Atatürk’ün kullandığı bir Cadillac iki Lincoln 10 yılda restore edildi

Sadi ÖZDEMİR
Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Pazar sabahı, Klasik Otomobil Kulübü Derneği kurucularından ve eski başkanlarından iş insanı Sayın Ahmet Şefik Öngün’ün mesajı ile uyandım. Tam bir otomobil tutkunu olan Öngün, 2010 yılında, Erdal Tokcan’la katıldığı Pekin-Paris Rallisi’nde Türkiye’yi Anadol marka klasik otomobille temsil ederek ülkemize ikincilik kazandırmıştı. Aradığımda, “Ata’mızın arabaları 30 sene süren bir çabanın ardından restore edildi ve Anıtkabir’e teslim edildi, sana detaylı anlatmak istedim” dedi. Kendisinin bu hikâyedeki rolünü şöyle özetledi: “1994 yılında 25 klasik otomobil tutkunu ile büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kullandığı otomobilleri görmek için Anıtkabir’e gitmiştik. Aynı anda Kaliforniya’dan gelmiş bir grup bilim insanıyla karşılaşmıştık. Ata’mızın otomobillerinin kütükler üzerine alınmış, bazı kapılarının tellerle tutturulmuş, bazılarının camlarının kırık olduğunu görünce hem kendi adımıza hem de yabancılar nezdinde çok utanıp üzülmüştük. Döndükten sonra İstanbul’da ilk yönetim kurulunda bu üç otomobilin aslına uygun restorasyonu için çözüm bulmamız gerektiğini konuşup karar almıştık. Merhum Mehmet Arsay (Klasik Otomobil Kulübü’nü de birlikte kurmuştuk) ile finansman yaratmak için merhum Erdoğan Gönül’e ve İş Bankası’na (Ersin Özince) ziyarette bulunmuştuk. Cevapları “tabii ki ne gerekiyorsa“ olmuştu ama sonra bürokrasi ne yazık ki çok ağır ilerledi, benden sonraki yönetim kurulu (Cem Sipahi ve arkadaşlarımız) Anıtkabir Koruma Kurulu ile görüşmeler yürüttüler, takip eden yönetimler de tekrar tekrar görüşmelerde bulundular, uzadıkça uzadı. En sonunda süreci başlatmak merhum Mehmet Arsay’ın oğlu Cengiz Arsay’a kısmet oldu. O babasının başlattığı bu güzel işi neticelendirdi.”

Babamın gözü arkada kaldı, tamamlamak bize kısmet oldu

Antika Otomobil Federasyonu kurucusu ve eski başkanı Cengiz Arsay’ı aradım. Hikâyenin önceki ve sonraki seyrini ona da sordum. Arsay şöyle anlattı: “Babam ve bu girişimi başlatan arkadaşları çok çaba harcadılar. Ancak o dönemde bürokrasi bir türlü aşılamadı. Çünkü Atatürk’ün otomobilini müzeden çıkarmak için kimse cesaret edemedi. Haklılar da kolay mı? Cumhuriyetimizin kurucusundan, bugünümü borçlu olduğumuz büyük insandan bahsediyoruz. Erman Akyürek, Babam, Erdoğan Gönül, bu işi bir kuruş almadan yapmaya hazırdılar. Çünkü böyle güzel bir fırsatın doğması kendi başına yeterliydi. Babam vefat ettiğinde ‘gözü açık gitti’ diyebilirim, bu işi yapamaması onun için çok üzücüydü. Sonra süreci tamamlamak bize kısmet oldu. Çünkü Anıtkabir, sonra bana ulaştı ve ‘bunu nasıl yapabiliriz? Restorasyon için kontrol ve yönlendirmeyi yapar mısınız’ dediler. Ben de ‘bu bir açık kalp ameliyatı gibidir’ dedim. Aradan yine zaman geçti ve 2013’te Anıtkabir Müzesi’nden tekrar bana ulaştılar ve ‘arabaların durumu çok kötü, burada böyle kalırlarsa tamamen bitecekler. Bir çayımızı içmeye gelir misiniz’ diye sordular. Müze müdürü ve Komutanımız ile oturduk konuştuk. Kararlıydılar, ‘bunu yapacağız’ dediler. Anıtkabir Restorasyon Kurulu var ve o kuruldan bu kararın geçmesi gerekiyor. Önce beni o kurula üye seçtiler. Kurulda birçok değerli üniversite hocalarımız, bakanlık, genelkurmay temsilcilerimiz var. Bu vesileyle böyle bir restorasyonun nasıl olacağını, neler gerektiğini aktarma fırsatı buldum ve onlar da onayladılar. Ancak orada yapılmasını umuyorlardı. Otomobillerin oradan çıkmasını istemiyorlardı. Ben o zaman bu restorasyonun çok zorlu bir iş olduğunu ve Antika Otomobiller Federasyonu olarak yapabileceğimizi söyledim. İstanbul’da içinde Mehmet Arsay Klasik Otomobil Müzesi’nin de olduğu tesisin çok iyi korunan bir yer olduğunu anlattım. İlave olarak 7/24 çalışacak bir kamera sistemi de kurduk. 2014’te Ata’mızın kullandığı 1934 model Lincoln’ü (tenteli) restorasyona aldık. 2015 Kasım’ında tamamlandı. Kromlar ABD’ye gitti restore edildi, kırılmış parçalar vardı. Onlar da ABD’de orijinalleri bulunarak getirildi. Derilerini Kaliforniya’da aslına uygun yaptırdık ve teslim ettik. 2015 sonunda da 1935 Zırhlı Lincoln’ü restorasyona aldık. Bu çok daha kötü durumdaydı. Kurşungeçirmez camlar vs. İlkindeki işlemleri ona da yaptık ve restore edip 2018’de onu da teslim ettik. Son olarak da 1935 Cadillac’ı restorasyona aldık. Bu otomobil Ata’mızın şahsi aracıydı. Durumu öyle böyle değil çok kötüydü. Hatay’da portakal bahçesi içinde yarısı çamura gömülü haldeyken çıkarılıp müzeye getirilmiş. Çok yeri çürümüş ve parçaları da eksikti. Onun restorasyonu 5 yıl sürdü, çok zordu. Araya bir de pandemi girdi. Cadillac’ın parçalarını da ABD’den temin ettik. Basamakları Kanada’da yaşlı bir adama yaptırmak zorundaydık, kumaşları Pensilvanya’da dokundu. Emaye armaları aslına uygun olarak Ohio’da 85 yaşında bir kadın yapabiliyormuş ona yaptırdık.”

Otomobiller kullanılabilir mi?

Bu güzel operasyonun başarıyla tamamlanması 2’nci Yüzyılını kutladığımız Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e saygı açısından ayrıca anlamlı. Hikâyeyi dinledikten sonra Cengiz Arsay’a belki hepimizin merak ettiği o soruyu sordum. Bu otomobiller çalışır duruma mı geldi? Cengiz Arsay’ın yanıtı hem evet hem hayır oldu: “Kullanılmayacaklar ama motor ve mekanik aksamlar, her şey yenilendi. Kullanılmayacakları için de koruma katkılı yağlar ve sıvılar kullanıldı. ‘Çalışmalı mı’ diye tartışıldı ve ‘çalışmalarının gerekli olmayacağı’ konusunda hem fikir olundu ama biz çalışabilir duruma getirdik. Sergilenecekleri bölüm de ‘ısı nem ortamı korumalı olan özel camlarla’ muhafaza altına alındı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar