Türkiye'de 5 petrokimya tesisine daha ihtiyaç var

İKMİB Başkanı Pelister, ithalatın önüne geçebilmek için kimya yatırımlarının artırılması gerektiğini belirterek, "Türkiye'ye beş tane daha petrokimya yatırımına ihtiyacımız var, Devletin Yumurtalık bölgesine teşvikleri bulunuyor. Yumurtalık'ın önümüzdeki süreçte en önemli petrokimya endüstri bölgesi olacağına inanıyoruz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye'de 5 petrokimya tesisine daha ihtiyaç var

Osman KILIÇ/İSTANBUL

Tüm sektörlere girdi sağlayan ve ülke ekonomisine katkı veren sektörlerin başında gelen kimya sektörü yaklaşık yüzde 70 oranında dışa bağımlı durumda. Bu oran plastikler ve mamullerinde ise yüzde 90’ı buluyor. Petrol ve gaz dahil ithalatı 2022 yılı Ocak-Kasım döneminde 132,8 milyar dolar olan sektörün aynı dönemdeki ihracatı ise 33,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. İKMİB (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği) Başkanı Adil Pelister, Aralık ayı da dahil edildiğinde toplam ithalatın 144 milyar dolar civarında gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi.

İthalatın önüne geçmek için petrokimya yatırımlarının son derece önemli olduğunu vurgulayan Pelister, “Türkiye’de 5 tane daha petrokimya yatırımına ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Sanayi Bakanlığı ve ilgili bakanlıkların da desteğiyle Cumhurbaşkanlığının, Adana Yumurtalık bölgesini Kimya İhtisas Endüstri Bölgesi olarak ilan ettiğini hatırlatan Pelister, “Orada petrokimya ile ilgili yatırımlar başladı. Devletin bölgeye önemli teşvikleri bulunuyor. Yumurtalık’ın önümüzdeki süreçte Türkiye’nin en önemli petrokimya endüstri bölgesi olacağını öngörüyoruz” yorumunda bulundu.

İthalatı azaltmak için rapor hazırlandı

İKMİB olarak 2019 yılında Türkiye’de üretilmeyen ve ithalatı 50 milyon doların üzerindeki kimyevi ürünleri ve hammaddeleri içeren bir rapor hazırladıklarını kaydeden Pelister, “Ülkemizde üretilmesi uygun olan 103 ürünün 98’i hamle programına alındı ve stratejik olarak en önemli beş sektörden birisi kimya olarak belirlendi” değerlendirmesinde bulundu. Pelister ayrıca yeni yatırımlar ve kapasite genişlemeleri için de ihracatçı firmaların finansmana erişimi konusunda teşvik verilmesinin önemine işaret etti.

“Stratejik hammaddeleri üretmeliyiz”

Flokser Kimya Genel Müdürü Ekin Tükek, kullandıkları hammaddenin çoğunun Türkiye’de bulunmadığını dile getirirken “İhracatımız üretimimizin yaklaşık yüzde 25’ini oluşturuyor. Ürettiğimiz ürünlerin hammaddelerinin yüzde 80’i ise ithal ediliyor” şeklinde konuştu.

Üretimin yaklaşık yüzde 50’sini ihraç ettiklerini belirten Pluskim’in sahibi Kadir Aksakallı ise sektörde atılacak en önemli adımın stratejik hammaddelerin Türkiye’de üretilmeye başlanması olduğuna dikkat çekti. Aksakallı, petrokimya tesislerinin yaygınlaşması ve Kimya-Ar-Ge mantalitesinin yönetim seviyesinde devlet yerleşmesi gerektiğini vurguladı.

“Firmalar Ar-Ge ve inovasyona önem vermeli”

Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Başkanı Haluk Erceber de sektörün önündeki en önemli hedefin kendi hammaddesini büyük oranda üreten, Ar-Ge ve inovasyon desteği ile katma değeri yüksek özel kimyasalları ihraç eden tesislere sahip olması olduğunu söyledi.

Erceber sektörün başlıca sorunlarını ise şöyle sıraladı:

* Tedarik zincirindeki kırılmalar, hammadde teminindeki zorluklar ve yüksek fiyatlar ile ithalat yapılması.

* Küçük ölçekli firmaların Ar-Ge, İnovasyon ve yeni ürün geliştirip AB pazarında ihracat şansı bulamaması.

* AB’deki enerji krizinin yaratacağı olumsuz etkiler. İhracat pazarının daralması.

* Sanayiciye yatırım yapması için kiralama yöntemiyle (LANDLORD) arazi temin edilmemesi.

Bu konularda ilginizi çekebilir