COVID–19 etkisi çok küçük kalacak

Faruk GÜLER
Faruk GÜLER Kurumsal Bakış

Tarih kitapları 2020 yılını, COVID-19 ismi verilen bir virüsün yüzbinlerce insanın ölümüne, 3 milyarı aşkın insanın da hastalıktan korunmak için evlerine kapanmasına neden olduğu bir yıl olarak yazacak ve yaşanan felaketin büyüklüğünü gelecek nesiller de öğrenecek.

İnsanlık henüz koronavirüsle baş edebilmiş değil, ama şimdiden ‘artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını’ ileri sürenlerin sayısı oldukça fazla. Ancak tarihte yaşanmış diğer pandemilerin ardında küresel güç mücadelesinde herhangi bir değişim olmadığı gibi, koronavirüs sonrasında da çok fazla bir değişikliğin olmayacağı yönünde emareler var. Neredeyse herkes COVID-19 öncesindeki gibi hoyratça tüketmek arzusunda. Üstelik salgından önce çevreyi korumak ve atıkları azaltmak kaygısıyla talebi azalan tek kullanımlık ürünlerin, bu süreçte yeniden rağbet görmüş olması ise bilinçli tüketim konusunda geriye gidildiği şeklinde de yorumlanabilir.

Bilim insanları esas felaketin nereden geleceğini uzun süredir söylüyor. Küresel ısınmaya neden olan etkenler ortadan kaldırılmadıkça felaketin yaklaşmakta olduğu acı bir gerçek. Kuzey Kutbu’nda, uydu görüntülerinin tutulduğu 1979 yılından bu yana yaz dönemi buzullarının alanı yüzde 40, hacmi ise yüzde 70 oranında azaldı. 2019 yılında ise bu oranlar en düşük ikinci seviyeye ulaştı. Uzmanlar, küresel ısınma 2 derecenin altında tutulsa dahi Kuzey Kutbu’nda 2050 yılından önce en az bir yaz mevsiminde hiç buzul olmayacağını söylüyor. Buzulların erimesi hava, su ve gıdaya ulaşmanın daha da zorlaşacağı anlamını taşıyor.

İnsanlık, koronavirüsün kısa sürede neden olduğu tüm olaylardan sonra, temiz hava, gıda ve suyun tüm canlılar için vazgeçilmez yaşam kaynakları olduğu bilinciyle, üretim organizasyonlarını ve sosyal alışkanlıklarını yeniden biçimlendirmek zorunda. Küresel ekonomi, ucuz maliyet imkânlarının peşinden koşarken ortaya çıkan çevresel faktörleri de maliyet unsurunun bir parçası olarak görmelidir. Küresel ekonominin günümüzdeki tercihi olan, ancak çevreye büyük zarar veren ucuz maliyet odaklı yapılanma mutlaka değişmelidir.

Tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi için insanların küresel bazda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu bilinçlendirmede israfın önlenmesinin önemi vurgulanırken, ihtiyaç odaklı tüketim alışkanlığı oluşturulmaya çalışılmalıdır. Hayatın her alanında, her türlü israfın önlenmesi yönünde, tüm insanlığın bilinçlendirilmesini gerektiren küresel bir seferberlik olmalıdır.

Aksi takdirde COVID-19’un yaptığının çok daha fazlasını doğa ana bizlere çok yakında yapacaktır. Bu önlemlerin acil olarak alınmaması durumunda daha büyük felaketlere herkes hazır olmalıdır. Bu defa karşılaşılacak felaketin boyutu çok daha büyük olacak ve maalesef evlere sığınmak dahi kurtuluş olamayacaktır. Gerçek evimiz ve tek sığınağımız olan gezegenimizi koruyamadan gerçek anlamda güven içinde yaşamamız mümkün olamayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Göç yolları 03 Ekim 2023
Yağmurları beklerken 06 Şubat 2023
Yağmurları beklerken 02 Şubat 2023