Ekonomide cevabını bekleyen sorular

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Sandığa şunun şurasında ne kaldı. Pazara oy vereceğiz ve Türkiye’nin bundan sonraki yol haritasında tercihimizi kullanacağız. Ancak piyasalar, iş dünyası, emekliler, vatandaş; ekonomide son dönemde olup bitenlerden son derece tedirgin ve herkesin kafasında “deli sorular” dolaşıyor…

Hükümet, ne yapmak istiyor? Zaten türbülansta yol alırken peş peşe alınan ve birbiriyle çelişen kararlar ile nereye varılmak isteniyor? Bir kriz tasarımı mı söz konusu? İki tur arasında kur kaynaklı sorun çıkmasın diye mi bu tedbirler? Yoksa bunların bize söylemedikleri ajandaları mı var?

TÜKETİM MALI İTHALATI ARTIYORSA

Hatırlıyorum, Kayıp Yıllar 90’ların en bildik sorunlarından biri, ithalattaki artıştı ve tüketim malına neredeyse hücum vardı. Neticesi, kazandığından fazlasını harcayan, ürettiğinden fazlasını tüketen yapıda, döviz de suyunu çekince balo havası sona ermiş ve hep birlikte 2001 krizini karşılamıştık.

Şimdiye bakıyorum; döviz kıt. İhracatçı kendi dövizinin dilencisi durumunda… Sanayici ihtiyaç duyduğu hammaddeyi tedarikte sıkıntı yaşıyor. Üstelik bunu haykırıyor da; “üretemezsem ihraat da tehlikeye girer.” Nitekim giriyor da… Oysa bize döviz lazım ve bunu turizm ile ihracat sağlayabiliyor.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Ekonomi yönetimi nereye varmak istiyor?

Faizi daha da indirmekten söz ediyorlar. Aslında bunun bir önemi kalmadı zira mevduatta %60’lar konuşuluyor. Bankalar, çoktan Ortodoks sistemin oyun kurallarına geçmeye başladı bile. Zira heteroksta yol tükendi, piyasa tükendi, biz tükendik. Sahi, nereye koşuyor ekonomi yönetimi?

Seçim sonrası işler rayına girer mi?

Herkesin beklentisi bu… Daha doğrusu birbirine sorduğu soru şu; “böyle gelebildik, maliyeti ortada. Bundan sonra böyle devam edilebilir mi?” Cevaplar; “hayır, devam etmez” olsa da hükümeti destekleyenler, “devam ediyor işte” diyor. Seçimden sonraki ekonomi anlayışı eğer normalleşmezse şu denediğimiz tuhaf ekonomik modellerin topluma maliyeti inanılmaz olabilir. İşler rayına girer mi sorusuna gelince; bu kafayla gidersek ortada ray filan da kalmayacak.

NOT

BURAYA KADAR İYİ GELDİK

Enflasyonun liramıza 6 sıfır eklediği Kayıp Yıllar 90’lardayız. Her 18 ayda bir kurulan sandıklar, siyasi istikrarsızlık sebebiyle kronik seçim ekonomisi uygulamaları, katrilyonlarla ifade edilen bütçe açıkları ve milyarlarca dolarlık cari açık yılları…

Bir ara merak ettik, acaba bu durumdan çıkış mümkün mü diye? Gittik, benzeri sıkıntıları aşmış bir ülkenin ekonomi yöneticisini Türkiye’ye davet ettik. İsrail’de yıllık %3600’lük enflasyonu tek haneye indirmeyi başaran zamanın merkez bankası başkanı Jakob Frenkel’i çağırdık ve sorduk; “nasıl başardınız?” diye…

“Öncelikle seçim ekonomisi havasından kurtulduk ve popülist paket açmaya son verdik. Sonra enflasyon külfetini bir başkasına devredenlere yöneldik, herkesin omuzlarına yük bindirdik. Akabinde uyguladığımız sıkı diyet ile enflasyon belasından kurtulduk.”

Frenkel sözünü bitirirken şu fıkrayı da eklemeyi unutmamıştı; “adamın biri 110 katlı gökdelenin tepesinden aşağı atlıyor ve hızla yere doğru düşerken 10’uncu katın penceresindeki biri soruyor; “nasıl gidiyor?” diye. Adamın cevabı şu; “buraya kadar iyi geldik.” Fıkra bu kadar…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar