Depremzedeye 400 bin konut için kollar sıvandı, GYODER yeni kentleri tasarlamada devreye girdi

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

GAYRİMENKUL Yatırımcıları Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu BaşkanıMehmet Kalyoncu davet etti:

-   Uzman bir heyetle deprem bölgesine gidiyoruz. Bize katılır mısınız?

İki meslektaşımla birlikte Mehmet Kalyoncu başkanlığındaki heyete katıldık. İstanbul’dan Hatay’a hareket ederken Kalyoncu heyette yer alanları tanıttı:

·       Londra merkezli Foster & Partners’ın ortağı, Kentsel Projeler Direktörü Bruno Moser

·       Foster & Partners ortağı, mimar Iwan Jones

·       Foster & Partners ortağı mimar Nicola Scaranoro

·       Kentsel Yenileme Merkezi (KEYM) Yönetim Kurulu Başkanı, GYODER Üyesi Cem Yılmaz

·       Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Serhat Başdoğan

Kalyoncu, uçakta bilgisayarını açıp anlatmaya başladı:

-          6 Şubat depremlerinin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın liderliğinde, TOKİ ve Emlak Konut yürütücülüğünde, sivil toplum kuruluşlarının desteği ile ortak akla, bölgelerin ihtiyacına, kültürüne, yaşayışına uygun planlama çalışmaları başladı.

GYODER’in bu çalışmadaki rolüne değindi:

-          GYODER, deprem bölgesinde hayata geçirilecek yeni şehir merkezlerinin “master plan tasarımı” için gönüllü olarak tabiatla uyumlu, tasarıma değer veren, en uygun tekniği baz alan ve toplumun menfaatlerini önceleyen bakışla elimizden gelen desteği sunacağız.

Foster & Partners’ın temsilcilerinin deprem bölgesine götürülmesiyle ilgili şu noktanın altını çizdi:

-          Bu turu gönüllü şekilde GYODER koordine etse de plan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a ait.

Master plan çalışmalarının bütçesine işaret etti:

-          Master plan çalışmaları için 250 milyon liralık bir bütçe gerektiği anlaşılıyor. Bunu, GYODER olarak biz karşılayacağız.

Dünyadan bir örnek verdi:

-          Toyota’nın Woven City adında 847 bin metrekare büyüklüğünde fabrikası var. Çok güzel bir proje. Coğrafi olarak dağ eteğine kurulmuş. Kendi kültürel kodlarını tasarıma taşıdıkları görülüyor.

GYODER’in de bunu hedeflediğini kaydetti:

-          Biz Türkiye olarak çok daha iyisini yapabilecek vizyona sahibiz. 21’inci yüzyıla ilişkin şehircilik anlayışımızı tüm paydaşlarımıza ilettiğimiz sunumda ortaya koymuştuk.

GYODER olarak dertlerinin ve amaçlarının ülkemizin kentsel refah seviyesinin artması olduğunu vurgulayıp, şu çağrıyı yaptı:

-          Bu sürece dahil olup bize katkı vermek isteyen herkes GYODER ile irtibata geçebilir.

Deprem bölgesinde 615 bin metrekarelik alanda 400 bin konut için dijitalleşme adımlarının atıldığını bildirdi:

-          Şehir planlamacı Cem Yılmaz ile birlikte Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan verileri alıp dijitalleştirerek standardize ettik. Tasarımcıların işini kolaylaştırmak için önce arazi yapısı, analizler gibi verileri içeren çalışmaları iletiyoruz.

Böylece bölgelerin kendi arasındaki ilişkinin de sağlıklı şekilde kurulabildiğini belirtti:

-          Nitekim her şehrin kendi tarihi dokusu, meydanları, sosyal alanları, kültürel değerlerini koruyan ama bir o kadar da sağlam ve dayanıklı yapılarla kalıcı barınma sorununa kökten çözüm bulmak gerekiyor. Sadece yapmak değil, yaşatmak da önemli.

Mehmet Kalyoncu başkanlığında, Foster & Partners’ın 3 ortağının eşlik ettiği heyet önce Antakya’da depremle yıkılan alanları, sonra da yeni kentleşme bölgesini inceledi.

Ardından heyet Antakya’dan hareket helikopterle Samandağ, Belen, İskenderun, Osmaniye, Kahramanmaraş, Türkoğlu, Dulkadiroğlu, Pazarcık, Gölbaşı (Adıyaman), İslahiye,  Nurdağı’nı (Gaziantep) dolaştı.

Kalyoncu’nun bilgisayarındaki ayrıntılı haritalardan, depremzede illerin yeni kentleşme alanlarının sağlam zemin kriterine uygun belirlendiğini gördük.

50 bine yakın canımızı aramızdan alan, binlerce insanımızın yaralanmasına, bir bölümünün ampüte edilmesine yol açan 6 Şubat depremlerinin kentleşmede  gerçek anlamda milat olacağı anlaşılıyor.

GYODER’in Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ile TOKİ’ye yeni kentlerin tasarımı konusunda verdiği gönüllü destek de bunu ortaya koyuyor…

 ‘Yaşayan’ master planları olacak

 GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya’nın yeni kentleşme alanlarının master planları üzerinde çalışacaklarını belirtti:

-          Biz hazırlayıp başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere ilgili otoriteye sunacağız. Söz konusu master planlar güncellenebilir, yani “yaşayan” şekilde olacak.

Bu noktada ruhsat süreçleri ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

-          Ruhsat süreçleri dijitalleşmeli ve şeffaf yürümesinin önü açılmalı. Belediyelerin mevcut ruhsat verme süreçlerinde önemli problemler yaşanıyor. Ruhsat süreçleri şeffaf ve izlenebilir hale gelirse siyasetten de koparılmış olur.

Çanakkale Köprüsü’nden Osmangazi’ye uzanan alanı birbirine doğru bağlayalım

GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, derneğin şehircilik anlayışını şöyle özetledi:

-          Bizim vizyonumuz 4T’den oluşuyor: Tabiatla uyumlu, tasarıma değer, tekniğin uygulandığı, toplumun menfaatini öncelikleyen…

Bu vizyonla İstanbul’a şöyle baktı:

-          İstanbul ve yakın bölgelerinde ulaşım altyapısı büyük ölçüde tamamlandı. Çanakkale Köprüsü’nden Osmangazi Köprüsü’ne kadar olan tüm alanı birbirine doğru şekilde bağlayıp etkisi yüksek yatırımlarla entegre edebilirsek İstanbul’da kentsel refah seviyemiz artar.

Osmangazi Köprüsü ile Kocaeli arasındaki alana İstanbul’un Anadolu yakasının sığabileceğini vurguladı:

-          Gebze-Üsküdar arası metro ile 50 dakika. Gebze’deki sanayi bölgesi konum olarak hem Bursa’ya hem de Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakın. Üstelik arsa maliyeti İstanbul’un merkezi bölgelerine göre daha avantajlı.

Kümelenme stratejisinin doğru oturtulmasının etkisini şöyle ortaya koydu:

-          Yerleşim planlarını daha doğru bir şekilde hayata geçirirsek şehir merkezlerinin yükünü çok daha efektif şekilde yaymış oluruz.

Şu noktanın altını çizdi:

-          Kentsel dönüşümde uzun süredir denenmiş olanı tüm İstanbul için aynı anda başlatırsak tüm şehir şantiyeye dönüşür. Bu, sosyal yaşama uygun olmaz. Dönüşüm zorunluluk olarak ortaya konulup alternatif gösterilmezse olay sosyal devlet anlayışının dışına çıkıyor.

İstanbul’da yeterli sayıda kiralık ev olmadığını kaydetti:

-          İki yılda arsa maliyeti de oluşturmadan 200 bin konut üretmek gerekiyor. Arsa maliyeti sıfırlanırsa gayrimenkul sektörüne yeni bir paradigma gelir. Böylelikle zaten varlıklı olan arsa sahiplerini daha da zenginleştirme dönemi biter. Kira rakamları “uygun” hale gelir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar