Çin Büyüyor (mu)?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

Birçok ekonomi otoritesi, kendi ekonomik sahasındaki gelişmeleri yayınlarken, bazı düzeltmeleri hoşgörü kapsamına alarak rakamları olması gerektiğinden biraz daha iyimser bir bakış açısı ile açıklayabiliyor.

Uluslararası yorumculara bakılırsa, Çin hükümeti de 2022 yılı için açıkladığı ve yakalayamadığı % 5,5 büyüme rakamını biraz iyimser yorumla % 3 olarak açıklamış.

Rivayet o ki gerçekleşen oran bunun bile altında…

Bu rakam Covid-19 salgınının etkilediği 2020 yılının % 2,2’lik oranının dışında, 1976 yılından bu yana gerçekleşen görülen en düşük oran olarak belirtiliyor.

Geçen hafta Euromonitor’da yayınlanan bir habere göre Temmuz 2023'te Çin'in ihracatı %14,5 oranında azalarak COVID-19’dan bu yana görülen en hızlı düşüşü kaydetti.

Küresel talepte görülen daralma ve gittikçe artan jeopolitik gerilimlerin Çin’in ihracatına zarar verdiği bildiriliyor.

Bu çerçeveden olmak üzere Time magazindeki bir yazıda, Çin'in inşaat malzemelerinden elektroniğe kadar her alanda ithalatının düşmesinin, kendi ekonomilerini etkileyeceğini düşünen birçok ekonomi yöneticisinin tedbir almaya hazırlandığı bilgisi paylaşılıyor.

New York Times (NY ) ise son kırk yılın büyük bir bölümünde Çin ekonomisinin, ülkenin küresel bir süper güç haline gelmesinin arkasındaki motor olduğunu ve durdurulamaz bir güç gibi göründüğünü ancak ekonomi şimdi bir dizi krizle boğuştuğunu yazıyor.

Süregelen aşırı inşaat ve aşırı borçlanmadan doğan emlak krizi ile beraber daha büyük bir borç krizinin devreye girdiği belirtiyor.

Bu da daha yeni ve daha kötü bir kriz, adı da güven krizi diyor NY.

Gençler ise görülmemiş bir rekor düzeyde işsizlikle mücadele ediyor.

Bu da tüketicilerin, ürünlerdeki fiyat gerilemelerinin gittikçe daha fazla olacağını düşünmelerine ve harcamalarını geciktirmelerine neden oluyor.

Medyada, yatırımcıların Çin borsalarından on milyar ABD doları yatırım çektikleri haberleri var.

Hong Kong borsası ise Ocak 2023 seviyelerinden bu yana %20 değer kaybetmiş.

Çin firmalarının kârlarının her geçen gün azaldığını da arkadaşımız Hilal Sarı yazmıştı.

Bu gelişmeler karşısında bize ne mi diyeceğiz?

Hem de Çin’den gelen 20’lik bir konteynerin fiyatı 2.000.- ABD dolarına kadar gerilemişken.

Zaten Çinli üreticilerin fiyatları eski seviyelerinde iken baş edemediğimiz rekabet varken.

Küresel piyasalarda talep daralırken…

Bu durumda ihracatçılarımızın kendi başlarına yapabilecekleri pek de fazla değil.

İhracatın Türkiye’nin büyümesine yaptığı katkı çok açık bir şekilde ortadayken hükümetin yapması gereken, ihracata yönelik sanayinin ve ihracatçının önünün açılması.

Kuşkusuz bunun en önemlilerinden birisi, ihracatçının finansmana daha kolay erişimi.

Destek konusundaki söylemlerin hızla eyleme dönüşmesi gerek.

Ayrıca bu da ihracatçılar arasında ilişki kuvveti olanlara ayırımcılık tanınmayarak yapılmalıdır.

TL / yabancı para kurlarının olması gereken yerlere getirilip dengede tutulması ise tartışılmayacak kadar önemli bir gereksinim.

Burada ulusal İMECE gereklidir diyorum.

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İhracat kazara olmaz 30 Nisan 2024
Düşünme zamanı 09 Nisan 2024