Borsa yatırımcısı artık nefes alacak mı? Uzman isimler yorumladı
Borsa yatırımcısının son birkaç gündür yüzü gülse de, diğer yandan tedirginliği devam ediyor ve akıllardaki soru şu: En kötüsü geride kaldı mı? Enflasyon verisinin açıklanmasının ardından, bütün dikkatler TCMB’nin faiz kararına çevrildi. Peki, olası faiz indirimlerinin başlamasıyla yaklaşık bir yıldır dar bantta hareket eden borsa yönünü yukarı çevirecek mi? Destek Yatırım Araştırma Direktörü Gökhan Uskuay, İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer ve Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yusuf Kavak ekonomim.com’a değerlendirdi.
Şenay ZEREN
Borsa İstanbul 30 Haziran'da başlattığı yükseliş ivmesini devam ettirirken, haziran ayı enflasyon verisinin beklentilerin altında gelmesiyle primli seyrini sürdürse de, gün içerisinde özellikle de bankalarda kâr satışlarıyla karşılaşıldı.
Şimdi ise gözler Merkez Bankası'nda... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararını 24 Temmuz tarihinde saat 14.00'te açıklayacak. Beklentilerden iyi gelen tüketici fiyat endeksi (TÜFE) verisi, TCMB'nin bu ayki toplantısında güçlü bir faiz indirimine gidebileceğine yönelik beklentileri kuvvetlendi. Tabii bu da faizin en büyük rakibi olan borsayı destekliyor.
Bankalarda kâr satışı
Borsa İstanbul 100 endeksi, güne yüzde 1,24 yükselişle 10.315 puandan başlarken, gün içerisinde 10.379 puana kadar çıktı. BIST 100 endeksi kapanışta yüzde 0,39 artışla 10.228 puanda bulundu.
Bankalar güne pozitif başlarken, enflasyon verisinin ardından kâr satışlarıyla karşılaştı. Açılışta bankacılık endeksi yüzde 1,99, holding endeksi yüzde 0,86 değer kazanırken, gün sonunda yüzde 0,70 düşüş ve yüzde 0,52 yükselişle hareket etti.
Enflasyon beklentilerden iyi geldi
Enflasyon, haziran ayında beklentilerin altında gelerek yüzde 1,37 oranında artış gösterirken, yıllık enflasyon yüzde 35,05 olarak hesaplandı. Ekonomistlerin beklentisi, haziranda TÜFE'nin yüzde 1,53 oranında artması, yıllık bazda ise yüzde 35,26 seviyesine gerilemesi yönündeydi.
Borsada yılın ilk yarısı nasıl geçti?
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim... Borsa, yılın ilk yarısında negatif getiri sağlayarak maalesef yatırımcısının yüzünü güldüremedi. Aslında borsa, 2024 Ağustos'tan bu yana dar bir bantta hareket ederek yatırımcısını üzüyor. Uzmanlar, enflasyonda artış hızındaki yavaşlamanın kalıcılık sağlaması ve faiz indirim döngüsünün yeniden başlamasıyla beraber, 2025 yılının ikinci yarısından daha umutlu.
2025 yılının ilk yarısındaki sektör performanslarına baktığımızda ise, en çok değer kazanan yüzde 198 ile Finansal Kiralama Faktöring oldu. Bunu sırasıyla, yüzde 49 ile Teknoloji ve yüzde 35 ile İnşaat izledi.
Yatırımcısına en çok kaybettiren sektör ise, yüzde 29 ile Spor oldu ve bunu yüzde 18 ile Sigorta, yüzde 16 ile Menkul Kıymetler Yatırım Ortaklıkları takip etti.
Hisse senetlerinde güçlü toparlanma bekliyoruz
Gökhan Uskuay – Destek Yatırım Araştırma Direktörü
Haziran ayı enflasyonu piyasa beklentilerinin hafif altında gerçekleşirken; enflasyonu oluşturan alt kalemlerde konut hariç tüm gruplar olumlu bir gidişata işaret ediyor. Mayıs ayı enflasyonundaki yavaşlamada temel belirleyici unsurlardan biri sebze fiyatlarıyken, haziran ayında ise enflasyondaki yavaşlama daha genele yayılan ve dengeli bir iyileşme olarak öne çıkıyor. Hem gıda hem de gıda dışı gruplarda yaz mevsiminin etkisiyle ılımlı bir seyir gözleniyor. Bu durum, önümüzdeki aylarda da enflasyonun görece düşük seviyelerde seyretme potansiyelini destekliyor.
Öte yandan, TCMB’nin son günlerde net fonlama fazlasını kademeli olarak azalttığı gözleniyor. Haziran ayı enflasyon verisinin beklentiler doğrultusunda gelmesiyle birlikte, TCMB’nin yeniden piyasaya likidite sağlayabileceği değerlendirilirken; bu da hem piyasalarda iyimserliğin artmasına hem de yerli-yatırımcı ilgisinin yeniden güç kazanmasına zemin hazırlayabilir.
Borsa İstanbul cephesinde teknik görünüm açısından 9.800–10.000 bölgesi, geri çekilmelerde güçlü bir destek alanı olarak izleniyor. Bu destek seviyesinden gelebilecek olası alımlarla birlikte 10.400 direncinin aşılması durumunda, endeksin 11.000 seviyesine doğru bir hareket alanı oluşturması mümkün. Her ne kadar endeks genelinde yukarı yönlü potansiyel sınırlı görünse de, aşırı satılmış ve son dönemde performans açısından geride kalmış hisse senetlerinde toparlanmanın daha güçlü olabileceği görüşündeyiz.
9700 üzerinde kalındıkça ana yön yukarı
Seda Yalçınkaya Özer - İntegral Yatırım Araştırma Müdürü
Borsa endeksi bugün açıklanan TÜFE rakamı sonrası yatay eğilimde alıcılı seyretmeye devam ediyor. Bankacılık endeksinde veri sonrası kâr realizasyonu dikkat çekiyor. Bankacılık endeksi geçen hafta yüzde 7’nin üzerinde bir performans sergilerken, bu hafta yüzde 11’in üzerindeki seyir sürüyor.
Yaşanan gelişmelerin ön fiyatlamasını bankacılık endeksi üzerinden satın almayla hissettik. Dolayısıyla bu taraftaki kâr realizasyonu oluştuğunu izliyoruz. Yüzde 1,5 altında gelen aylık TÜFE rakamı sonrası, Merkez Bankası’nın faiz indirme olasılığı fiyatlanmaya devam edebilir. 9700 endeks desteği üzerinde kalındıkça ana yön yukarı olmaya devam edecek. Yukarıda 10.890 seviyesi direnç izlenebilir.
Borsada 24 Temmuz’dan önce düzeltme olabilir
Yusuf Kavak - Alnus Yatırım Araştırma Müdürü
19 Haziran’daki son PPK (Para Politikası Kurulu) toplantısında faiz oranlarını pas geçen TCMB’nin, bugünkü TÜFE rakamları sonrasında 24 Temmuz’daki toplantı için eli hayli güçlenmiş durumda. Şayet bu sürece kadar, içeride veya dışarıda büyük bir risk artışı yaşanmaz ise; TCMB’nin bu ayki toplantıyla beraber faiz indirimlerine yeniden başlamasını bekliyoruz.
24 Temmuz toplantısında faiz oranlarına ilişkin beklentimiz ise; politika faizi olan 1 hafta vadeli repo ihale faizinde 350 baz puanlık bir indirim, gecelik borç verme (marjinal fonlama) faizinde 500 baz puanlık bir indirim ve gecelik borç alma faizinde ise 350 baz puanlık indirim şeklinde.
Bu beklentilerin borsa, tahvil ve CDS açısından pozitif olduğunu söyleyebiliriz. Birkaç gündür bu beklentileri hızlı bir şekilde fiyatlayan borsada, 24 Temmuz tarihinden önce bir düzeltme olabileceğini de hatırlatmak isteriz. Diğer yandan, 24 Temmuz tarihinde faiz kararlarının yanı sıra; özellikle kredi kısıtlarını içeren makroihtiyati tedbirlerle alâkalı olarak, ileriye dönük bir normalleşme sinyali verilip verilmeyeceği de piyasalar açısından kritik olacak.