolu olması bu sektörleri portföylerde yer alması gereken sektörler arasına sokmaktadır. Ayrıca iletişim sektöründen TCELL ve gıda sektöründe CCOLA ve AEFES gibi şirketlere de yer verilebilir.

Borsa İstanbul’da kısa vadede 10.000 seviyesinin kapısı aralandı. Bu hedefe de endekste genele yayılan yükselişle kısa vadede ulaşılabilir. Yatırımcıların asıl odaklanması gereken nokta 312 dolar ve 2015 yılından beri geçilemeyen 320 dolar seviyesidir. Bu seviyelere ulaşma sürecinde bazı sektör ve hisseler daha da ön plana çıkabilir. Burada başı çekenler ise havacılık, bankacılık, holding ve enerji şirketleridir.

Öte yandan ons altının bir süredir Fed ile olan faiz korelasyonu koptu. Güçlü dolar karşısında değer kazanan değerli metal için jeopolitik sebepler ve Merkez Bankaları tarafından talep edilen fiziki altın talebi önem arz etmektedir. 2.430 dolar seviyesini gördükten sonra bir miktar geri çekilme yaşayıp yatay bantta seyreden değerli metal, jeopolitik risk iştahının sona ermesi ve Fed’in faizleri bir süre daha yüksek seviyede kalacağına ilişkin beklentiler dolasıyla diğer yatırım enstrümanlarına karşı kısa bir süre negatif ayrışma gösterebilir. Bu paralelde de ons altında 2.230 ve 2.150 seviyelerine kadar yaşanabilecek düşüşler bir alım fırsatı olarak değerlendirilebilir.

Doların güçlü seyri riskli varlıklara yönelik yatırım iştahını azaltmaktadır. Dolayısıyla bu durum başta gelişmekte olan ülke piyasalarına yönelik yabancı yatırımcı ilgisini kısıtlayabilir. Gelişmekte olan ülke borsalarına göre Borsa İstanbul’un daha iskontolu olması bu yabancı yatırımcı girişindeki ivmeyi azaltsa da Borsa İstanbul özelinde durmasını beklemiyorum. Bu konjonktürde Türkiye’nin de güven ve istikrara dayalı ekonomi politikalarının devam etmesi, henüz tam anlamıyla primlenmemiş Türk varlıklarına yönelik yatırım iştahını daha da artırabilir.

AHLATCI YATIRIM GENEL MÜDÜR YARDIMCISI TONGUÇ ERBAŞ

FİYAT GERİ ÇEKİLMELERİ ORTA VADEDE FIRSAT

Özellikle yerel seçimler yerel seçimler ve bayram arasının sonrasında ekonomi politikaları ve enfl asyon ile mücadeleye odaklanılacağına yönelik açıklamalar ve girişimler Türkiye’nin yeni bir başarı hikâyesi yazabilmesi konuşunda yabancı yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Bununla beraber dış ilişkilerde ABD başta olmak üzere Irak, Yunanistan ve Almanya gibi ülkeler ile yakın temaslarda siyasi ve ekonomik yakınlaşmalar bu beklentilere destek oluyor. Diğer taraftan 3 Mayıs tarihinde gerçekleşecek S&P Türkiye not değerlendirmesi ve 24 Nisan Fitch Türkiye görünüm toplantısı kredi notu iyileştirmesi içinde beklenti yaratıyor.

Bu gelişmeler sonrasında Haziran ayında Türkiye’nin gri listeden çıkma ihtimalinin de yüksek olması Mayıs ayında Türk Lirası varlıklara ilginin artabileceğini gösteriyor. Bu nedenle “Mayıs ayında sat ve git” algısı bu yıl Türkiye için tersine dönebilir. Öne çıkabilecek sektörler bankacılık, holdingler, ulaştırma olmaya devam ederken, hisse bazlı değerlendirdiğimizde uzun vadeli model portföyümüzde yer alan BOBETASELS- ENKAİ- KORDS-TAVHLKOZAL- VESBEEREGL- ECİLC ve SISE hisselerinin ön plana çıkabileceğini düşünüyoruz. Bir diğer önemli gelişme de enfl asyon muhasebesi ile paylaşılan 2023 yılı finansal tablolarında bu sistemden teknik olarak olumsuz etkilenen hisselerin net kârlarında dönemsel bozulmaların gerçekleşmesi ve bu durumun fiyatlara yansımasıydı.

Özellikle yıl sonu bazı değerlemeler ile dönemsel net kâr yükselişleri de örselenmiş oldu. 2024 ilk çeyrek finansal tablolarında benzer bir etkinin görülmeyeceğini ve şirketlerin enfl asyon muhasebesine geçiş ile faaliyetlerini bu sitem üzerine düzenleyeceklerini düşünüyoruz. Bu nedenle faaliyet kârları ve operasyonlarında bozulma olmayan ama dönemsel finansal tablolarında beklentileri karşılamayan şirketlerin yaşadıkları fiyat geri çekilmeleri orta vadeli fırsat olarak değerlendirilebilir. Endeks genelinde ise yeni zirvelerin test edilmesi yabancı ilgisinin artması ile gerçekleşebilir. Bu nedenle 12.000 veya biraz üzerinde endeks bazlı yıl sonu beklentimizi koruyoruz. Sektörler tarafında, holdingler, telekomünikasyon ve ulaştırmanın güçlü kalacağını düşünüyoruz. Sigortacılık, gıda perakendeciliği, yenilenebilir enerji ise endekse göre getiri veya nötr bakabileceğimiz hisseler.

Demirçelik, otomotiv ve savunma sanayi ile yazılım sektörü ise sürpriz sektörler olarak takip edilebilir. Küresel piyasalarda ise yıl içerisinde ABD doları Fed’in beklenenden daha geç faiz artışı yapacağı beklentisi ile beklenenden daha değerli fiyatlandı. Yurt içinde ise yaşanan kur yükselişi sonrasında merkez bankasının sıkı para politikası uygulaması ve spekülatif beklentilerin kur üzerinde azalması ile daha yatay fiyatlamaların gerçekleşeceği bir döneme giriş yaptığımızı düşünüyoruz. Diğer taraftan Fed başta olmak üzere majör merkez bankalarının beklenen faiz indirimlerini ötelemesi gelişmekte olan ülkelere beklenen fon akışının gecikmesine neden oluyor. Paranın maliyetinin yüksek olması ayrıca borçlu ülkelerin ekonomilerini etkiliyor. Türkiye için küresel piyasalardan ayrışabileceği bir ekonomik durum ve kredi notu artan, ülke risk primi gerileyen, sermaye için getiri potansiyeli yüksek olan bir ülke konumunda olmak Borsa İstanbul içinde momentumu bozucu etkinin bu başlık altında sınırlı kalmasına neden olabilir. Bu nedenle endekste yabancı ilgisi ile birlikte yükselişi devam etmesini bekliyoruz.

İNTEGRAL YATIRIM ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ SEDA YALÇINKAYA

DOLAR/TL KURU BORSADAKİ RİSK İŞTAHINI BOZMAZ

“Mayıs’ta sat ve git” mottosu bu yıl işlemeyebilir. Artık yeni bir hikâyemiz var ve bu giderek yayılmaya devam ediyor. Önemli gündem maddeleriyle Mayıs ayına giriyoruz. ABD ile temaslar, kredi derecelendirme kuruluşundan yapılacak değerlendirme piyasanın takibinde olacak. Dolayısıyla sıcak para gelme beklentisi ve kredi notu artış beklentisi sürüyor.

Bu beklentiler bizi yeni rekor seviyelere taşıyabilir. 9.200 endeks seviyesi üzerinde satışların karşılanmakta başarılı olunması halinde “Mayıs’ta al ve arkana yaslan” mottosu öne çıkabilir. Havacılık sektöründen THYAO ve TAV öne çıkanlar arasında. Bununla birlikle gıda perakendeciliği, sağlık sektörü, telekomünikasyon, bankalar ve holdingler öne çıkabilir. Kurun ve enfl asyonun yükselişinden kendini korumak için ithal edilen tüketim sektöründe talebinin arttığını izlemiştik.

İkinci çeyrekle birlikte tüketim ithalatında yavaşlama izlenebilir. Ayrıca, enfl asyon muhasebesi nedeniyle bir şekilde taban olan şirketler arasından yatırım yapanlar mevcut hikâyesi olması nedeniyle ayrışabilir. Bununla birlikte bu şirketlerin enfl asyon muhasebesinden nasıl etkileneceği kalem kalem bakılmalıdır. Alarko bu açıdan pozitif ayrışmaya devam ediyor. Bir yandan sera yatırımları büyümeye devam ederken, diğer yandan Alarko Holding’in yeni sektörü olan havacılığın 2025 yılında katkı sağlaması bekleniyor. Kabaca 108 seviyesi üzerinde satışların karşılanmakta başarılı olunması halinde yükseliş eğiliminin korunması beklenebilir.

Endeks genelinde ise 9.200 endeks seviyesi üzerindeki seyirler korundukça 10.000 kapısı açıldı diyebiliriz. Sektör tarafında, havacılıkta Türk Havayolları endeks içinde ağırlığı en yüksek şirket hissesi ve dolayısıyla bu tarafta güçlenen beklentiler endekse destek olabilir. TCELL, telekomünikasyon şirketlerinde öne çıkardığımız hisse olmaya devam ediyor. Otomotiv tarafında ise yatırım kararlarının potansiyel etkisi açsından FROTO, beklenti yönetimi konusunda TOASO ve iskontolu olması açısından DOAS izlenebilir.

ATA YATIRIM YURT İÇİ PİYASALAR MÜDÜR YARDIMCISI HALİME GÜÇLÜ

YABANCI, BANKACILIK, HOLDİNG VE SANAYİ SEKTÖR HİSSELERİNİ TERCİH EDİYOR

“Mayıs’ta sat ve git” mottosunun geçerliliği, 3 Mayıs günü piyasalar kapandıktan sonra açıklanacak olan S&P’nin Türkiye kredi notu değerlendirmesine bağlı olacak. Geçtiğimiz Mart ayında Fitch, Türkiye’nin hem kredi notunu hem not görünümünü artırmıştı. Aynı eylemin S&P’den gelmesi durumunda, yabancı yatırımcı ilgisi artarak, Borsa İstanbul’da hareketlilik gözlenebilir. Yabancı yatırımcı genel olarak bankacılık, holding ve sanayi sektör hisselerini tercih etmekte.

BIST-100 endeksinde 9.450- 9.500 destek seviyesi aşağı kırılmadıkça 10.000 puan hedef olarak takip edilme potansiyeli bulunmaktadır. Sektör tarafında ise otomotivde -yüksek kredi faiz oranı ortamında- satışların gücünü koruması konusunda soru işaretleri bulunuyor. Öte yandan telekomünikasyon ve ulaştırma sektör hisselerinde orta/ uzun vadede getiri potansiyeli bulunmakta ve enfl asyon muhasebesinin negatif etkilerini bertaraf edebilirler.

TTKOM ve TCELL hisseleri -bilançolarının olumlu gelmesi ve potansiyellerinin olması sebebiyle- takip edilebilirler. TTKOM hissesinde 34,70- 34,80 ve TCELL hissesinde de 76,40-76,50 seviyelerinin üzerinde orta/uzun vadeli pozisyonlar korunabilir. THYAO’da 290,80’in, PGSUS’ta 825,36’nın üzerinde orta/uzun vadeli pozisyonlar taşınmaya devam edilebilir. TAVHL’de 210,44 altında günlük kapanışlar devam ederse yeni pozisyon açmak için beklemek uygun olacaktır; geri çekilmelerde 191,00 seviyesinin destek olarak çalışmaması durumunda 160,00-161,20 seviyeleri beklenebilir. Altın tarafında ise İsrail’in İran’a yaptığı misillemede ons altın 2.400 doların üstünü test etmiş ve İsrail’in bu saldırının devamının gelmeyeceğini açıklaması üzerine, geri çekilme olmuştur. Fed’in faiz indirimlerini ötelemesi durumunda, herhangi bir jeopolitik risk yaşanmaması halinde, 2.023,67 dolar (200 günlük ortalama maliyet) - 2.109,12 dolar (100 günlük ortalama maliyet) seviyeleri orta/uzun vadeli pozisyonlar için yeni maliyetlenme noktaları olarak takip edilebilir.

Diğer yandan doların güçlü seyrinin devam etmesi durumunda, USD anavatanına geri dönebilir ama Türkiye’de de faiz oranları yüksek kalmaya devam ettiği sürece yabancı çıkışının çok kuvvetli olmasını beklemeyiz. Ayrıca Fitch’ten sonra S&P’den de kredi notu artışı gelirse Türkiye’ye yabancı ilgisi artabilir ve BIST-100’de momentum devam eder. Bununla birlikte, hükümet kanadında enfl asyonla mücadelede atılan adımların sonuçları yabancı yatırımcı tarafından tatminkâr bulunduğunda Türkiye’nin hikâyesine ilgi yükselebilir.

DİNAMİK MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ MUAMMER DEMİR
ALTIN FİYATLARININ KONSOLİDE OLMASINI BEKLİYORUZ

Ekonomi yönetimi tarafından atılan adımların olumlu etkileri ve seçim belirsizliğinin sona ermesi ile birlikte artan yabancı girişinin devam etmesi beklenebilir. Özellikle, ilgili dönemde 2024 yılı birinci çeyreğine ilişkin finansalların açıklanması, 3 Mayıs tarihinde Standard & Poor’s’un ülke kredi notu ve görünümüne ilişkin değerlendirmesini yayınlaması, kredi notunda gelebilecek yukarı yönlü revizyonlar, yabancı yatırımcı ilgisi açısından pozitif bir katalist olabilir. Diğer taraftan, Haziran ayında Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Genel Kurul’unda Türkiye’nin gri listeden çıkabileceğine yönelik artan beklentiler yabancı yatırımcıların ilgisi tarafında olumlu yansımaları görülebilir. BIST-100 endeksinin gelişmekte olan ülke borsalarına kıyasla yüksek iskonto ve uygun çarpanlar ile işlem görmesi ilave olarak yukarıda belirttiğimiz beklentiler ile birlikte normal koşullar altında “Mayıs’ta sat ve git” mottosunu ilgili dönemde tersine çevirebileceğini öngörüyoruz. BIST-100 endeksinin, son 10 yıllık Mayıs ayı getiri performansına bakıldığında, 6 dönemin pozitif ve 4 dönemin ise negatif bölgede tamamladığı görülmektedir. Fakat son dönemde artan jeopolitik risklere yönelik belirsizlikler, öngörülmeyen riskler ve gelişmiş ülke merkez bankalarının gevşeme döngüsüne daha geç başlayabileceğine dair sinyaller, gelişmekte olan ülkelere yabancı ilgisinin kısmen sınırlı kalmasına neden olabilir. Özellikle, ilgili dönemde döngüsel sektörler ön plana çıkabilir. Sektör bazında bakıldığında ulaştırma, gıda perakende, ticaret, holdingler ve bankacılık sektörlerinin görece diğer sektörlere kıyasla daha pozitif ayrışabileceğini tahmin ediyoruz.

BIST-100 endeksinin 2024 yılı içerisinde 9.850 seviyeleri civarını test ettiğini gördük. Orta Doğu’da yaşanan gelişmelere yönelik endişelerin hafifl emesi veya sona ermesi, küresel endekslerde risk alma iştahını canlandırabilir. Bu bağlamda, gelişmekte olan ülke borsalarına kıyasla yüksek iskontolu işlem gören BIST-100 endeksinde orta vadede 10.000 bölgesi test edilebilir. Diğer taraftan, işlem hacminin seyrinin de önemli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle, ekonomi yönetimi tarafından atılan adımların olumlu etkisi, CDS risk priminde yaşanan normalleşme eğilimi ve artan yabancı yatırımcı ilgisi endekste yılın geri kalanında yeni zirve seviyelerinin test edilmesini destekleyebilir. Yılın ikinci çeyreğinde, ulaştırma, holdingler, bankacılık, gıda perakende ve ticaret sektörlerinin, diğer sektörlere nispeten daha ön plana çıkabileceğini tahmin ediyoruz. Son dönemde, Orta Doğu’da artan endişeler ve gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarının seyrine yönelik belirsizlikler, emtia fiyatlama davranışları üzerinde kısa vadede önemli ölçüde rol oynadığı söylenebilir. Emtia fiyatlamalarında, volatilitenin artması nedeniyle diğer finansal enstrümanlara kıyasla ayrışmaların yaşandığı kısa vadede izleniyor. Özellikle, emtia grubu içerisinde güvenli liman olma özelliği ile ön plana çıkan ons altının, artan jeopolitik riskler ile birlikte tarihi zirve seviyelerini test ettiğini fakat bu bölgede kalıcılık sağlayamadığını gördük. Özellikle, Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerin belirsizliğini korumaya devam etmesine karşın son dönemde tansiyonun hafifl emesi ile birlikte normal koşullar altında, ons altın fiyatlamalarının teknik olarak konsolide olmasını bekliyoruz. Emtia tarafında yılın geri kalanında yoğun bir gündemin olması, belirsizliklerin devam etmesi ve öngörülemeyen riskler nedeniyle fiyatlama davranışlarında oynaklığın yüksek seyretmeye devam edebileceğini tahmin ediyoruz.

Emtia piyasası açısından diğer önemli bir hususta başta ABD Merkez Bankası‘nın (Fed) ve diğer gelişmiş ülke merkez bankalarının sıkılaşma döngüsüne ne zaman son vereceği ve faiz indirim sürecine başlayabilecekleridir ABD’de yüksek faiz ortamına karşın ekonomik göstergelerde belirgin bir bozulmanın gözlenmemesine karşın, enfl asyon ana eğilimlerinde risklerin yukarı yönlü olması öngörüsüyle bankanın faiz indirim sürecinde aceleci davranmayabileceği tahmini, başta ons altın olmak üzere birçok emtia fiyatlamaları üzerinde etkili olmaya devam ediyor. Yatırımcılar, yatırım stratejileri çerçevesinde uzun vadeli portföylerinde riskgetiri ve maliyet faktörleri çerçevesinde oluşturdukları ons altın enstrümanına, belirledikleri miktar ve ağırlıkta diğer finansal enstrümanlar ile birlikte yer verebilirler. Dolar endeksi tarafında, özellikle Fed’e yönelik beklentiler ile endeksi içerisinde yer alan altı para biriminde yaşanan gelişmelerin birlikte değerlendirilmesinin daha doğru olabileceği kanaatindeyiz. Dolar endeksi tarafında toparlanma eğiliminin gündeme gelmesi durumunda, yabancı yatırımcı tarafında uzun vadede risk alma iştahında sınırlı bir azalışa neden olabileceğini öngörüyoruz. Fakat yabancı yatırımcı risk alma iştahı seyrinin sadece tek bir faktöre bağlamanın doğru olmadığı söyleyebiliriz. Böylesi bir durumda, dolar endeksinin seyrine ilişkin, temel faktörlerin daha yakından incelenmesi ve analiz edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yurt içerisinde, kur tarafında oynaklığın yüksek seyretmesi ya da gün içerisinde fiyatlama davranışlarında marjların açılması borsada momentumun ivme kaybetmesine kısa vadede neden olabilir. Bu bağlamda, kur tarafında volatilitenin stabil olması, borsa tarafında momentumun korunması ve sürdürülebilir olması açısından diğer faktörler ile birlikte önemli olduğunu tahmin ediyoruz.

İNFO YATIRIM ARAŞTIRMA STRATEJİSTİ ÇAĞLAR TOROS
OLUMLU HAVA BIST-100 ENDEKSİNE SİRAYET ETTİ

IMF-Dünya Bankası toplantılarına katılan Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek ile TCMB Başkanı Karahan’ın yaptığı açıklamalar yabancıların Türkiye’ye olan güvenini tazeledi desek yanlış olmayacaktır. Toplantılarla birlikte Washington ve New York’ta yatırımcılarla buluşan ekonomi yönetimi, sonrasında açıklamalarda ise yaptığı açıklamalar ileriye dönük projeksiyonlar adına umut ışığı oldu. Şimşek, yatırımcıların Türkiye’ye büyük ilgi gösterdiğini belirtti. Beklentiler haftaya S&P tarafından Türkiye kredi notundaki olası düzenleme ihtimalini de artırdı. Bu gelişmeler dâhilinde yabancı girişlerinin az da olsa arttığı bir noktada yabancı takas oranında da yükseliş gördük. Fakat unutulmaması gereken bir konu var ki yabancı takas oranıyla birlikte yükselen endekste bankacılık ve holdingler yabancının ilgisini çekiyor görünüyor. Anlık konjonktüre ve hikâyelere göre yabancıların ilgisini holdingler, otomotiv ve gıda perakende çekebilir. Otomotiv tarafı ihracatın açılma beklentileri ile gıda perakende enfl asyon temasından, ulaştırma yolcu trafik sayıları ve turizm gerilerinden olumlu etkileniyor.

Yabancı da fırsatları kaçırmayacaktır. Öte yandan enfl asyon muhasebesi nedeniyle taban yapan hisselerde de bazı fırsatlar söz konusu. Örneğin, EKGYO’da bilançoda parasal olarak alacak verecek avans gibi kalemlerin toplamı üzerinden enfl asyon düzeltmesi yani alacak tahsilat süresinin uzaması olumsuz etkiledi. Ancak, net aktif değerlerine bakıldığında ise hisse güçlü görünüyor. Petkim tarafında da etilen-nafta spreadi’nin toparlanması olumlu oldu. Alarko da enfl asyon muhasebesinden olumsuz etkilenip şirket beklentilerinin altında açıklamış olsa da yeni dönüşüm perspektifinde ilerde çok konuşulacak gibi görünüyor.

Diğer taraftan Fed’in faiz indirimine dair beklentilerin artması ve Euro Bölgesi’nde PMI verilerinin iyileşmeye işaret etmesi sonrasında ECB’nin faiz indirimlerinin haziranda olabileceğine dair anket sonuçları, global piyasalarda risk iştahını artırdı. Yurt dışındaki olumlu havanın etkisi BIST-100 endeksine de sirayet etti. Bankacılık ve holding sektörü yabancı takas oranının da artması ile öne çıkarken, geçtiğimiz haftadan bu yana yükselen özel bankalara dün kamu bankaları yükselişleri ile eşlik etti. Endekste, bollinger üst bandının işaret ettiği 10.200 seviyesi 9.400 seviyesinin üstünde kalınması durumunda kısa vadeli hedef haline gelebilir. Mevduat faizlerinde ise 6 aya kadar vade yüzde 5 stopaj, 6 ay 1 yol arası yüzde 3 stopaj, 1 yıl ve üzeri yüzde 0 stopaj. Bu durum nisan sonunda sona erecek. Sona erip bu süreç uzamazsa yerli yatırımcı BIST’i tekrar alternatifl er arasında üst sıralarda değerlendirebilir.

A1 CAPİTAL ARAŞTIRMA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI BAKİ ATILAL
ENFLASYON MUHASEBESİ TEK KULLANIMLIK DEĞİL

Yabancıların, belediye seçimleri sonrasında siyasi otoritenin ekonomi programı onaylamaya devam etmesi hem de Merkez Bankası’nın politika faizinde beklenmedik bir artış yapması, enfl asyonu düşürmek için programına ve açıklamalarına sadık kalan bir ülke imajıyla yabancıların son üç haftada özellikle BIST-30 hisselerinde alım yaptıklarını görmekteyiz. Bunun devamının da bankacılık, ulaştırma, telekomünikasyon ve holdinglerle devam etmesini beklemekteyiz. 22 Nisan’da gerçekleştirilen 14. Türkiye Yatırım Konferansı’nda, Amerikalı fon yöneticileri ve kredi derecelendirme kuruluşlarının üst düzey yöneticileriyle Bakan Şimşek’in bir araya gelmesi, yanı sıra önümüzdeki günlerde iyileşen makro değerler ve enfl asyonun düşüş süreciyle yabancı yatırımcı ilgisinin çarpan etkisiyle artacağının beklenmesi, ayrıca Mayıs ayının ilk haftasında S&P Global Ratings Türkiye kredi notu gözden geçirme kararı ve olası not artışı beklentisi güçlü bir piyasa beklentimizi destekliyor.

Öte yandan enfl asyon muhasebesi yatırımcıların, yatırım yaptıkları şirketleri daha şeff af bir şekilde görmesini ve daha doğru değerlendirmesini sağladı. Bu açıdan bakacak olursak enfl asyon muhasebesini bir alım fırsatı olarak görüyorum. Ayrıca enfl asyon muhasebesi tek kullanımlık değil, diğer çeyrek bilançolarında da kullanılacak. Bu süreçte yatırımcılarımız enfl asyon muhasebesinden ilk etapta fiyatlama olarak beklentileri karşılamış, ama net parasal pozisyon kârı olmadan da kâr açıklayan, satışlarını reel olarak artırmış ve beklentileri güçlü olan aynı zamanda, f/k ve pd/ dd uygun olduğunu düşündüğümüz hisselere odaklanmayı tercih ediyoruz.

Bunlarda ; KCHOL, SAHOL, ASELS, ALARK, TUPRS, TTRAK, ENJSA, MPARK, TOASO, zarar açıklamasına rağmen EKGYO olmaktadır. Dolayısıyla bu kadar güçlü beklenti varken ve endeks genelinde 9.450’yi ilk destek seviyesini olarak takip ederken bu destek üzerinde kaldığımız sürece kısa vade de 10.250- 10.500 bandı hedefimizde olacaktır. Makro ekonomi tarafında beklentilerin gerçekleşmeye başlaması ile birlikte ilerleyen dönemlerde 314 dolar seviyesi olan 10.250 seviyesini destek yaparak, 12.500 hedefl emesine doğru yönelim görmeyi beklemekteyiz. BIST-100 endeksi yılbaşından bu yana yaklaşık TL bazlı yüzde 30 getiri sağlamıştır.

Ulaştırma sektörü yüzde 38, telekomünikasyon yüzde 50 ve otomotiv sektörü de yüzde 40 getiri elde etmiştir. Bu sektörlere yönelik beklentilerin güçlü olması, alımların hem yabancı hem de yerli fonlar tarafında olması, bundan sonraki süreçte de bu hisselerin performanslarını olumlu etkileyecektir. Biz burada; THYAO, PGSUS, TCELL, TOASO,FROTO ve TTRAK ön plana çıkarmakla birlikte DOAS’ın son dönemdeki hızlı çıkışının düzeltme yapması ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.