Para politikasının yeni şifreleri... Kurlarda yüksek oynaklığı kaldıracak adımlar gelebilir
Şans Sohbetleri'nde Ali Ağaoğlu ve Hakan Güldağ, Fatih Karahan başkanlığındaki ilk PPK'da verilen mesajların şifrelerini ve piyasaya etkisini tartıştı.
Güldağ: Para Politikası Kurulu faizi 45'te sabit tuttu. Ama iki önemli mesaj geldi. Bir; enflasyon patikasından sapma olursa faiz artırırım. İki; Türk Lirası değerlenecek, piyasalar ona göre hareket etsin.
Ağaoğlu: Dikkati çeken ikincisi. 'Para politikasındaki kararlı duruş, dezenflasyonun ana unsurlarından olan TL reel değerlenme sürecine katkı vermeyi sürdürecektir' cümlesi. TL'de değer kaybı olmaz diyor.
Güldağ: Değer kaybına uğramayacağının ötesinde, 'TL reel olarak değer kazanacak' diyor. Kur hedefi hala yok ama artık 'dalgalı kur' da yok.
Ağaoğlu: TCMB'nin Türkiye ile ticareti yüksek 30 kadar ülkenin enflasyon oranları, TL karşısında kur düzeyleri üzerinden hesaplanan bir endeks var. TCMB'nin raporlarına göre TL değersiz durumda. Onun için, kurlarda yüksek oynaklığı ortadan kaldırmaya yönelik adımların mesajını veriyor.
Güldağ: Zaman zaman zaten müdahalelerde bulunuyorlar...
Ağaoğlu: Evet ama piyasada bir likidite fazlası var. Bu para politikasının verimli çalışmasını engelliyor. Bunun çekilmesine ihtiyaç var.
Güldağ: O çabayı da görüyoruz. Hatta Hazine'nin de Merkez Bankası'na parayı çekmekte yardımcı olduğunu izliyoruz.
Ağaoğlu: Mevduat faizinin para politikası faizine yakın olması lazım ki beklentiler ve enflasyon süreci daha iyi yönetilebilsin...
Güldağ: Rota doğru da, yolda o kadar çok şey var ki parazit yapan, sinyaller karışıyor. Bir yandan ihracatçının rekabetçiliğini kaybetmemesi, bir yandan da KKM'den dönüşte TL'ye geçişin sağlanması lazım. Ama ne ihracatçı tam desteklenebiliyor, ne TL'ye geçiş hattı güçleniyor. Ne mevduat faizi politika faizinin üzerinde kalabiliyor ne kredi kartı borçlanmasının önü kesilebiliyor. İki cami arasında binamaz kalmak derler ya, bu çoklu...
Ağaoğlu: Güzel söyledin. Birçok hedef arasında kaldık. Ne yardan ne serden vazgeçemediğimiz bir durumdayız. Görünen o ki, politikanın bir anlaşma noktasında ağırlık kazanabilmesi için yerel seçimin geride bırakılması lazım. Seçim sonrası net ve ölçülen sonuçlarına göre ince ayarlar görebiliriz programda.
Güldağ: Geç kalınmasa iyi olur. Güven için kredibiliteyi kaybetmemek gerekir. Her ilişkide...
Ağaoğlu: Temel soru şu; faiz dışında ne gibi enstrüman ve yöntemlerle bu enflasyonun özellikle beklentiler tarafını çok daha iyi yönetilebilir hale getiririz? Maliye tarafında neler yapacağız? Yeni vergiler gelebilir...
Güldağ: Yeni vergi bekleme. Daha çok mevcut vergilerin kapsama alanının genişleyeceğini düşün. Fakat seçim sonrası kesinlikle vergi toplanmasına ağırlık verileceği anlaşılıyor. 4.5 milyon konutun kira sözleşmesi yok ama içinde kiracı var. Restoranlar da radara girecek. Döner satılıyor, et fişi kesiliyor, KDV yüzde 1 diye. Maliye buralara yüklenecek gibi... Vergi istinaları da değerlendirilecektir. KDV ve ÖTV istisnaları... Asıl soru, enflasyon 36 ve civarı olmadığında Merkez Bankası ne yapacak, ekonomi yönetimi ne yapacak?
Ağaoğlu: Net bir şekilde faiz artırır, sıkılaştırırım diyor. Ama sadece faizle bu işin olmayacağı net. Ayrıca hiç kimsenin canının yanmadığı bir çözüm zaten mümkün değil.
Güldağ: Sadece vatandaşın, sadece ihracatçının değil ama. Fedakarlık sırası kamuda...
Ağaoğlu: Hiç şüphesiz. Hepimizin belli ölçüde yanmasında fayda var. Ama bu önlemler demetini, yapılan fedakarlıkların sonucunu refah olarak alacağımızın bir umudunun da verilmesi şart...
Güldağ: Bu da beklentilerin iyi yönetilmesine bağlı. Geçen hafta İstanbul'da çok önemli sanayicilerle birlikteydim. Yıl sonu dolar tahminlerini konuştuk. 35'ten 48'e kadar uzanıyordu tahminler. Bir başka toplantıda ticaret erbabıyla bir aradaydık, yıl sonu enflasyon tahminleri 50 ile 80 arasında değişiyordu. Beklenti aralığı yüksek.
Ağaoğlu: Zaten sıkıntılarımızın en başında bu öngörülemezlik var. Dediğin çok doğru. 35-48 dediğin aradaki fark yüzde 30...
Güldağ: Vahap Munyar ile birlikte MESİAD toplantısı için Mersin'deydik, enflasyon tahminimizi paylaşınca, 'Sizi çok iyimser gördük' dediler. Merkez Bankası'nın ve hükümetin OVP'deki tahminlerle reel sektörün temsilcileri arasında önemli tahmin farklılığı var. Finans kesimi biraz daha OVP hedeflerine yakın. Akademisyenlerin tahminleri daha yukarıda. Reel sektör ise hesap yapmada ciddi problem yaşıyor.
Ağaoğlu: Özellikle Merkez Bankası'nın son piyasa katılımcıları anketinden sonra, önümüzdeki bir yıllık enflasyon beklentisinin 130 baz puan düşüşle 37'li bir rakama gelmesi önemliydi. Aynı enflasyondaki gibi kurda da beklentinin bir patikaya oturmasını sağlamak lazım. Senin ifade ettiğin tahminler sol tarafa bakarken sağ tarafı, sağ tarafa bakarken sol tarafı göremeyeceğim bir genişlik.
Güldağ: Bu durumda yatırımcı ne yapsın? Geçen haftadan bu haftaya senin özellikle dikkat çekmek istediğin bir şey var mı?
Ağaoğlu: 27 Aralık'tan geçen hafta sonuna kadar İstanbul Borsası yaklaşık yüzde 25 yukarı çıktı. Teknik olarak paramız dörtte bir arttı. Devamı gelebilir. İki önemli konu var: Birincisi kur tarafı görece kontrollü ve Merkez Bankası'nın açıklamasında da yer verdiği gibi, kuru biraz baskılayarak devam edeceğiz. İkincisi, borsa katılımcılarının enflasyon beklentileri Merkez Bankası'nın tahmin seviyesi 36'dan biraz daha yukarıda olduğunu gösteriyor. Halen geçen seneki saiklerle kendilerini enflasyondan koruyabilmek için borsaya yatırım yapmayı tercih eden önemli bir kesim var.
Güldağ: Bu yıl başından bu tarafa baktığında da borsa dolar bazında yüzde 17 değer kazandı. Pek çok analist 2024'ün tümü için bu kazancı ancak öngörüyordu.
Ağaoğlu: Bu yıl borsada dolar bazında 3,25 olan zirve tahminim değişmedi. Kurda ise seçimden sonra belki biraz hızlanmış bir değer kaybını görebiliriz ama hareket bir buçuk iki ay içinde yüzde 10 veya biraz altında olacaktır.
Güldağ: Eylülden bu yana baktığımızda TL'nin değer kaybı yüzde 16'nın biraz üzerinde. Son bir ayda da yüzde 2,5'in. Manşet enflasyon Ocak'ta yüzde 6,70 geldi. Şubat'ta büyük olasılık 3,5-4 civarında gelecek. Dolarda günde 10-12 kuruşluk artıştan, 20 kuruşun üzerine çıkmalarına rağmen TL'nin değer kaybı enflasyonun bir hayli altında. Yani, TL reel olarak değer kazanıyor. Bu hava seçim sonrası da bozulmazsa yurt dışından beklenen para girişi hızlanabilir. Borsa ve diğer TL varlıklara yönelim artar.
Altında 3 bin dolar beklentisi temelsiz
Güldağ: Citibank'ın bu yıl sonunda altının ons fiyatına 3 bin dolar tahminine ne dersin?
Ağaoğlu: Ben de o raporu yazan arkadaşlara 2850'den satarım.
Güldağ: Sen 2250 diyordun?
Ağaoğlu: Hala 2250'deyim. 3 bin tahmininin gerekçesi olmalı. Yoksa temelsiz. Özellikle araştırma raporlarını değil ama alım satım fikirleri veren raporları daha değerli bulurum ben. Bir pozisyon önerirler ve bunun zarar kesme noktasını, kar hedeflerini ortaya koyarlar. O raporlar daha değerli...
Güldağ: Zirve olarak nereyi görüyorsun?
Ağaoğlu: 2150-2250 bandı benim için bu senenin zirvesi. Kısa vade için ise şu aşamada çıkamadığı takdirde tekrar bir geri çekilme beklerim. Ama gümüş de çok eşlik etmiyor altına. O yüzden bu haftadan önümüzdeki haftaya baktığımda çok yükseliş tarzı bir hareket beklemiyorum.
Euro'nun hızla yukarı gitmesi zor görünüyor
Güldağ: Euro/dolar paritesi ne olur?
Ağaoğlu: Amerikan 10 yıllık tahvilleri 4,30'ların üzerinde. Geçen sene sonunda 6 faiz indirimi bekleyen piyasa, topu topu bir buçuk ay içinde 3,5'luk faiz indirimi bekliyor. Geçen senenin sonunda 3,80'li getiriler seviyesine düşen 10 yıllıklar şu anda tekrar 4,30'lara geldi.
Güldağ: Ne manaya geliyor bu?
Ağaoğlu: Bu, artık piyasanın da Fed'in faiz indiriminde çok hızlı gitmeyeceğine kani olduğunu gösteriyor. Parite tarafında şu anda 1,08'lerdeyiz. Eğer 1,0885-90'ın üzerine bu hafta çıkarsa 1,09-1,10 arasında bir yere kadar gidebilir. Sonrasında ilk faiz indiriminin Avrupa Merkez Bankası'ndan geleceği beklentisi ile Euro'nun çok yukarı gitmesini beklemiyorum.